(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2021/3132 E. , 2021/5077 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
... İli ... İlçesinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun Geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sonucunda, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 101 ada 34 ve 45 parsel sayılı 5.097,49 ve 3.726,01 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davalının taşınmazı kullanması nedeniyle hakkında ecrimisl tahakkuk ettirildiğini, dolayısıyla davalının asli zilyetliğinin bulunmadığını ileri sürerek, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 101 ada 34 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline, 101 ada 45 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları içerisinde olmayıp, orman sayılmayan yerlerden olduğu, tarım arazisi olarak kullanıldığı, toprağının orman muhafaza karakteri taşımadığı, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve TMK"nın 713/1. maddesindeki kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinim şartlarının davalı lehine gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, taşınmazın öncesinde hangi nedenle tescil harici bırakıldığı kadastro müdürlüğünden sorulup saptanmamış; taşınmazın evveliyatının imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlanıp tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve tespit tarihine kadar davalı yararına 3402 sayılı Kanun’un 14 ve 17. maddelerinde öngörülen iktisap şartlarının oluşup oluşmadığı üzerinde durulmadığı gibi, dosya arasında yer alan ziraat ve orman bilirkişileri tarafından düzenlenen 14.07.2017 tarihli raporda; orman bilirkişisince 1954, 1976, 1992 ve 2006 yıllarına ait hava fotoğrafları üzerinde yapılan incelemede, taşınmazın, 1954 yılı hava fotoğrafında üzerinde 15 adet, 1992 ve 2006 yıllarına ait hava fotoğraflarında 20 adet zeytin ağacı bulunan zirai amaçlı kullanılan yer olduğu ve 1976 yılında tarım yapılan yer olduğu belirtildiği halde, ağaçların dikme mi yoksa deliceden aşılama oldukları ve aşı yaşları hakkında bir belirleme yapılmadığından, tespit tarihi olan 2014’ten geriye davalı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda tereddüt oluşmasına rağmen, bu husus açıklığa kavuşturulmamıştır. Öte yandan davacı Hazine; davalı tarafın çekişmeli taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin asli değil fer’i nitelikte olduğunu, zira davalı tarafın ecrimisil ödemek suretiyle taşınmaz üzerinde zilyetliğini sürdürdüğünü ileri sürmüş olup bu hususta da yöntemince araştırma ve inceleme yapılmamış ve çekişmeli taşınmaz hakkında ecrimisil tahakkuk ettirilip ettirilmediği araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırma ile karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli temyize konu 101 ada 45 parsel sayılı taşınmazın hangi nedenle tespit dışı bırakıldığı Kadastro Müdürlüğü’nden sorulup saptanmalı; yine çekişmeli taşınmazı gösteren ve tespit gününden 15-20-25 yıl öncesine ait yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları da dosya arasına konulmalı; bundan sonra çekişmeli taşınmaz başında inşaat, fen ve zirai bilirkişiler ile yerel bilirkişi ve taraf tanıkları eşliğinde yeniden keşif yapılmalı; öncelikle, dava konusu sayılı taşınmazla ilgili, davacı Hazine tarafından davalıya ecrimisil tahakkuk ettirilip ettirilmediği ve davalı tarafça ecrimisil ödenip ödenmediği taraf tanıklarından sorulup saptanmalı, çekişmeli taşınmaz için davalı tarafça ecrimisil ödendiğinin anlaşılması halinde; ecrimisil ödemesinin cebri icra tehdidi altında yapılıp yapılmadığı üzerinde durulmalı; şayet cebri icra tehdidi altında ödendiği kanıtlanamazsa, davalı tarafın bu ödemeleri yaparak Hazine’nin üstün mülkiyet hakkını kabul edip etmediği tartışılmalı; ecrimisilin cebri icra tehdidi altında ödendiğinin anlaşılması halinde ise yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü sorulup saptanmalı; zirai bilirkişiden çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini ve üzerindeki ağaçların ve diğer zirai muhdesatın adetlerini, yaşlarını (deliceden aşılanmış ise ayrıca aşı yaşlarını) ve konumlarını bildiren ve denetime elverişli rapor alınmalı; bu rapor düzenlenirken yukarıda bahsedilen uydu fotoğraflarından da yararlanılmalı; komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ile varsa dayanağı olan kayıt ve belgeler de getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne okuduğu üzerinde durulmalı ve bu şekilde bilirkişi ve tanık sözleri de denetlenmeli; inşaat bilirkişiden, taşınmaz üzerindeki yapının niteliği ve yapım tarihini bildiren rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisine, yapılan keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.