8. Hukuk Dairesi 2011/7184 E. , 2012/3277 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve müşterekleri ile Hazine ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 08.03.2011 gün ve 212/129 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, dava dilekçesinde; 127 ada 29 ve 118 ada 1 sayılı parsellerin kadastro çalışmaları sırasında hiçbir üstün hakka dayanılmaksızın davalı ... adına kaydedildiğini, vekil edenleri tarafından ekilip biçildiğini, eklemeli zilyetlikle birlikte zilyetlik sürelerinin 30 yılı aşkın olduğunu açıklayarak anılan parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı köy tüzel kişiliğine dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın, yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, 127 ada 29 sayılı parsel içerisinde, 27.12.2010 tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide B harfiyle gösterilen 6331,99; 118 ada 1 sayılı parsel kapsamında aynı tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide yine B harfiyle işaretlenen 19298,34 m2 yüzölçümlü taşınmaz bölümleri bakımından tapu kayıtlarının iptaliyle 1/3’er pay oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, 118 ada 1 sayılı parselin krokisinde A, 127 ada 29 nolu parselin ölçekli krokisinde A ve C harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerine yönelik davanın ise, reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, kazanma koşulları ve süresinin davacılar yararına oluştuğu gerekçesiyle teknik bilirkişinin krokisinde anılan parseller içerisinde B harfiyle işaretlenen yerler bakımından davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli olmadığı gibi taşınmazın zilyetlikle edinilecek yerlerden olup olmadığı yönünde duraksama söz konusudur. 118 ada 1 sayılı parsel 8.11.2004 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 15 hektar ve 177 (151177) m2, 127 ada 29 sayılı parselde 8.12.2004 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 86 hektar 3781 (863781) m2 yüzölçümlü mera-kamu orta malı nitelikleriyle sınırlandırılmışlardır.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre her iki parselin kadim meradan sınırlandırıldığı ve bu nedenle zilyetlikle kazanma konusunda duraksama yaratıldığı anlaşılmaktadır. Taşınmazların niteliklerinin tespiti bakımından dava konusu taşınmazların tespitlerinin yapıldığı 8.11.2004 ve 8.12.2004 tarihinden geriye doğru en az 20 yıl öncesine ait (1970-1984 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından getirtilerek dosya arasına konulması, taşınmazların kadim meradan sınırlandırıldığı gözetilerek sınırları içinde bulunduğu Melikşah Köyüne ait tahsisli ve kadim mera kayıtlarının olup olmadığının İlçe Özel İdare, Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüklerinden sorulması, varsa kayıtlarla birlikte dayanağı haritaların getirtilerek dosyaya eklenmesi, ondan sonra jeodezi ve fotoğrametri uzmanı mühendis, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte zemine uygulanması, hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre kabulüne karar verilen taşınmaz bölümlerinin kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, ekilip biçilen yerlerden olup olmadığı ya da hangi nitelikte bulunduğu konusunda uzman bilirkişiden gerekçeli denetime açık rapor alınması, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle üç boyutlu olarak uzman bilirkişice incelemeye tabi tutulması, taşınmazların kadim ve tahsisli mera kayıtları kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, şayet tahsisli kadim mera kayıtları ile haritaları kapsamında kalmıyor ise, bu taktirde kadim mera araştırmasının yapılması, Daire ve Yargıtay uygulaması gereğince meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından yerel bilirkişilerin mahkemece belirlenmesi, aynı biçimde tanıklarını tespit edip bildirmeleri konusunda taraflara süre ve imkan tanınması, kabulüne karar verilen taşınmaz bölümlerinin içerisinde bulundukları kadim meradan açılmak üzere elde edilen yerlerden olup olmadığı konusunda yerel bilirkişi ve tanıkların bilgilerine başvurulması, daha önce götürülmeyen başka uzman bilirkişi ziraat mühendisi aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı incelenmek suretiyle aynı biçimde kabulüne karar verilen taşınmaz kısımlarının kadim meradan açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olup olmadığı üzerinde ve çevresinde mera bitki örtüsünü çağrıştıran otsu bitkilerin bulunup bulunmadığı hususlarında inceleme yaptırılarak kendisinden gerekçeli, karşılaştırmalı ve denetime açık rapor sunulmasının istenilmesi, yerel bilirkişi ve tanıklar bakımından HMK.nun 243, 244, 259 ve 290/2.maddelerinin gözönünde tutulması gerekmektedir.
Bundan ayrı tescili istenen taşınmaz bölümlerinin davacıların babasından kaldığı, sağlığında yaptığı paylaşım sonucu davacılara bırakıldığı anlaşıldığından davacıların babası ile diğer mirasçıları bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince miktar araştırmasının yapılması, belgesizden taşınmaz edinip edinmediklerinin Tapu Sicil ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, tescil davalarına dosyaların ise ait oldukları mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlamaları bakımından gözönünde tutulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.