(Kapatılan)3. Ceza Dairesi 2020/11935 E. , 2020/20151 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Her ne kadar sanıklar hakkında 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden 5237 sayılı TCK’nin 87/1-son maddesi uyarınca uygulama yapılarak ceza verilmiş ise de, İstanbul 40. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.05.2013 tarih ve 2012/244 Esas – 2013/352 Karar sayılı kararı ile; “sanıkların 5237 sayılı TCK’nin 81/1 ve 35. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları” gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş olup, sanıklar hakkında aynı nitelikteki ve daha hafif cezayı gerektiren suçlardan dolayı uygulamalar yapıldığının anlaşılması karşısında, tebliğnamenin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
1) Sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık ve müdafiinin, o yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2) Sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
a) Sanıklar ve mağdur arasında anlaşmazlık bulunduğu, olay günü karşılaşmaları üzerine çıkan tartışma sonucu sanık ..."ın mağdura eliyle vurduğu, daha sonra ..."ın bıçakla mağduru yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaraladığı olayda, sanık ... hakkında sanık ..."ın bıçakla yaralama eylemine yardım eden sıfatıyla suça karıştığından bahisle 5237 sayılı TCK"nin 86/1, 86/3-e, 39/2-c maddeleri uyarınca yaralama suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ise de, mağdurun Asliye Ceza Mahkemesindeki, "sanık ..."ın tokat attığı, devamında sanık ..."ın kendisini bıçakla yaraladığı, daha sonra sanık ..."ın sopayla kendisine vurduğu, sanık ..."ün kendisine bıçakla saldırdığı sırada sanık ... ile birbirlerinin kollarından tutup karşılıklı itiştikleri" şeklindeki beyanı da dikkate alınarak, sanık ... ile sanık ..."ın fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, fiil üzerinde ortak hakimiyet kurdukları ve iştirak halinde hareket ettikleri sabit olduğu halde, sanık ..."ın TCK’nin 37. maddesi kapsamında "müşterek fail" olarak cezalandırılması yerine, iştirakin derecesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde "yardım eden" olarak cezalandırılmasına karar verilmesi,
b) Sanığın tekerrüre esas alınan Beyoğlu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.12.2010 tarih, 2010/302 Esas- 2010/350 Karar sayılı ilamında mahkumiyete konu suçun TCK"nin 191/1. maddesinde düzenlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçu olduğu, hükmünden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la yeniden düzenlenen TCK"nin 191. maddesinin 5. fıkrası ve 5320 sayılı Kanun"a eklenen ek 7. maddenin 2. fıkrası hükümlü lehine hükümler içermekte olup, öncelikle hükümlü lehine uyarlama yapılması gerektiğinden, anılan hükme ilişkin uyarlama yapılıp yapılmadığı ve sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas olabilecek başka ilamları olup olmadığı araştırılarak, sonucuna göre sanık hakkında TCK"nin 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
c) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 24.12.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.