Taraflar arasında görülen davada;Davacı, dava dışı eşi A..."in yaptırdığı inşaat nedeniyle davalı A...."dan 55 milyar lira borç aldığını, karşılığında 100 milyar lira bedelli teminat senedi verdiği, kardeşi olan davalı A.Ayhan"ın, A...."un verdiği borç nedeniyle endişeli olduğunu, maliki olduğu 1176 nolu parselin satışını içerir vekaletnamenin kendisine verilmesi halinde Aynu"un rahatlayacağını söyleyerek vekaletname aldığını ve güvence olması amacıyla verdiği satış yetkisini içerir vekaletnameyi kullanarak taşınmazdaki 1/2 payını davalı A..."a tapuda satış işlemi ile devrettiğini, A...."un, vekil A....."ın boşandığı eşi olduğunu ancak, sürekli görüştüklerini, satış iradesi taşımadığı, güvence olması amacıyla verdiği vekaletin kötüye kullanıldığını ileri sürerek, tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuştur.
Davalılar; davacının davalı A...."dan 55 milyar lira elden, 50 milyar lirada banka hesabına yatırılması suretiyle 105 milyar lira borç aldığını, bu borcu ödeyemeyince karşılığında çekişme konusu taşınmazdaki 1/2 payını vekili aracılığıyla A...."a temlik ettiğini, vekaletin kötüye kullanılmadığını, davacının iradesine uygun olarak hareket edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; "... vekilin vekalet görevini kötüye kullanıp kullanmadığının, vekil ile kaydı alan kişinin çıkar ve işbirliği içerisinde olup olmadıklarının, zararlandırma kastı ile hareket edip etmediklerinin araştırılması, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuş olmakla yapılan araştırma sonucu davalı A.Ayhan hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine, davalı A... hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı A.. vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.1.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat A.P....., Av. ile temyiz edilen vekili Av.geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ......... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamında gösterildiği şekilde araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra, davalı A..A.. hakkındaki davanın husumet yönünden reddine, diğer davalı A... hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı A... ile dava dışı A..."in karı koca oldukları ve sonradan boşandıkları, A....inşaat işleri ile uğraşan ticaret erbabı olduğu, davalı A...ise davacı Aygen"in kardeşi olup, 12.1.2004 tarih 455 yevmiye nolu vekaletname ile davacı A...tarafından vekil tayin edildiği, davacı A.... eski eşi A.... ticari işlerinin kötü gitmesi nedeniyle mali sıkıntı içine düştüğü, bunun üzerine davalı vekil A...boşandığı eşi olan davalı A..., davacı A... Türkiye İş Bankası Karadeniz Ereğli Şubesindeki hesabına, Garanti Bankası Pendik Şubesi aracılığıyla 10.7.2003 tarihinde 50.000.000.000.-TL"nı borç olarak gönderdiği, keza, dava dilekçesinde belirtilen ve davacı A.... kabulünde olduğu üzere 55.000.000.000.-TL yine A... tarafından davacının eski kocası A.... borç olarak verildiği, alınan bu borçlara karşılık olmak üzere, alacaklısı davalı A.. olmak üzere davacının eski eşi A..... tarafından 14.7.2003 tarihinde düzenlenen 100.000.000.000.-TL bedelli, 10.2.2004 ödeme günlü senedin verildiği, daha sonra da davacı A....vekil tayin ettiği kardeşi A.....A.... tarafından; çekişme konusu 1176 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payının davalı A..."a temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Bu olgular ışığında, olayların işleyiş tarzı gözetildiğinde yapılan pay temlikinin, borçların karşılığı olmak üzere gerçekleştirildiği kabul edilmelidir. Bir başka ifade ile vekaleten yapılan satış işleminin davacının iradesi dışında olduğunun kabulüne olanak yoktur.
Bu durumda, vekalet görevinin kötüye kullanıldığından da sözedilemez.
Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı A..."un temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 22.1.2008 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY YAZISI-
Hükmüne uyulan Daire bozma kararında özet olarak davacının verdiği vekalet kullanılmak suretiyle, davacıyı zararlandırma kastı bulunup bulunmadığı, özellikle vekil (A.. A.. H...) ile boşandığı eşi diğer davalı kaydı olan A.. H."in davacı A....zararlandırma amacı ile el ve işbirliği içinde olup olmadıklarına işaret edilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Getirtilen kayıt örneklerinden ve iptal ve tescili istenen tapu kaydının dayanağını oluşturan resmi akit tablosuna göre davacının kardeşi olan davalı A.........H. dava konusu taşınmazı vekil sıfatıyla 23.1.2004 tarihinde boşandığı eski eşi A. H."e 20.600.000.000.-TL satarak teslim ettiği, bilirkişi tarafından o tarih itibariyle saptanan gerçek satış değerinin ise 100.000.000.000.-TL olduğu görülmektedir. Davacı, satış bedelinin kendisine ödenmediğini ileri sürmüştür.
Bilindiği gibi, Borçlar Kanununun 390/2. maddesi " vekil, müvekkiline karşı vekaleti hüsnüniyetle ifa ile mükelleftir..." hükmüne yer verilmiştir. Hesap verme başlığını taşıyan 392/1. maddesinde ise; " vekil, müvekkilin talebi üzerine yapmış olduğu işin hesabını vermeye ve bu cihtten dolayı her ne nam ile olursa olsun almış olduğu şeyi müvekkile tediyeye mecburdur. Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre vekilen (A...A.. H...) davacıya doğrudan doğruya ya da talimatı gereği herhangi bir yere ödediği (taşınmazın satış bedeli ile ilgili olarak ) bir meblağ ve bu ödemeler gösteren herhangi bir belge mevcut değildir. Davacının, dava dilekçesinde eski eşi tarafından 55 milyar T.L."nın Aynur"dan (davalı) borç para olarak önceden alınmış olduğunu söylemesi paranın kendisine ödendiğinin kabulü anlamına gelmez. Dilekçedeki bu beyan, bazı olaylar nedeniyle baskı altında tutularak vekaletnamenin kendisinden nasıl alındığını açıklamak içindir. Kaldi ki, davacının boşandığı eşine bu meblağ (55 Milyar) verilmişse davalı A.. bunu ayrı bir dava konusu yapabilir. Ayrıca, 55 Milyar verildiği söylenen davacının eski eşi A... bu parayı davacıya verdiğine dair bir beyanı da yoktur.
Öte yandan, A... H.."in hesabına A.....tarafından bir ödeme (50 milyar TL) yapılmış ise bu ödemenin resmi akitteki düzenleme tarihinden ( 23.1.2004) çok önceki bir tarihi (17.7.2003) taşınması nedeniyle hangi ödeme ile ilgili olduğu da belli değildir. Bu ödemenin, taşınmazın bedeli ile ilgili olduğu kabul edilse bile taşınmazın gerçek değerinin çok altında olduğu, bu haliyle davacının zarar göreceği kuşkusuzdur.
Öte yandan, vekil ile A... karı koca olması sebebiyle birbirini yakından tanıdıkları durumu ilen ve bu haliyle de el ve işbirliği içinde birlikte hareket eden kişi durumunda oldukları da açıktır.
Yukarıda açıklanan ve mahkemece karar yerinde gösterilen diğer gerekçelerle, hükmün onanması görüşünde olduğumdan, çoğunluğun bozma kararına iştirak edilmemiştir.