3. Hukuk Dairesi 2021/7135 E. , 2021/10936 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 18/03/2014 tarihinde işyerinde düzenlenen tutanağa istinaden kaçak elektrik kullandığından bahisle hakkında 64.979,12 TL kaçak tüketim bedeli tahakkuk ettirildiğini, sayacının değiştirilerek yeni sayaç takıldığını, kaçak elektrik kullanmadığını, elektriğin kesilmesi tehdidi altında 17.293,12 TL’yi ödediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 64.979,12 TL’lik kaçak tahakkuk bedelinden ve işleyecek faizler yönünden borçlu olmadığının tespiti ve bu borcun taksitlendirilmesi kapsamında ödediği 17.293,12 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, esas yönünden ise, mahallinde yapılan kontrollerde sayacın tetkik amacı ile söküldüğünü, laboratuvara gönderildiğini, muayene sonunda sayaca müdahale edilerek eksik tüketim yapar hale getirildiğinin tespit edildiğini, bu rapora istinaden tutanak düzenlendiğini, muayeneyi yapan laboratuvarın Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı"na ait bağımsız bir kurum olduğunu, tahakkuk ettirilen tutarında tarife ve yönetmeliklere uygun olarak yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın ... ..."a karşı açılması gerekirken, davalı ... ... ...’a açılmasının doğru olmadığı, taraf sıfatındaki hatanın basit bir işlemle giderilebilecek maddi bir hatadan da kaynaklanmadığı gerekçesiyle, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 28/05/2018 tarihli ve 2016/19680 Esas ve 2018/5917 Karar sayılı kararla; davacıya tahakkuk ettirilen tüketim faturalarının davalı şirket tarafından tahakkuk ettirildiği ve davalı şirket ile dava dışı ... ...’ın adreslerinin de aynı olduğu da nazara alındığında, davacının söz konusu bedelleri davalıdan isteme hakkının bulunduğu ve davalı ile dava dışı ... ... arasındaki anlaşmaların ise yalnızca bu iki şirket arasındaki iç ilişkide sonuç doğuracağı ve davacı yönünden bir bağlayıcılığının bulunmayacağı gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararına uyan mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 44.945,32 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin ve istirdat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dava, kaçak elektrik tespit tutanağından dolayı borçlu olmadığının tespiti ile bu borç nedeniyle davalı tarafa ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü resmi gazetede yayınlanarak, 01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde; gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş; 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Davacı tarafın, sayaca müdahale ederek elektrik kullanması eylemi, kaçak elektrik kullanımı olarak nitelenerek, talep edilen kaçak tahakkuk bedellerinin tutanağın düzenlendiği tarihdeki yönetmelik ve yukarıda açıklanan 622 sayılı kurul kararında açıklanan yöntemle hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur.
Mahkemece alınan 30/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda; kaçak tespit tarihi olan 18/03/2014 tarihinde yürürlükte olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği yerine 08/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre hesaplama yapıldığı, tarafların itirazı üzerine aynı bilirkişinin hazırladığı 12/02/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre yeniden hesaplama yapıldığı, her iki yönetmeliğe göre yapılan hesaplamada davacının 36.304,38 TL ek tüketim ve 1.022,54 TL kaçak tüketim olmak üzere toplam 37.326,92 TL borcunun bulunduğunun tespit edildiği, ancak ek raporda hesaplamanın Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinde belirtilen şekilde yapılmadığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece; dosyanın önceki bilirkişi dışında başka bir uzman bilirkişiye verilmesi; talep edilen kaçak elektrik bedelinin tutanağın düzenlendiği tarihteki yönetmelik ve 622 sayılı kurul kararlarında açıklanan yöntemle hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.