20. Hukuk Dairesi 2015/11999 E. , 2015/11977 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kozan 1.Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2014
NUMARASI : 2013/46-2014/31
DAVACILAR : Hazine - Orman Yönetimi - Ü.. K.. ve Ark.
DAVALI : İ.. E..
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılardan Ü.. K.. vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Akoluk köyü 101 ada 550, 551, 552 ve 553 parsel sayılı sırasıyla 10144 m², 7797 m², 7022 m² ve 2893 m² yüzölçümlü taşınmazlar, tarla niteliğiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği nedeniyle davalı adına tespit edilmiştir.
Davacı Ü.. K.., 550 ve 551 sayılı parsellere; Mehmet ve H.. E.. 551 sayılı parsele; V.. K.. tüm parsellere yönelik olarak zilyedliğe dayalı dava açmış; müdahil Hazine ve Orman Yönetimi ise, taşınmazların zilyedlikle kazanılacak yerlerden olmadığı iddiasıyla davaya katılmışlardır
Mahkemece, müdahillerin davasının kabulüne, diğer davaların reddine, dava konusu 101 ada 550, 551, 552 ve 553 parsel sayılı taşınmazların tespitlerinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Ü.. K.. vekili tarafından 550 ve 551 parsellere yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosu vardır.
Mahkemece, temyize konu 550 ve 551 sayılı parsellerin orman sayılan ve orman içi açıklık niteliğinde olduğu gerekçesiyle bu taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Orman bilirkişi raporuna göre taşınmazlar, 1956 tarihli memleket haritası ve 1952 tarihli hava fotoğraflarında açık alanda ve fen bilirkişi raporuna göre, tapu kaydı sınırları, temyize konu çekişmeli taşınmazları kapsamakta ise de, mahkemece tapu kayıtlarına değer verilip verilmeyeceği tartışılmamış, davalının dayandığı Aralık 1944 tarih 1 sıra numaralı tapu kayıtları keşif sırasında yöntemince uygulanmamış; tapu kayıtlarının gittileri ile ilgili tapu iptali ve tescil davalarının görüldüğü Feke Sulh Hukuk Mahkemesinin 1973/3 - 1974/59, 1949/21 - 1950/11 sayılı dava dosyaları değerlendirilmemiştir. Sözü edilen tapu kaydı, 30000 m² yüzölçümlü ve sınırları, D:Dağ, B:Dağ eteği, K:Dana deresi, G:Kör Kuyu olup, davalı İ.. E.. ve arkadaşları adına kayıtlıdır. Bu tapu kaydı, 1944 tarihli tescil ilâmı ile oluştuğu halde, mahkemece tescil kararı ve bu kararın dayanağı olan tescil krokisi de uygulanmamıştır.
O halde, doğru sonuca ulaşılabilmesi için önceki bilirkişiler dışında seçilecek bir orman, bir fen bilirkişi, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımıyla yeniden yapılacak keşifte, dayanılan tapu kayıtları ilk oluştuğu günden itibaren tüm gittileriyle getirtilip uygulanmalı, kadastro sırasında herhangi bir taşınmaza revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüşse bu taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları getirtilmeli, uygulamada tapu kaydının oluşumuna esas alınan tescil kararı ve krokisi ile yukarıda sözü edilen dava dosyalarından yararlanılmalı, tescil hükmünün, tarafları açısından kesin hüküm oluşturacağı düşünülmeli, kesinleşen dosyaların kroki kapsamları fen bilirkişi raporunda ayrı renklerle gösterilmeli; tapu kayıtlarının taşınmazlara uyması halinde orman içi açıklıktan sözedilemeyeceği düşünülmeli; uymadığı takdirde orman bilirkişisinden, komşu 565 ve 567 parsel sayılı taşınmazlarla birlikte değerlendirildiğinde çekişmeli taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi anlamında orman bütünlüğünü bozup bozmadığı, orman içi açıklık veya orman toprağı özelliğinde, orman sayılan yer olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususlarında aydıntılı rapor alınmalı; çekişmeli taşınmazın kuzeyinde yer alan ve mahkeme kararı ile orman olarak Hazine adına tesciline karar verilen 566 parsel sayılı taşınmaza ilişkin dava dosyası getirtilerek bu dosyadan da yararlanılmalı; bir kısım davacılar tarafından, 1936 yılına ait 349 numaralı vergi kaydı ibraz edilmiş ise de, vergi kaydının zilyedlik belgesi olduğu ve orman sayılan yerlerde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği gözönünde tutulmalı; bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Eksik incelemeye dayanılarak hüküm tesisi isabetsiz olup kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 30/11/2015 günü oy birliğiyle karar verildi.