20. Hukuk Dairesi 2015/2193 E. , 2015/12338 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... Genel Müdürlüğü, ... Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ...ve arkadaşları vekili, asıl ve birleştirilen dava dosyalarında mevkii ve sınırları dava dilekçelerinde gösterilen taşınmazların imar ve ihya ile kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenine dayanarak vekil edenleri adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Davalılar Hazine ve ... Belediyesi ile katılan davalılar ... Genel Müdürlüğü ve ... Genel Müdürlüğü vekilleri, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, krokide (A1) ile gösterilen yerin zilyetliğinin 20 yıla ulaşmaması ve imar ve ihya sonucu tarım arazisi niteliğine getirilmemesi, diğer dava konusu taşınmazların ise genel kadastroya göre ... sayılan yerlerden olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş olup, davacılar vekili tarafından temyizi üzerine, hüküm, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 27/11/2007 tarih ve 2007/6493 E. - 2007/6760 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Dava, TMK"nın 713/1, 3 ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine dayanılarak açılmış, tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye ve taşınmazların niteliğini belirlemeye yeterli değildir. Bir yerin özel mülk şeklinde tapuya tescil edilebilmesi için diğer kazanma koşullarının yanında zilyetlikle kazanılmaya elverişli olması gerekir. ...lar kamu malı niteliğinde olup zilyetlikle kazanılmaya elverişli yerlerden değildir. Bir yerin ... olup olmadığına yetkili ... Kadastro Komisyonları ile mahkemeler karar verebilir. Başka anlatımla, aralarında uzman ... mühendisinin bulunmadığı genel kadastro komisyonları bir yeri ... olarak belirlemeye yetkili değildir. Mahkemece, genel kadastro paftasına göre dava konusu taşınmazların ... sayılan alanda kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Dosya içeriğine göre taşınmazların bulunduğu bölgede 1941 yılında ... kadastro çalışması, 1971 yılında ise aplikasyon ve 2. madde çalışmaları yapılmıştır. ...cı bilirkişi, ... kadastro tutanağına göre taşınmazların bir bölümünün ... sayılan alanda kaldığını bildirmişse de denetime açık olacak şekilde ... haritası üzerindeki yerlerini göstermediği gibi, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi, devletleştirmeye ilişkin 4785 ve iadeye tâbi 5658 sayılı kanunların hükümleri kapsamındaki yerlerden olup olmadığı yönünde de açıklama yapmamıştır. Belirtilen bu eksiklikler giderilerek taşınmazların niteliğinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve Yargıtay denetimine açık rapor ve kroki üzerinde gösterilmesi gerekir.
Teknik bilirkişinin dosya arasında bulunan krokili raporuna göre, çekişme konusu taşınmazlar ... ilçesinin ... Mahallesinde olduğu halde, mahkemece araştırmalar ... Mahallesine göre yapılmıştır. Yazıya kroki de eklenmek suretiyle Kadastro Müdürlüğünden, ... Mahallesinde kadastro çalışmasının yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise tarihi ve tespit dışı bırakılma nedeninin sorulup belirlenmesi, bu yolla taşınmazların kadastro tarihindeki niteliğinin belirlenmesine çalışılması gerekir. Bundan ayrı; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde belirtilen belgelerden her hangi birine dayanmadan salt zilyetlik yoluyla kazanılacak kuru-sulu taşınmaz miktarının belirlenmesi bakımından yapılması gereken araştırmanın ve yasal ilânlarında ... Mahallesi esas alınarak yerine getirilmesi gerekmektedir.
Taşınmazın kadastro tarihindeki niteliklerinin belirlenmesi bakımından, komşu 231, 232, 242 ve 1128 sayılı parsellere ait kadastro tutanakları ve bulunması durumunda uygulanan kayıt ve mahkeme ilamları da getirilmeli, davalı taşınmaz yönünün ne olarak gösterildiği üzerinde durulmalı ve hüküm kurulurken gözönünde bulundurulmalıdır.
Uyuşmazlık konusu taşınmazın sınırında karayolunun bulunması nedeniyle, dava yasal hasım durumundaki ... Genel Müdürlüğüne yöneltildiği halde, bu hususta da yeterli araştırma yapılmamıştır. Bulunması halinde karayoluna ait kamulaştırma evrak ve haritası getirilmeli, teknik bilirkişi marifetiyle araziye uygulanmalı, yeri saptanmalı ve krokide gösterilmelidir. Kabule göre de birleştirilen 2001/297 Esas sayılı dava dosyasının davacısı ...’ın karar başlığında gösterilmemesi de doğru değildir." denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davaların kısmen kabulü ile (B1) ile gösterilen 2607,60 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı ...adına, (A1) ile gösterilen 3308,16 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı ...adına, (D1) ile gösterilen 1694,77 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı ... adına, (C1) ile gösterilen 2052,59 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı Hamza Şeker"in mirasçıları olan ... Şeker, ...ve ...adına, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/106 E. - 2004/93 K. sayılı mirasçılık belgesinde belirtilen hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ... Genel Müdürlüğü, ... Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1941 yılında kesinleşen ... kadastrosu; 1971 yılında ilânı yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması ile 1972 yılında yapılan arazi kadastrosu vardır.
4721 sayılı TMK"nın 713/3. maddesi uyarınca, tescil davalarının Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerine yöneltilmesi gerekir. Büyükşehir belediyesi sınırları içinde yer alan taşınmazlar hakkında açılacak tescil davalarında, ilçe belediye başkanlıkları ile birlikte büyükşehir belediye başkanlıkları da "İlgili kamu tüzel kişisi" sıfatı ile kanunî hasımdır.
Somut olayda, çekişmeli taşınmaz ... ili, ... ilçesinde bulunmakta olup; davacı, dava dilekçesi ile her ne kadar davasını yasal hasımlara yöneltmiş ise de, ilgili hükümleri 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1/2. maddesi ile ... Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülkî sınırları olarak genişletilmiş; aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca da, bu ile bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Tescil davalarında, yargılama sırasında husumetin yaygınlaştırılması yoluyla taraf teşkilinin tamamlanması mümkün bulunmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece; davacı tarafa, 6360 ve 5216 sayılı Kanun hükümleri uyarınca ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya katılımının sağlaması için olanak tanınmalı, husumet yaygınlaştırılarak taraf teşkili tamamlandığı takdirde yargılamaya devam edilmelidir. Mahkemece bu husus gözönünde tutulmaksızın, usûl ve kanuna aykırı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine, ... Genel Müdürlüğü ve ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 09/12/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.