20. Hukuk Dairesi 2014/9944 E. , 2015/12371 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, O.. İ.. M.. ve M... M... hasım olarak gösterdiği 23/11/2009 tarihli dava dilekçesi ile B.. ili, O... ilçesi, K... köyünde kain ada ve parsel numarası ve sınırlarını bildirmediği taşınmazlarının kadastro çalışmalarında adına yazılması gerekirken davalılar adına yazıldığını belirterek taşınmazların kadastro tespitinin iptalini talep etmiş, 18/03/2010 tarihli ilk celse de taşınmazların bir kısmının kendi babasından, bir kısmının ölen eşinden kaldığı halde orman olarak yazıldığını, eğimli olan yerleri 15 senedir ekemediğini belirtmiştir.
Mahkemece davacıya dava konusu taşınmazları açıklaması için süre verilmiş, davacı 27/09/2010 tarihli dilekçesiyle K... mevkiinde 134 ada 2, 130 ada 1, G.. mevkiinde 176 ada 5, S... mevkii ve H.. korusu mevkiinde 101 ada 1 parsel içinde 4 adet taşınmaz ile K... mevkiinde 174 ada 1, 175 ada 1, 169 ada 15 ve 21 nolu parsellerin dava konusu olduğunu açıklamış, 17/01/2011 tarihli dilekçesinde de bu taşınmazları ve dayandığı tapu kayıtlarını açıklamış, yargılama sırasında dava konusu 175 ada 1 parsele ilişkin davasından vazgeçtiğini bildirmiştir.
Mahkemece 20/01/2011 tarihli celse de dava konusu edilen taşınmazların 3 ayrı dosyada mükerrer olarak dava konusu yapılması sebebiyle 134 ada 2, 130 ada 1, 176 ada 5 parsel nolu taşınmazlar için H... aleyhine açılan davanın, mahkemenin 2009/98 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine karar verildikten sonra, 174 ada 1, 175 ada 1, 169 ada 15 ve 21 nolu parseller üzerinde keşif yapılıp bilirkişi raporları alınmışsa da, davanın karmaşıklığı, dava konusu yerlerin neresi olduğunun net olarak belirlenememesinden dolayı alınan raporların sağlıklı anlaşılmasının mümkün olmadığı, davacının dava konusu taşınmazları belirtmediği dilekçesini 3 ayrı dilekçe şeklinde vermesi ve mahkemenin 3 ayrı dosyasına kaydedilmiş olmasından dolayı usûlüne uygun olarak açılan bir dava bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 02.11.1949 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli olmadığı gibi, dosya kapsamına da uygun düşmemektedir. Şöyle ki, mahkeme davacının dava konusu taşınmazları belirtmediği dilekçesini 3 ayrı dilekçe şeklinde vermesi ve mahkemenin 3 ayrı dosyasına kaydedilmiş olması, dava konusu yerlerin neresi olduğunun net olarak belirlenememesi ve davanın karmaşıklığı gerekçesiyle davanın usûlden reddine karar vermişsede, davacı dayanak tapu kayıtlarını sunduğuna ve dava konusu ettiği parselleri bildirmiş olmasına göre, dava konusu edilen tüm taşınmazların başında keşif yapılarak, hangi taşınmaz yönünden hangi dosyada yargılamaya devam olunacağı açık ve net şekilde mahkeme tarafından belirlenmeli iken, keşiften önce ara kararlar ile bu husus belirlenmeye çalışılmış, keşif sırasında ise dava konusu yerler davanın tarafı olmayan davacının kızı tarafından gösterilmiştir. Mahkemece yapılacak olan keşifte davacı asilin bizzat bulunup dava konusu ettiği yerleri göstermesi zorunludur.
O halde; mahkemece, yeniden yapılacak keşifte, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, dayanılan tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ile dayanağı kroki ve mahkeme ilâmları ve dayanak tapu kayıtları revizyon görmüşse revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel ve dayanakları, ilgili yerlerden getirtilmeli, bundan sonra önceki bilirkişiler dışında halen Ç.. ve O.. B.. (O.. ve S.. İ.. B..) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların parsel numaraları ve nitelikleri belirlenmeli, dosyada tutanak asılları bulunmayan dava konusu parsellerin tutanak asılları da dosyaya getirtilerek, askı ilân süresi içinde açılanlar yönünden tutanaklar davalı hale getirilmeli, dava tarihinden önce tespiti kesinleşen bir taşınmaz sözkonusu ise kadastro mahkemesinin değil, genel mahkemenin görevli olacağı düşünülmeli, askı ilân süresi içinde dava açılan taşınmazlar yönünden davaya devamla, davacı tarafından aynı dilekçe ve aynı tapu kayıtlarına dayanılarak ayrı ayrı açılan davaların birleştirilmesi hususu gözönünde bulundurularak, kadastro paftası ve yukarıda yazılı resmî belgeler birbiri üzerine aplike edilerek taşınmazların niteliği, orman olup olmadığı araştırılmalı, komşu parsellere ait tespit tutanakları ve varsa dayanağı kayıtlar getirtilip çekişmeli taşınmazlar yönünü ne olarak gösterdiği belirlenmeli, orman değilse, kim tarafından, ne şekilde zilyet edildiği, üzerindeki bitki örtüsü, ağaç yaşı, sayısı, dağılımı, kapalılık oranı konusunda ziraat uzmanından rapor alınmalı, orman değilse davacıların tutunduğu tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren getirtilip uygulanmalı, tapu sınırları fen bilirkişi krokisinde gösterilmeli, böylece toplanacak delillere göre gerçek hak sahibi belirlenerek karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/12/2015 günü oy birliğiyle karar verildi.