Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10250
Karar No: 2015/12242

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/10250 Esas 2015/12242 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/10250 E.  ,  2015/12242 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili 30/05/2000 tarihli dava dilekçesinde; ... köyü, ... mevkiinde kain, müvekkillerinin murisinden intikal eden ve müvekkillerince eklemeli zilyetlik ve tasarrufu nizasız ve fasılasız devam eden taşınmazın bir kısmının bölgeden geçen kadastro tespiti sırasında 101 ada 166 parsel olarak tespit edildiğini ancak açtıkları dava neticesinde bu taşınmazın müvekkilleri adına tesciline karar verildiğini, Kadastro Mahkemesinin 1999/19 Esasına kayıtlı bu davada kadastro tespiti sırasında müvekkiline ait büyükce bir yerin orman olarak ölçüldüğünü öğrendiklerini, 101 ada 166 parsel ile gerçek orman arasında kalan, 13/12/1999 tarihli orman bilirkişisi raporunda sarı boyalı gösterilen yerin müvekkilleri adına tapuya tescilini talep ve dava etmiştir.
    Hazine davanın reddini ve dava konusu taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 05.l0.2005 tarihli fen ve orman bilirkişilerinin krokilerinde (B1) ve (B2) ile gösterilen toplam 2076,68 m² miktarındaki taşınmaz kısımlarının davacılar adına eşit oranda tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin isteminin reddine, davalı Hazine vekilinin Hazine adına tescil isteğinin de reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1970 yılında yapılıp 22.07.1970 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu vardır.
    Mahkemece, çekişmeli (B1) ve (B2) harfleriyle gösterilen taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu ve kazandırıcı zamanaşımı ziyetliği yoluyla edinme koşullarının davacılar yararına gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
    Şöyle ki; davacı tarafından dava konusu edilen taşınmazların tapuda kayıtlı olmadığı belirlendiği ve davanın Medenî Kanunun 713. maddesine dayalı olarak tescil davası olduğu anlaşıldığı halde, 4721 sayılı TMK"nın 713/3. maddesi uyarınca, tescil davalarının Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerine yöneltilmesi gerektiği, büyükşehir belediyesi sınırları içinde yer alan taşınmazlar hakkında açılacak tescil davalarında, ilçe belediye başkanlıkları ile birlikte büyükşehir belediye başkanlıklarının da "İlgili kamu tüzel kişisi" sıfatı ile kanunî hasım olması gerektiği halde ilgili belediye ve büyükşehir belediye başkanlıkları davada taraf olarak yer almamış, MK"nın 713. maddenin dördüncü fıkrası uyarınca gazete ve taşınmazların bulunduğu yerde ilân yapılmamış, 10.04.2001 tarihinde yapılan keşif sonrasında uzman orman bilirkişi ... Gökcen tarafından düzenlenen 24.04.2001 tarihli raporda dava konusu taşınmazların 1971 yılında kesinleşen tahdit dışında, 1973 yılı memleket haritasında ise beyaz renkle boyalı, taşlık, yapraklı ağaç alanı, yeşil renkli çam ormanı içinde kaldığı, eylemli olarak da bireysel dağılımlı 70 yaşlarında kızılçam ağaçları, kermes meşesi ve değişik türde otsu bitkiler bulunduğu, alanın doğal bitki örtüsü, kesilmek, köklenmek, sökülmek suretiyle kaldırılmaya çalışıldığı belirtilmiş iken, 09/06/2005 tarihinde yapılan ikinci keşif sonrasında aynı orman bilirkişinin düzenlediği 10.10.2005 havale tarihli raporda ise dava konusu taşınmazların (B1) ve (B2) bölümlerinin tarımsal faaliyet yapılan bitişikteki tarım alanı ile uyum içinde bulunduğu belirtilmiştir. Aynı orman bilirkişi tarafından çelişkili raporlar düzenlenmiş olup, mahkemece bu yön üzerinde durulmaksızın ve çelişki giderilmeksizin karar verilmiştir. Bunlardan ayrı, yörede kesinleşen tahdit çalışmaları bulunmasına rağmen, taşınmazların tahdit dışında kaldığı açıklaması yapılmakla yetinilmiş tahdit harita ve tutanakları mahallinde uygulanıp taşınmazların kesinleşen tahdit hattına göre konumu belirlenmediği gibi eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile birlikte dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritaları ile dayanağı hava fotoğrafları, ortofoto haritaları ve 2000"li yıllardan öncesine ait uydu görüntüleri de mahallinde uygulanıp taşınmazların bu belgelerde nasıl nitelendirildiği araştırılmamıştır. Aynı zamanda 2001 yılında yapılan keşifte ziraat mühendisi bilirkişiden değil tarım teknikerinden rapor alındığı gibi daha sonra yapılan keşifte de hiç ziraat bilirkişi dinlenmemiştir. Dava konusu edilen alanın 1971 yılında kesinleşen tahdit dışında kaldığı belirtilmesine rağmen 1998 yılında dolu pafta esasına göre yapılan arazi kadastro çalışmalarında neden tesbit harici bırakıldığı ya da aktarma yoluyla tapuya bağlanıp bağlanmadığı hususları belirlenmemiş, dairenin geri çevirme kararı sonrasında da bu husus netleştirilmemiştir.
