Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/7155
Karar No: 2012/3292
Karar Tarihi: 25.4.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/7155 Esas 2012/3292 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/7155 E.  ,  2012/3292 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapusuz taşınmaz tescili

    ... ile Hazine, DSİ Genel Müdürlüğü ve Kınalıkoç Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Ahlat Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 16.06.2011 gün ve 232/167 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi ve DSİ Genel Müdürlüğü vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, mevkii ve sınırları belirtilen taşınmazın imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine temsilcisi davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Diğer davalı ... temsilcisine dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmesine rağmen yargılama oturumlarına katılmamış ve cevap vermemiştir.
    Davaya katılan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vekili, dava konusu taşınmazın taşlık ve kıraç niteliği ile tapulama harici bırakıldığını, imar ve ihya edilmediğini; ayrıca, söz konusu taşınmazın firari ve mütegayyip kişilerden kalan taşınmazlardan bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen 15.06.2011 tarihli krokili raporda kırmızı renkle boyalı A harfi ile gösterilen 1349.91 m2, B harfi ile işaretlenen 19963 m2, C harfi ile belirlenen 18564.17 m2 yüzölçüme sahip taşınmazların davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine temsilcisi ve DSİ Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    HMK.nun 371. (HUMK.nun.437.m) maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresi sekiz gündür. Hüküm, Sulh Hukuk Mahkemesince verilmiş bulunduğuna göre temyiz süresi Hazine için de sekiz gündür. HMK.nun 366 maddesi hükmü yollamasıyla HUMK.nun 432. maddesinin 2. fıkrasına göre temyiz isteği, harca tabi değilse, dilekçenin temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılır. Somut olayda; davalı Hazine temsilcisine hüküm, 25.8.2011 tarihinde tebliğ edilmiş, 9.9.2011 hakim havaleli temyiz dilekçesi aynı tarihte temyiz defterine kaydedilmiştir. Hükmün tebliğ tarihi ile temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedildiği tarihe kadar sekiz günlük temyiz süresi geçmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz incelemesi geçersizdir. Bu bakımdan Hazine temsilcisinin temyiz isteminin sürenin geçmiş olması nedeniyle REDDİNE,
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, davanın kabulüne dair verilen 05.10.2009 tarih 2008/79-2009/144 Esas ve Karar sayılı ilk hükmün, eksik inceleme ve araştırma nedeni ile bozulmasına ilişkin bulunan ve yapılması gerekli hususların açıklandığı Dairenin 28.06.2010 gün 2010/1536-3525 Esas ve Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyulmakla, davanın tarafları için lehte ve aleyhte usuli kazanılmış hak doğacağı kuşkusuzdur.
    Öte yandan; dava konusu taşınmaz 1971 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 766 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince tespit harici bırakılmıştır. Taşınmazın sınırlarında bulunan 171 ve 172 parsel sayılı taşınmazlara kadastro çalışmaları sırasında revizyon gören tapu kayıtları dava konusu taşınmaz yönünü “mera” okumaktadır. Bu belirleme karşısında dava konusu taşınmazın niteliği konusunda tereddüt hasıl olmuştur. Ne var ki, mahkemece usulüne uygun olarak kadim ve tahsisli mera araştırması yapılmamış ve taşınmazın niteliğinin belirlenmesi bakımından hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır. Uyuşmazlık; dava konusu taşınmazın öncesinin mera niteliğindeki yerlerden olup olmadığı ve niteliğinin belirlenmesi ile ilgilidir. Bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihin en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının dava tarihinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit dışı bırakılma tarihi olan 1971 yılından sonra dava tarihine göre 20 – 30 yıl öncesine ait (1980– 1990 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla üç boyutlu olarak incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde, arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin olacağı görülecektir. Mahkemece, uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
