16. Hukuk Dairesi 2014/19252 E. , 2015/5799 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... çalışma alanında bulunan 184 ada 15 parsel sayılı 894,07 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz önce dava dışı ... adına tespit ve tescil edilmiş bilahare satış nedeniyle davalı ... adına kaydolunmuştur. Davacı ... taşınmazın kendisine ait olduğunu öne sürerek adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davalı ... cevap süresi içinde harçlandırılmış dilekçesiyle davacı ..."ın çekişmeli taşınmazdaki el atmasının önlenmesine, adı geçenin taşınmaz üzerinde yaptırdığı binanın kal"i ile eski hale getirilmesi istemiyle karşı dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı-davalı ..."ın yaptırdığı binanın kal"i ile el atmasının önlenmesine karar verilmiş; hüküm, davacı-davalı vekili tarafından hükmün esası hakkında, davalı-davacı vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı-davalı ..."ın davasını ispat edemediği gerekçesiyle davasının reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. 25.05.2012 ve 21.08.2013 tarihli keşifte dinlenen tanık beyanlarının son derece soyut nitelikte olduğu, her iki keşifte dinlenen tanık ..."ın ilk keşifte taşınmazın kime ait olduğunu bilmediğini söylediği halde ikinci keşifte taşınmaz ve çevresinin bir bütün olduğunu kendi babasının, davacı-davalı ..."nin babasının ve davalı-davacı ..."nin annesinin müşterek kullanımında bulunduğunu, daha sonra parsellere ayrıldığını, 13 ve 14 nolu parsellerin tespit sırasında kendisi adına yazıldığını, 15 ve 18 parsellerin bir bütün iken davacı ile davalı arasında nasıl paylaşıldığını bilemediğini bildirmesine rağmen beyanları arasındaki çelişki giderilmediği gibi evveliyatında bütün olan taşınmazların kadastro tespitinde hangi parsellere bölündüğü, belirtilen paylaşmanın kimler arasında nasıl, ne zaman yapıldığı sorulmamıştır. Yine davalı-davacı ... tanığı ...15 ve 18 parsellerin davacı-davalı ..."nin babası ile davalı-davacı ..."nin annesinin birlikte kullandığını söylediği halde bu beyanı yeterince aydınlatılmamıştır. Davalı-davacı ... adına komşu 39 parsel sayılı taşınmazın tespit ve tescil edildiğinin dosya kapsamından anlaşılmasına rağmen öncesinde çekişmeli taşınmazlarla bir bütünlük oluşturup oluşturmadığı, neden davalı-davacı ... adına tespit edildiği dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmamıştır. Böylesine eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez. O halde; sağlıklı sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız,
yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ile; tarafların bildirmiş oldukları tanıkları ile önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişiler, tespit bilirkişileri huzuruyla taşınmaz başında keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın geçmişte kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinde bir bütünlük arz ettiği taşınmazların sınırları, kadastro tespitinde hangi parsel numaralarıyla kim ya da kimler adına tespit gördüğü, öncesinde davacı-davalı ..."nin babası ile davalı-davacı ..."nin annesinin kullanımında olduğu bildirilen çekişmeli 15 parsel ile komşu 18 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki bu kullanımın hangi sebebe dayandığı, taraflar ya da bayiileri arasında herhangi bir taksimin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hangi paydaşa neresinin düştüğü etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, alınan beyanlar ile önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanları arasında çelişki ortaya çıktığı takdirde giderilmeye çalışılmalı bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmesi suretiyle bir hüküm kurulmalıdır. Hal böyle olunca; eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de hem asıl dava hem de karşılık dava yönüyle belirlenen dava değerine göre eksik harçların tamamlatıldığı ve iki ayrı dava bulunduğu halde davalı-davacı lehine her iki dava için ayrı ayrı nispi vekalet ücreti takdiri gerekirken tek bir maktu vekalet ücretine hükmedilmesi dahi isabetsiz olduğu gibi davacı-davalı ..."ın davasının neden reddedildiğine dair gerekçe gösterilmeksizin yalnızca "davasını ispat edemediği" şeklinde soyut ve yeterli olmayan bir gerekçe ile davasının reddine karar verilmesi dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 07.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.