3. Hukuk Dairesi 2016/16233 E. , 2017/11203 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : G... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki Tazminat Davasının bozma ilamı üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl dava yönünden 36.000,00 TL"nin 15.000,00 TL"lik kısmı için dava tarihinden itibaren, geriye kalan 21.000,00 TL"lik kısmı yönünden ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı (birleşen davacı) ve davalılar(birleşen davalılar) ...y), F...) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davalının, 03.11.1989 tarihli harici satış sözleşmesi gereğince, 1261 parsel sayılı taşınmaz içindeki dükkânın zilyetliğini davacıya devrettiğini; ancak, tapusunun henüz kesinleşmemesini gerekçe göstererek, tapusunun verilmesi konusunda isteksiz ve kötü niyetli davrandığını; daha sonra, dava konusu taşınmazın istimlâk edildiğini ve kamulaştırma bedelinin tümünü davalının aldığını belirterek; satılan dükkânın dava tarihindeki rayiç değerinin tespiti ile faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; harici sözleşmenin tanzim şekli itibariyle geçersiz olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu 1261 parsel sayılı taşınmazın dava tarihinde müvekkili davalıya ait olmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini, aksi halde yararlandığı semerelerin mahsubunu talep etmiştir.
Mahkemece, denkleştirici adalet ilkesi gereğince dava konusu taşınmazın kamulaştırma tarihindeki değeri bilirkişi vasıtasıyla 36 000 TL olarak tespit edilmiş ve sözleşme tarihinden kamulaştırma tarihine kadar davacının kullanmış olması nedeniyle belirlenen 5.671,81 TL kullanım bedeli düşülerek kalan 30.328,198 TL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiş, hükmün taraflarca temyizi üzerine; Dairemizin 04.10.2012 tarih ve 2012/14361 E.-2012/20805 K. sayılı ilamı ile; “…aldığı bedel iade edilinceye kadar
davacının taşınmazı elinde tutma hakkı mevcut olup, bu durumda kullanım bedeli ödemesi gerekmediğinden, satış bedelinden indirim yapılması ve kalan miktara hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, bilirkişi raporunu hazırlarken güncellemeye esas aldığı somut verileri tek tek uygulayarak ödeme tarihinden ifanın imkânsız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değeri her bir dönem için hesaplamalı, sonra bunların ortalamasını almalıdır. Bu amaçla, çeşitli ekonomik etkenler nedeniyle az olan alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs. ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücü yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında ve gerektiğin de bu konuda uzman bilirkişi veya kurulundan nedenlerini açıklayıcı taraf, hakim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlenmelidir. Açıklanan nedenlerle eksik inceleme sonucu verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle, mahkeme kararı bozulmuştur.
Yargılama sürecinde davalı ....ölmüş; mirasçıları ....n(Atalay ),... (Tanrıöğen), .... (Okudan), .... davaya dahil edilmiştir .
Davacı tarafından bozma ilamından sonra davalı ....mirasçılarına 12.04.2013 tarihli dilekçe ile açılan, Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/138 Esas sayılı ek tazminat davası da iş bu dosya ile birleştirilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne yönelik verilen 2. hükmün davalılar (birleşen davalılar)....n(Atalay ) ,... (Tanrıöğen ), .... (Okudan), vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin; 14.01.2014 Tarih 2013/20506 Esas, 2014/268 Karar Sayılı İlamıyla:...." bozmaya uyulmakla birlikte bozma ilamı doğrultusunda usulüne uygun bilirkişi raporu alınmadığı ve birleşen davanın reddi gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik 2. hükümde Dairemizce bozulmuştur .
İlk bozma üzerine mahkemece verilen 2. hükme yönelik temyiz talebinde bulunmayan davalı .... yönünden ilk bozma ilamı üzerine verilen asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik 2.hüküm kesinleşmiştir.
Dairemizin; 14.01.2014 Tarih 2013/20506 Esas , 2014/268 Karar Sayılı İlamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; "Asıl dava yönünden 36.000,00 TL"nin 15.000,00 TL"lik kısmı için dava tarihinden itibaren geriye kalan 21.000,00 TL"lik kısmı yönünde ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Birleşen davanın reddine," karar verilmiş sözkonusu karar davacı vekili(birleşen davacı) ve davalılar ....n(Atalay),... (Tanrıöğen), .... (Okudan) vekili tarafından temyiz edilmiştir .
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı(birleşen davacı) ve birkısım davalılar (birleşen davalılar) vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacı(birleşen davacı) vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Uyuşmazlık (asıl ve birleşen dava) harici taşınmaz satım senedine dayalı sebebsiz zenginleşmeden doğan alacak istemine ilişkindir .
Mahkemece, ilk bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar...), vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş ;ilk bozma üzerine mahkemece verilen 2. hükme yönelik temyiz talebinde bulunmayan davalı ....n yönünden asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne yönelik 2. hüküm kesinleşmiştir .
Mahkemece ; davalı A...n yönünden verilen asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne yönelik 2.hüküm kesinleştiğinden davalı ....n yönünden karar verilmesine yer olmadığına; diğer davalılar yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla asıl dava yönünden 36.000,00 TL"nin 15.000,00 TL"lik kısmı için dava tarihinden itibaren geriye kalan 21.000,00 TL"lik kısmı yönünden ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekir. Bu itibarla; asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne yönelik 2. Hükme ilişkin temyiz talebinde bulunmayan .... yönünden mahkemece verilen 2. hüküm kesinleşmesine rağmen, 2. bozma ilamı sonrası yapılan yargılama neticesinde ; tüm davalılar yönünden asıl davanın kabulüne , birleşen davanın reddine yönelik hüküm tesisi isabetsiz olup , bozmayı gerektirmiştir .
3-) Davalılar (birleşen davalılar) ...
Birleşen davanın reddine karar verilmesine rağmen; birleşen dava yönünden kendilerini vekille takip ettiren davalılar (birleşen davalılar) lehine vekalet ücreti takdiri gerekirken; "Birleşen dava yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. gereğince hesaplanan 3.708,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,"şeklinde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir .
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı (birleşen davacı) ve bir kısım davalılar (birleşen davalılar) vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince temyiz eden davacı (birleşen davacı), 3.bentde açıklanan nedenlerle temyiz eden davalılar (birleşen davalılar) yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.