    Yukarıda açıklandığı üzere çelişkili durum nedeniyle karara dayanak alınan bilirkişi raporu, çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığını ve hukukî durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmadığı gibi eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru değildir.
    O halde, mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmazların bulunduğu Karacasu Belediye Başkanlığı ile ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nın davaya katılımı sağlanıp husumet yaygınlaştırılıp, MK"nın 713/4. maddesi uyarınca gerekli ilânlar yaptırıldıktan sonra, yörede yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği, dava konusu taşınmazlar ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile getirtilmeli dava konusu edilen alanın 1998 yılında dolu pafta esasına göre yapılan kadastro çalışmalarında hangi nedenle tesbit ve tescil dışı bırakıldığı, aktarma yoluyla tapu kaydı oluşturulup oluşturulmadığı kadastro ve tapu müdürlüklerinden ayrı ayrı sorulmak suretiyle belirlenmeli, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile TMK’nın 713. maddesine dayanılarak dava açıldığından, dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları, 1980-1990"lı yıllara ve sonrasına ait ortofoto haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile üç orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle, orman kadastro haritası ve kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek, sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıkta en az 5 ya da 6 orman sınır noktası gösterilecek biçimde, çekişmeli taşınmazların kesinleşen tahdit hattına göre konumu belirlenmeli, taşınmazlar kesinleşen orman kadastro sınırları dışında ise dava konusu taşınmazlar ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile memleket haritaları, hava fotoğrafları, ortofoto ve varsa uydu görüntülerine dair belgeler dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemiş ise dava konusu taşınmazların 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (... ... ... Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak ve klizimetre (eğimölçer) aletiyle ölçülmek ve memleket haritasındaki münhaniler de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu taşınmazların kesin ve gerçek eğimini gösterir rapor alınmalı, taşınmazların kesinleşen tahdit içinde kaldığı veyahut eski tarihli belgelerde orman sayılan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde davanın reddine karar verilmeli, dava konusu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olması veya kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalması ya da orman ve arazi kadastrosunun yapılıp kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 20 yıldan fazla süre geçmesi o yerin kişiler adına tescili için yeterli olamayacağından, zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, taşınmazların öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, yerel bilirkişinin imar ve ihya ile zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları, taşınmazların değişik bölümlerinden yeterli derinlikten toprak örnekleri alınıp incelenerek, taşınmazların imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, edildi ise tarihi ve ne kadar süreyle ne şekilde zilyet edildiği, 1980-1990’li yıllara ait hava fotoğrafları ve memleket haritasında taşınmazların o yıllarda ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, yine fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, çekişmeli taşınmazların fiilî durumunu da belirtir şekilde rapor alınmalıdır. Ayrıca; 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri dikkate alınarak yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazların sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tesbit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Ayrıca davacı gerçek kişilerin zilyetliğinin bulunmadığının belirlendiği bölümler hakkında Hazine"nin karşı tescil talebi doğrultusunda Hazine adına tesciline karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yetersiz ve çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 03/12/2015 günü oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi