Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/5095
Karar No: 2009/8370

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/5095 Esas 2009/8370 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2009/5095 E.  ,  2009/8370 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ÇAYKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 12/03/2009
    NUMARASI : 2008/125-2009/43

    Taraflar arasında görülen davada;                                                                                           
    Davacı, miras bırakan annesi M.. G... "nun 93 yaşında, cahil, yaşlı, okur-yazar olmayan bilinçsiz bir insan olmasından kötüniyetle istifade edip aldatarak, yaşı itibariyle akıl ve ruh sağlığının yerinde olduğuna dair doktor raporu da alınmadan Kadir Karaca"ya verdiği vekaletname ile dava konusu taşınmazın E.. K..."ya bağış yoluyla devredildiğini, onun da muvazaalı olarak davalı eşi Mehmet Karaca"ya satışla devrettiğini, kendisinin davalıya olan borçlarının ödenmediğinden bahisle muvazaalı ve hileli işlemlerle araziyi iktisap ettiklerini ileri sürüp, tapu kaydının iptali ile murisin yasal mirasçıları adına tescilini istemiştir.
    Davalı, davacının ve annesinin isteği, kardeşlerinin de muvafakatı ile taşınmazı E..."nin satın aldığını, davacının bizzat kendisinin annesini notere ve tapuya götürdüğünü bildirip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davada zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.    
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14.07.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edilen vekili Avukat F... Ç....  geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının miras bırakanı M..."nin çekişme konusu taşınmazdaki maliki olduğu 2/24 payını vekil ettiği K... aracılığı ile E..."ye sattığı, onun da kocası olan Mehmet"e aynı sebeple intikal ettirdiği anlaşılmaktadır.
    Davacı, vekaletin veriliş ve akit tarihinde murisin ehliyetsiz olduğunu, vekaletin hileyle alındığını, olayda gabin"in koşullarının bulunduğunu ve ayrıca temlikin muris muvazaası ile illetli olduğuna değinerek bir çok hukuki sebebe dayanmak suretiyle tapunun iptali ile tüm mirasçılar adına tescilini istemiştir.  
    Hemen belirtilmelidir ki, mirasbırakanın ölüm tarihine göre terekesi Türk Medeni Kanununun 701 ilâ 703.maddelerinde  öngörüldüğü üzere elbirliği mülkiyetine tabidir.
    Bilindiği üzere; elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
    Türk Medeni Kanununun 701-703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin ( ortaklığın ) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan herbirinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler  mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, Türk Medeni Kanununun 701. maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır. 
    Türk Medeni Kanununun 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, nevarki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (ll.l0.982 tarih l982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.        

    Somut olaya gelince; miras bırakanın davacının dışında başkaca mirasçılarının bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. O halde, işin esasının incelenebilmesi bakımından Türk Medeni Kanununun 640.maddesi hükmü uyarınca davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi zorunludur. Oysa, mahkemece, anılan usul kuralı gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Hal böyle olunca, öncelikle yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde usulü işlemlerin tamamlanması, ondan sonra kamu düzeni ile ilgili olması sebebiyle öncelikle mirasbırakanın vekaletin veriliş ve akit tarihlerinde ehliyetli olup olmadığının 2659 Sayılı Yasanın 7. ve 16. Maddeleri gereğince Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden alınacak raporla belirlenmesi, ehliyetli olmadığının saptanması halinde davalı Mehmet"in 2.el olması sebebiyle Türk Medeni Kanununun 1023.maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanmayacağının açığa kavuşturulması ve değerlendirilmesi, mirasbırakanın ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde ise diğer hukuki sebeplere ilişkin iddiaların soruşturulması ve ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
    Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.07.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi