20. Hukuk Dairesi 2016/11624 E. , 2019/710 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında dava konusu ... köyü 161 ada 9 parsel sayılı 19059,23 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ölü ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ..., taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, edinme koşullarının gerçekleşmediğini öne sürerek dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine, dava konusu taşınmazın ... mirasçısı ... ve paydaşları adına tapuya tesciline karar verilmiş; davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 18/01/2012 gün ve 2011/1373 E. - 124 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Dosya içinde mevcut dava konusu taşınmaza ait olduğu belirlenen fotoğraflar gözönüne alındığında ziraatçi bilirkişi raporunun taşınmazın niteliği konusunda yeterli açıklamayı içermediği görülmektedir. Bu durumda; toprak yapısı, bitki örtüsü ve taşınmazın öncesinin tarla olarak kullanılıp kullanılmadığı hususunda üç kişilik uzman ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması gerektiği kuşkusuzdur. O halde mahkemece, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları ve üç kişilik ziraat mühendisleri kurulu huzuruyla keşif yapılarak keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi, kimden kime ve ne suretle intikal ettiği ve ne şekilde kullanıldığı, öncesinde tarla olarak kullanılıp kullanılmadığı, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan taşınmazın eğimi, toprak yapısı, bitki örtüsü, taşınmazın zemin durumu itibariyle hakim unsurunun toprak mı yoksa taşlık niteliğinde mi olduğu ile ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmeli..." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, çekişmeli taşınmazın kararda gösterilen tespit maliki mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/06/2014 gün ve 2014/2747 E. - 5924 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece çekişmeli taşınmazın ... sayılmayan yerlerden olduğu ve davalılar adına edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de 24/09/2010 tarihinde taşınmaz başında yapılan keşiftebilgisine başvurulan ... bilirkişi raporunda tahdit haritası ile kadastro paftası çakıştırılmadığı ve uygulanan memleket haritasının dayanağı hava fotoğrafı getirtilip uygulanmadığı için taşınmazın ... olup olmadığını ve hukuki durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici değildir. Ayrıca taşınmazın dosya içerisinde bulunan fotoğraflarında halen taşlık görünümünde olup ziraat bilirkişi kurulu raporuyla uyuşmamaktadır.
Kural olarak bir yerde, 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden sonra yapılıp kesinleşen ... kadastrosu varsa o yerin ... sayılan yerlerden olup olmadığının kesinleşen ... kadastrosu harita ve tutanaklarının uygulanması sonucu belirlenecektir.
Ne var ki; ... tarafından taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açıldığına göre, dava konusu taşınmazın yalnızca kesinleşen ... kadastrosu sınırları dışında kalması yeterli olmayıp zilyetlikle kazanılması koşullarının bulunup bulunmadığının ve ayrıca 6831 sayılı Kanunun 19/.../2012 tarihli ve 6292 sayılı Kanunla değişik 7. maddesi gereğince “sınırlandırma sırasında ... olduğu halde ... sınırları dışında kalmış ...” olup olmadığının araştırılması gerekmektedir.
O halde, mahkemece, ... tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri ... tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı ... tahdit harita örneği ile hem eski tarihli, hem de tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce düzenlenmiş memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen .../5000 ölçekli kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman ... yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir ... mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, ... tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek yerine uygulanıp taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı, bilirkişilere tahdit hattı ile paftadaki kroki düzenlettirilmeli, yine diğer resmî belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) en eski ve tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten önce düzenlenen memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskopik yöntemle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliği belirlenmeli, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın ... sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak üç kişilik ziraat bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılıp, davalı taşınmazdan toprak numunesi aldırılıp toprak yapısı hususunda inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi mi yoksa taşlık mı olduğu belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra tespit maliki lehine zilyetlik şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne tespitin iptali ile ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan ... kadastrosu 13.07.1948 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/02/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.