    Diğer yönden; bir yerin öncesinin veya halihazır durumunun tahsisli veya kadim meralardan olup olmadığı ayrı usul ve şekilde araştırılmaya tabidir. Zira tahsisli ve kadim meraların oluşumu itibariyle farklılıkları vardır. Tahsisli meralar, yetkili merciler tarafından kamunun yararlanmasına ayrılmak suretiyle ve tahsis yoluyla oluştuğu halde, kadim meralar, başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel olarak o yer halkının yararlanması suretiyle kamu malı niteliğini kazanırlar. HGK.nun 30.10.1991 tarih 1991/8-427-544 ve 3.5.1995 tarih ve 1995/17-149-502 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi bir yerin yetkili bir merci tarafından mera olarak tahsis edilmesi, evveliyatı itibariyle o yerin mutlak surette mera olarak kabulüne yeterli olmadığı gibi zilyetlikle iktisap iddiasının dinlenmesine de engel değildir. Yetkili merci tarafından bir yerin mera olarak tahsisinin yapılmış olması durumunda gerçek kişinin o yerdeki zilyetliği sona ereceğinden mera olarak tahsisin yapıldığı tarih itibariyle kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının saptanması gerekir. Taşınmazın tahsis yoluyla değil de kadim mera olduğunun anlaşılması halinde ise hiçbir şekilde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir.
    Taşınmazın tahsisli meralardan olup olmadığı hususu araştırılırken, öncelikle bu yerde mera tahsisinin bulunup bulunmadığının İl Özel İdaresi ile İl Tarım Müdürlüğü veya devredilmiş olması halinde ilgili Belediye Başkanlığından sorulması, varsa mera norm kararı ile tahsis tutanağı ve paftası getirtilerek mahallinde uygulanıp nizalı taşınmazın bu belgeler kapsamında kalıp kalmadığı, mera norm kararına göre tahsis edilen meranın menşei norm kararından araştırılarak tahsisin mevcut kadim meradan mı, yoksa 4753 sayılı Kanunun 8. maddesine göre Bakanlık emrine geçen yerlerden mi yapıldığı tahkik ve tespit edilmelidir. Taşınmazın öncesinin kadim mera niteliğinde olup olmadığı hususu araştırılırken yerleşmiş
    Yargıtay İçtihatlarına göre, komşu köylerden seçilecek yeterince yaşlı ve öncesini bilebilecek yerel bilirkişi, tanık ifadeleri ve uzman bilirkişiler aracılığı ile tespiti, Toprak Tevzi Komisyonu veya kadastroca işlem gören yerlerde komşu parsellere ait tapu kayıtları, kadastro tutanakları ile dayanak belgelerinin eksiksiz olarak bulundukları yerlerden getirtilmesi, ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi veya fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle tespit tarihine göre 20 – 30 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle taşınmaz başında uygulanması, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme ve araştırmalar yaptırılarak taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin ne zaman başlandığı, meradan elde edilen yerlerden olup olmadığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve bilirkişi sözlerinin bilimsel esaslara göre hazırlanan uzman bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihinin ayrı ayrı belirlenmesi, HMK.nun 243 ve 244. maddeleri uyarınca uzman, yerel ve teknik bilirkişiler aracılığı ile yeniden taşınmaz başında keşif yapılarak uygulanması, davacının tasarruf şekli, zilyetliğin süreci ve sürdürülüş biçimi, üzerinde tarımsal faaliyet yapılıp yapılmadığı, mera niteliğinde olup olmadığı hususlarının duraksamaya yol açmayacak şekilde belirlenmesi, HMK.nun 290. maddesi hükmü uyarınca tescil konusu taşınmaz ve çevresinin resimlerinin çektirilip Mahkeme Hakimi tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, ondan sonra elde edilecek deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
    Kabule göre ise; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde DSİ tarafından kanal yapıldığına göre, taşınmaz sulu arazi niteliğini almıştır. Bu niteliğinin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi yönünden yapılacak norm araştırmasında gözönünde bulundurulması gerekmektedir.
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA, 25.4.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi