(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2021/3969 E. , 2021/5090 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
... Merkez ... Köyü çalışma alanında bulunan ve yörede 1968 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakıldıktan sonra 04.07.2013 tarihinde ihdasen 1850 parsel numarasıyla ve 147268.07 metrekare yüzölçümlü olarak ham toprak vasfıyla Hazine adına tescil edilen taşınmaz, 21.11.2013 tarihinde yapılan toplulaştırma çalışmaları neticesinde 218 ada 1 parsel olarak Hazine adına; 1903 ve 1906 parsellerin toplulaştırılması sonucunda oluşan 195 ada 4 parsel sayılı 140913.76 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise mera vasfı ile ... Köyü Tüzel Kişiliği adına tescil edilmiştir. Davacı ... ve müşterekleri, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan ve ihdasen Hazine adına tescil edilen 1851 parsel sayılı taşınmazın adlarına tescili istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunduğu sırada davacılar vekili dava konusu taşınmazın parsel numarası 1850 olduğu halde dava dilekçelerinde 1851 parsel olarak gösterilmesinin maddi hataya dayalı olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 195 ada 4 parselin (paftada eski 1850 sayılı ihdasen oluşan parsele karışılık gelen yer) 25.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda ve 12.4.2017 tarihli ek bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 35555,60 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik olarak da davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, davacıların davası murisleri ...’den gelen hakka dayanmaktadır. Adı geçenin ölüm tarihi itibarı ile terekesi elbirliği hükümlerine tabidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 640. maddesi uyarınca, mirasçılar arasında elbirliği mülkiyet hükümleri geçerli olup ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu nedenle, miras yoluyla gelen hakka dayanılarak terekeye tabi bir taşınmaz için üçüncü kişiye karşı genel mahkemelerde açılacak davalarda, tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya açılan davaya diğer mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması ya da miras şirketine temsilci tayin ettirilmesi zorunludur. Somut olayda davacıların murisi ...’nün bazı mirasçıları yargılama sırasında davaya muvaffakat ettiğini bildirdiği halde, mirasçılardan ... mirasçıları ... ve ...’nin dosyada muvaffakatları bulunmamakta olup, bu haliyle aktif dava ehliyeti tam olarak sağlanmadan yargılamaya devam edilerek karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacılara, ... ve ...’un davaya katılımlarını veya muvafakatlerini sağlamaları ya da terekeye temsilci atanması için süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksikliğin giderilmesi halinde işin esasına girilmeli ve tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin, aktif dava ehliyetindeki eksiklik giderilmeden işin esası hakkında hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.