Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/21
Karar No: 2017/11144

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/21 Esas 2017/11144 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/21 E.  ,  2017/11144 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
    Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması-indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2008 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden....ed Ali adında müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, daha sonra boşandıklarını, müşterek çocuklar için aylık 150"şer TL iştirak nafakası bağlandığını, bu bağlanan nafaka miktarlarını düzenli bir şekilde ödediğini, ancak aradan geçen zamanda davalının masraflarının arttığını ve hâlihazırda ki nafakanın çocuklarının giderlerini karşılamayacağına binaen, nafaka arttırımı davası açıp müşterek çocukları için ayrı ayrı 50"şer TL arttırılarak 200 TL"ye yükseltilmesini talep etmiş ve toplamda iki çocuk için bu miktarın 400 TL"ye ulaştığını, mahkemece bu miktar kabul edilip nafaka arttırımı yönünde karar verildiğini, bu hükmedilen nafaka miktarlarını düzenli olarak ödediğini, müvekkilinin söz konusu olayda Şanlıurfa il sınırları içinde yer alan İsmar isimli markette aylık 1.100 TL ile satın alma reyonunda kasiyer olarak çalıştığını, 24.03.2015 tarihinde çalıştığı iş yerinden çıkartıldığını, müvekkilinin yaklaşık bir yıldır işsiz olduğunu, müvekkilinin bu süre zarfında iş bulmak için İşkur"a başvuru yaptığını, ayrıca müvekkilinin Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan sosyal yardım fonundan yararlandığını, müvekkilinin hükmedilen 400 TL nafakayı ödeyecek gücünün olmadığını, tarafların daha sonra hayatlarını başka kişilerle birleştirdiklerini, müvekkilinin bakmakla yükümlü olduğu bir evi ve çocukları olduğunu, hükmedilen nafaka miktarı sebebiyle aile içinde bir takım huzursuzluklar meydana gelmeye başladığını, bu nedenle hükmedilen nafakanın kaldırılmasına yahut belirli bir miktara indirilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalının cevap dilekçesinde; açılan davaya yetki yönünden itirazının olduğunu, müşterek çocuklar için hükmedilen nafakanın cüzi miktarda olduğunu, davacının hüküm altına alınan nafaka bedelini düzenli olarak ödemediği için icra takibi başlatıldığını, süresi içinde ödenmemiş olması üzerine İcra Ceza Mahkemesine şikâyet ettiklerini, infazın ertelenmesi yönünde art niyetli bir şekilde ödenmeyen ancak hüküm altında bulunan nafakanın iptali yönünde dava açıldığını, davacının asılsız iddialarda bulunduğunu, davacının kendisini muhtaç durumda gösterip acındırdığını, davacının işten ayrıldığını iddia ettiği marketin satın alma müdürü olarak çalıştığını, işyerinin yanıp kapanması sonucu buradan ayrıldığını halen başka bir yerde üst düzey yönetici olarak çalıştığını, kendilerinin davacıdan
    hak etmediği hiçbir şeyi istemediğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1)Anayasanın 141"nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297"nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297"nci maddesinde hükmün ihtiva etmesi gereken hususlar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince, yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir.
    Mahkemece, karar gerekçesinde ‘…Mahkememizce yapılan değerlendirmede davalının çalışmaya engel fiziksel bir engelinin bulunmaması, TAKBİS sisteminde davalının üzerine kayıtlı malvarlığının bulunması göz önüne alınarak iştirak nafakasının tamamen kaldırılmasının hakkaniyet ilkesine uygun olmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Dinlenen tanık beyanlarından davacının İsmar isimli markette çalıştığı, daha sonra İsmar isimli marketten işten çıkartıldığı, ancak davacının çalışabilecek durumda olduğu, daha önce belirlenen nafakanın küçüklerin asgari ihtiyaçları için zaruri olduğu, bu nedenle nafakanın kaldırılması veya azaltılmasına yönelik şartların oluşmadığı, davacının müşterek çocukların her biri için aylık 200"er TL iştirak nafakası ödemeye devam etmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır…’ belirtilmiş, hüküm de ise ‘Bakırköy 8. Aile Mahkemesinin 2014/887 esas, 2015/383 karar sayılı ilamı ile müşterek çocuklar 20.10.2009 doğumlu Muhammed Ali Ek ve 09.03.2015 doğumlu Emirhan Ek yararına takdir edilen her biri için aylık 400"er TL nafakanın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere her bir çocuk için 200"er TL"ye azaltılmasına, takdir edilen nafakanın her ay davacı tarafından davalıya ödenmesine,’ denilmek suretiyle hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratılmıştır.
    Bu itibarla, karar gerekçesi ile hüküm kısmının çelişkili olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    2)Bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.07.2017 günü oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi