Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/11324
Karar No: 2008/876
Karar Tarihi: 28.01.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/11324 Esas 2008/876 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar, miras bırakanları Acem'in malik olduğu 14 parsel sayılı taşınmazın 1/2'sini mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalıya satış göstermek suretiyle temlik ettiğini iddia ederek tapunun iptali ile mirasçılar adına tescilini olmadığı takdirde tenkis isteğinde bulunmuşlardır. Mahkeme, muvazaa iddiası sabit görülerek, dava dilekçesinde adı geçen davacılar yönünden tapunun payları oranında iptal ve tesciline karar vermiştir. Ancak temyiz incelemesi sonrasında dosya yeniden incelenmek üzere mahkemeye iade edilmiştir.
Miras muvazaasının nisbi muvazaalı olduğu ifade edilen kararda, miras bırakanın gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmeyi muvazaalı hale getirerek mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla satış göstermek suretiyle devrettiği belirtilmiştir. Bu tür uyuşmazlıkların çözümü için gerçek irade ve amacın açıkça ortaya çıkarılması gerektiği vurgulanmıştır.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller dikkate alındığında, davalıya yapılan temlikin muvazaalı olmadığı sonucuna varılamamıştır. Ancak mahkemece, temlikin gerçek yönünün diğer bir deyişle miras bırakanın as
1. Hukuk Dairesi         2007/11324 E.  ,  2008/876 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ   : SUNGURLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ   : 22/05/2007
    NUMARASI   : 2000/250-2007/209

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakanları Acem"in malik olduğu 14 parsel sayılı taşınmazın 1/2"sini mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı  olarak davalıya satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, davalının alım gücü olmadığını ileri sürerek tapunun iptali ile mirasçılar adına tescilini olmadığı takdirde tenkis isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalı, miras bırakanın mal kaçırma amacı olmadığını 14 ayrı taşınmazı daha bulunduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur.
    Bir kısım mirasçılar, müdahillik isteğinde bulunarak, çekişmeli taşınmazın tapusunun iptal ve tescilini istemişlerdir.
    Miras bırakanın terekesine temsilci atanmış 03.10.2006 tarihli oturumda beyanı alınmıştır.
    Mahkemece; muvazaa iddiası sabit görülerek, dava dilekçesinde adı geçen davacılar yönünden tapunun payları oranında iptal ve tesciline karar verilmiştir.
    Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
     
                                            -KARAR-

    Dava, muris muvazaası  nedenine dayalı tapu iptal, tescil olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, tapu iptali-tescil davasının kabulüne karar  verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; dava konusu bahçeli karpiç ev vasfındaki 14 parsel sayılı taşınmazın tamami miras bırakan Acem"e ait iken, anılan taşınmazdaki 1/2 payın 19.1.1996 tarihli akitle ve satış suretiyle davalı H. K...na temlik edildiği anlaşılmaktadır.
    Davacılar, davalıya yapılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazalı olduğunu ileri sürerek, eldeki davayı açmışlardır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras  bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut  olaya gelince; davacıların miras bırakanın çocukları, davalının ise ölen oğlunun eşi (gelini) olduğu, halen dava konusu 14 parselin 1/2"sini ile dava dışı 14 ayrı taşınmazda murisin payı bulunduğu yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek değerlendirildiğinde davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir deyişle miras bırakanın asıl iradesinin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacını güttüğünü söyleyebilme olanağı yoktur.
    Öte yandan, tüm dosya kapsamı tanık beyanları ile birlikte değerlendirildiğinde çekişmeli taşınmazın temlik  tarihindeki değeri ile gerçek değeri arasında fark olması başlı başına temlikin muvazaalı olduğunu kanıtlamaya yeterli değildir. Kalkı ki, miras bırakan anılan taşınmazın tamamının maliki iken yalnızca 1/2 sini temlik etmiştir. Bu hususta, murisin mal kaçırma amacı olmadığının bir göstergesidir.
    Hal böyle olunca, dosyaya yansıyan bilgi ve belgelere göre, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar  verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi kabule göre de, terekeye temsilci atandığına göre tüm mirasçıların payları oranında hüküm kurulabileceği hususunun gözetilmemesi de doğru değilse de, bozma nedenine göre ayrıca bu husus bozma sebebi yapılmamıştır. Davacıların, buna yönelik temyiz itirazlarının reddine, açıklanan sebeplerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü  HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  28.01.2008 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

                                                 
                                                          - KARŞI OY YAZISI -

    Davacı, tapunun iptali ile mirasçılar adına tescil istediğine göre davanın, terekeye temsilci atanması suretiyle görülmesi gerektiğine ilişkin çoğunluğun usule ilişkin bozma ilamına aynen iştirak edilmiştir. Esasa ilişkin bozma görüşüne ise, aşağıda açıklanan gerekçelerle iştirak edilmemiştir.
    Özellikle, dava konusu taşınmazın resmi akitte gösterilen satış bedeli ile o tarih itibariyle saptanan gerçek satış değeri arasında açık bir nisbetsizlik bulunduğu, davalı olan murisin gelini Halime ev kadını olup o tarihte dava konusu taşınmazı alabilecek bir gelire sahip olmadığı, murisle aynı yerde ve aynı çatı altında oturması nedeniyle diğer mirasçılara tercih edildiği, davalının murise baktığı ve onunla yakından ilgilendiği bu bağlamda gerçek bakım karşılığı olduğu iddialarının doğruluğu ancak, temlikin ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile kanıtlanabileceği, oysa, temlikin satış suretiyle yapıldığı, ancak bedelsiz olduğu dinlenen tanık beyanları ve toplanan diğer elverişli delillerle saptanmıştır. Açıklanan ve mahkemece hüküm yerinde gösterilen diğer gerekçelerle kararın esasa ilişkin olarak onanması görüşündeyim. Açıklanan bu gerekçelerle çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.


                                                                                 
             

     


     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi