Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2717
Karar No: 2015/12399

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/2717 Esas 2015/12399 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/2717 E.  ,  2015/12399 K.
"İçtihat Metni"


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: .... 1.Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... ve davalı ... ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında ... ili, ... ilçesi, ... köyünde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılan kadastro çalışmalarında 102 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, 10.0262,65 m2 yüzölçümü ve orman vasfıyla Hazine adına, 115 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 23,573,01 m2 yüzölçümü ve tarla niteliğiyle .... .. adına, 115 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ise 43.798,00 m2 yüzölçümü ve ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.
Asıl dosya davacısı .... ... mahkemeye sunduğu 23.02.2011 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; zilyetliğinde bulundurduğunu iddia ettiği ... köyü 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmalarında orman olarak tespit edildiğini beyanla ... ... ve ... hasım göstermek suretiyle 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitlerinin iptali ile adına tescili isteminde bulunmuştuır.
Birleşen 2011/28 Esas sayılı dosya davacısı Ö.. K.."ın mahkemeye sunduğu 08.03.2011 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde sınırlarını belirttiği zilyetliğinde bulundurduğu yaklaşık 80.000 m2"lik taşınmazının 102 ada 1 sayılı orman parsel içinde bırakılarak tespit edildiğini bu nedenlerle ... ... ve .. hasım göstermek suretiyle yapılan tespitlerin iptaliyle kullanımında bulunanan kısımların adına tescili isteminde bulunmuştur.
Birleştirilen 2011/18 Esas sayılı dosya davacısı R.. K.."nın mahkemeye sunduğu 08.03.2011 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; 186 nolu vergi kaydı bulunan ve kadastro çalışmalarında orman olarak tespit edilen Caferan köyü 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğunu beyanla Orman Yönetimini hasım göstermek suretiyle kadastro tesbitlerinin iptali ile adına tescili isteminde bulunmuştur.
Yine, asıl dosya davacısı ... ... birleştirilen 2014/25 Esas sayılı dosyasında mahkemeye sunduğu 20.04.2011 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; zilyetliğinde bulunduğunu iddia ettiği ve kadastro çalışmalarında taşlık vasfıyla Hazine adına tespit gören ... köyü 115 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 50 yılı aşkın süredir zilyetliğinde bulunduğunu beyanla ve .. hasım göstermek suretiyle 115 ada 2 parselin kadastro tesbitlerinin iptali ile adına tescili isteminde bulunmuştur.
Mahkemece yapılan keşif sonrası fen bilirkişisinin 24.12.2013 tarihli raporuna ekli krokide dava konusu edilen yerler; davacı R.. K.."nın ektiğini iddia ettiği kısımlar (R1) ve (R2) ile; davacı Ö.. K.."ın ektiğini iddia ettiği kısımlar (Ö1), (Ö2) ve (Ö3) ile; davacı .. .. ektiğini iddia ettiği kısımlar (H1), (H2), (H3) ve (H4) ile gösterilmiş ve fenbilirkişisinin 26.09.2014 tarihli ek raporunda asıl raporuna ekli krokide (R1) ile gösterilen 42530.53 m2"lik R.. K.."ya ait ve (Ö1) ile gösterilen 67491.121 m2"lik Ö.. K.."a ait olduğu iddia edilen taşınmazların ... köyü kadastro çalışma alanı dışında kaldıklarını bildirmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl dava ve birleştirilen 2014/25, 2011/28, 2011/18 Esas sayılı davaların ayrı ayrı REDDİNE, fen bilirkişisinin dosya arasında mevcut 20.12.2013 tarihli raporuna ekli krokide; (Ö1) ve (R1) ile gösterilen kısımların tefrikle başka bir esasa kaydedilmesine, fen bilirkişisinin anılan raporuna ekli krokide (H3) ile işaretli ve 115 ada 1 parsel içinde bulunan davacı ... ... tarafından kullanıldığı iddia edilen taşınmaz yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddine, dava konusu 115 ada 1 parsel, 115 ada 2 parsel ve 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarının tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen dosya davacısı Hamza Kılıç vekilince esasa yönelik, davalı ... ... vekilince ücrete vekalete yönelik temyiz edilmiştir.
Bölgede 6831 sayılı Kanuna göre orman tahdit çalışması ve aynı Kanunun 2/B uygulaması yapılmamıştır. .... köyünde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılan kadastro çalışmaları 08.02.2011- 09.03.2011 tarihleri arasında askı ilâna çıkarılmıştır.
1- İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen ormancı bilirkişi raporuna göre davacı .... ... tarafından dava konusu edilen ve fen bilirkişi raporuna ekli krokide (H4) ile gösterilen taşınmaz bölümüne yönelik olarak; taşınmazın üzerinde 10-35 yaş aralığında değişen meşe ağaçları ihtiva ettiği, eğiminin yüksek ve taşlık yapıda olduğu, yine ziraat bilirkişisi raporunda keşif tarihi itibariyle sürülmemiş olduğu tespit edildiğinden ve taşınmazın bu hali ile eylemli orman olduğu niteliğinde ve zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan yerlerden olduğu saptandığına göre; ... ... taşınmazın (H4) ile gösterilen bölümüne yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile bu kısma yönelik olarak usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Yine, davacı ... ... kullanımında olduğunu iddia ettiği (H3) ile gösterilen taşınmaz kısmının mahkemece; davacı adına tapuda kayıtlı 115 ada 1 parsel içinde kaldığı tespit edildiğinden, bu kısım hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilerek davalı olmayan 115 ada 1 parsele ilişkin kadastro tutanağı aslının ilgili Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesi gerekirken, mahkemece yanılgıya düşülerek dava hakkında husumet yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
3- Yine, davacı ... ... tarafından dava konusu edilen ve fen bilirkişinin raporuna ekli krokide (H1 ve H2) ile gösterilen bölümlere yönelik mahkemece yapılan araştırma ve inceleme eksik olup, hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; mahkemece yapılan yargılamada (H1 ve H2) ile gösterilen bölümlerde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşulları oluşmadığı kabul edilerek tespit gibi tesciline karar verilmiş ise de; keşif sonrası aldırılan orman bilirkişi raporuna göre 1952 yılı hava fotoğrafında; taşınmazların üzerinde kısmen bitki örtüsünün var olduğu, 1958 yılı memleket haritasında ise tamamının açık alanda kaldığı tespit edilmiş, yine keşif sonrası aldırılan ziraatçi bilirkişi raporuna göre de; dava konusu (H1) ile gösterilen yerin keşif gününde sürülü ve arpa ekili olduğu, arpa çıkışlarının gözlemlendiği ve tarımsal amaçlı kullanıldığı, (H2) ile gösterilen yerin ise kısmen sürülmüş ve arpa ekilmiş olduğu fakat şantiye sahası olarak kullanıldığından toprağın üzerine dökülen mucur ve çakıllardan dolayı toprak yapısının bozularak tarımsal amaçlı kullanılamayacak şekilde tarım arazisi vasfını yitirdiği şeklinde görüş bildirilmiştir. Hal böyle iken ve davacı adına tespit gören 115 ada 1 parsel içinde kalan ve (H3) harfi ile gösterilen taşınmaza ilişkinde ziraat bilirkişi raporunda; parselin bu bölümünün kısmen taşlık olduğu ve yine bir kısmının şantiye sahası olarak kullanıldığı, toprağın üzerine dökülen mucur ve çakıllardan dolayı toprak yapısının bozularak tarımsal amaçla kullanılamayacak hale geldiği, geriye kalan büyük bir kısımında ise arpa ekili olduğu ve tarımsal amaçlı kullanıldığı yönünde rapor vermesine ve bu kısmın davacıadına tapulu olduğu tespit edilmesine karşın, mahkemece, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmuştur. Zira; taşınmaz üzerine kurulan taş ocağının kaç yıldır faaliyet gösterdiği, taş ocağı kurulmadan önce taşınmazların evveliyatında ne olduğu ile taşınmaz üzerine kurulan taş ocağı şantiyesinin çalışmaları nedeniyle davacının zilyetliğinin irade dışı, geçici olarak terke uğramış olabileceği hususları üzerinde durulmadan ve yeterince tartışılmadan karar verilmiştir. Dosyadaki raporlara göre çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlenmiş ancak; davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde duraksama olmuştur. Bu haliyle keşif sonrası aldırılan raporlar hükme yeterli değildir. Bu raporlara dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, taşınmaz başında bir ziraat, bir fen bilirkişi ile yerel bilirkişiler ve tanıklar eşliğinde yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmazın mevcut niteliği ve davacı Hamza Kılıç"ın kullanımında olan kısımlar yeniden belirlenerek, daha önce düzenlenen teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (H1 ve H2) ile gösterilen taşınmaz bölümlerinde taş ocağı olarak faaliyet gösterilen alanlar dışında davacının kullanımının devam ettiği yerler bulunuyorsa bu kısımlar tespit edilerek ölçülmeli ve yüzölçümleri ayrı ayrı hesaplanmalı, krokisinde ayrı ayrı renklendirilmek suretiyle gösterilmeli, şayet davacının kullanımında olduğu başka yerler varsa bu kısımlara da raporda yer verilmelidir.
Yukarıda açıklanan yönteme göre yapılacak araştırma sonunda, taşınmazların zilyetlikle iktisap edilecek yerlerden olduğu anlaşılırsa, bu defa davalı gerçek kişiler yönünden 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı; imar ve ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tesbiti yönünden tanık ve yerel bilirkişi beyanlarına başvurulmalı; parsellerin öncesinin ne olduğu, imar ve ihyanın kim tarafından ve hangi tarihte tamamlanıp bittiği, zilyetliğin hangi tarihte başlayıp kimler tarafından ne biçimde sürdürüldüğü, kullanımın ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların imar ve ihya ile zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı; terk var ise bunun iradi terk olup olmadığı üzerinde durulmalı, davalı gerçek kişilerin belgesiz zilyetlik yoluyla kazandıkları toprak olup olmadığı, varsa cinsi ve miktarı tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden çekişmeli taşınmazlar dışında, başka taşınmazlar için salt zilyetlik nedenine dayalı olarak açtıkları tescil davalarının bulunup bulunmadığı mahkemeler yazı işleri müdürlüğünden sorulup tespit edilmeli ve 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece re"sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp, dava konusu taşınmazların gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı Hamza Kılıç"ın temyiz itirazlarının reddi ile taşınmazın (H4) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik olarak verilen hükmün ONANMASINA,
2) İkinci ve üçüncü bentde açıklanan nedenlerle; davacı ... ... temyiz itirazlarının kabulü ile taşınmazın (H1, H2 ve H3) harfleri ile gösterilen bölümlerine yönelik olarak hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/12/2015 günü oy birliği ile karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi