Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/11139
Karar No: 2008/1075
Karar Tarihi: 31.01.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/11139 Esas 2008/1075 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, komşu parsellerin tevhit ve ifraz işlemleri sırasında taşınmazların pay oranlarının yanlış yazıldığını ileri sürerek tapu iptal ve tescil istemişti. Mahkeme, maddi hata sonucu pay oranlarının yanlış yazıldığını belirleyerek davayı kabul etmişti. Ancak davalı tarafından yapılan temyiz itirazları sonrasında, davacının hatayı tespit ettiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süresi geçtiği için davanın kabulüne karar vermenin doğru olmadığı belirlendi. Bu nedenle, karar bozuldu. Borçlar Kanunu'nun 24-26-31. maddeleri, Medeni Kanun'un 2. maddesi ve HUMK'nın 428. maddesi konularında açıklamalar yapıldı.
1. Hukuk Dairesi         2007/11139 E.  ,  2008/1075 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İZMİR 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 21/12/2006
    NUMARASI : 2006/80-2006/493

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, maliki olduğu 842 parsel sayılı taşınmaza komşu 840 ve 841 parsel maliki davalının ısrarı üzerine taşınmazların tevhit ve ifraz işlemleri yapılırken maddi hata sonucu kayıtlara pay oranlarının yanlış yazıldığını ileri sürerek tapu iptal, tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, hak düşürücü sürenin geçirildiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, tapuda ifraz işlemleri yapılırken maddi hata sonucu pay oranlarının yanlış yazıldığının belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. 
                                                                                 -KARAR-
    Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, özellikle dosyaya getirtilen 11.08.1999 tarih 5555 yevmiye nolu ifraz işlemine ilişkin tescil istem belgesi içeriğinden tarafların 840, 841, ve 842 parsellerin tevhidinden oluşan 881 parsel sayılı taşınmazın 14210/41335 payı davacı Süleyman, 27125/41335 payı davalı Z.adına kayıtlı iken, bu taşınmazın ifraz işlemine tabi tutulduğu ve bir parselin müstakilen davalı Z.e diğer parselin 14120/41335 payı davacı S.ve 27125/41335 payıda davalı Z.adlarına ifraz ve aynen taksim edileceğinin bildirildiği, anılan belgenin taraflarca okunarak imzalandığı görülmüştür.
    Bilindiği üzere; sözleşmenin konusu, niteliği ve ödenecek miktar gibi hususlarda dikkatsizliği veya bilgisizliği sonucu gerçek iradesine uymayan beyanda bulunmak suretiyle esaslı hataya düşen tarafın sözleşme ile bağlı sayılamıyacağı kuşkusuzdur. Hemen belirtmek gerekirki, Borçlar Kanununda esaslı hatanın tanımı yapılmamış, 24. maddede sınırlayıcı olmamak üzere örnekler gösterilmiştir. Kısaca iç irade ile açıklanan irade arasındaki bilmiyerek yapılan uyumsuzluk olarak tanımlanan hatanın esaslı kabul edilebilmesi için, uygulamada ve bilimsel alanda ortaklaşa benimsendiği gibi,girişilen taahhüdün başlıca sebebini teşkil etmesi, daha açık söyleyişle hem yanılgıya düşen taraf, yönünden (Subjektif unsur), hemde iş hayatındaki dürüstlük kuralları (objektif unsur) açısından, hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının isbatlanması zorunludur.
    Bu koşulların varlığı halinde hataya düşen taraf,isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir ve verdiği şeyi geri istiyebilir. Yeterki hatanın ileri sürülmesi Borçlar Kanununun 25. ve Medeni Kanunun 2. maddesinde hükme bağlanan dürüstlük kuralına aykırı olmasın. Hemen belirtmek gerekirki, sözleşme yapılırken hataya düşen tarafın kusurlu bulunması sözleşmenin iptaline engel değildir. Nevarki, Borçlar Kanununun 26. maddesinde öngörüldüğü gibi hatayı bilmiyer veya bilecek durumda bulunmayan ve kusursuz olan karşı tarafın menfi, gerektiğinde müsbet zararının ödenmesi gerekir.
    Öte yandan, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Hatanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklaması ile bildirilebileceği gibi def"i veya dava yoluyla da kullanılabilir. Ayrıca hatanın varlığı her türlü delille ispat edilebilir.
    Somut olaya gelince, 881 parselin ifrazı sonucu oluşan sicilin tarafların arzu ve iradesine uygun olarak tapu siciline yansıtıldığı, davacının iddia ettiği gibi tapu memurunca yapılan maddi bir hatanın bulunmadığı, davacının dikkatsizliği nedeniyle gerçek iradesine uymayan beyanın tutanaklara geçirildiği ve bu şekilde sicil oluştuğu sonucuna varılmaktadır. Ne varki, ifraz işleminin 11.08.1999 tarihinde yapıldığı ayrıca davalı Z.tarafından davacı S.aleyhine 25.03.2004 tarihinde elatmanın önlenmesi davası açıldığı, bu davada çap kayıtlarının getirtildiği ve uygulama yapıldığı, davacının da bu davayı takip ettiği 23.12.2004 tarihinde davanın reddedildiği gözetildiğinde davacının hatanın öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açtığını söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca Borçlar Kanunun 31. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilmeksizin yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.01.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

      



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi