Taraflar arasında görülen davada;
Davacı hazine, dava konusu 3496 ada 49 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması ile 26340 ada 7 ve 8 parseller olduğunu,parsellerdeki H...(A..) oğlu M....e ait hisselerin H.. (A...) oğlu M....ile A...ve İ...oğlu M...Esentay’ın aynı kişiler olduğu sanılarak Ankara 5.Sulh Hukuk Mahkemesinin 3.6.1994 tarih 1994/773 Esas,674 Karar sayılı ilamı ile A....ve İ...oğlu M..... Esentay mirasçıları adına 22.7.1994’te intikalen yolsuz olarak tescil edildiğini, 8 nolu parsel üzerine bina yapıldığını ve bir kısım bağımsız bölümlerin davalılar adına tescil edildiğini, 7 parselin halen M.... E...mirasçıları davalılar adına kayıtlı olduğunu ileri sürerek TMK’nun1024.md. ne göre tapudaki yolsuz tescilin iptali ile eski malik H... (A...) oğlu M....adına tapuya tescili ile tapu kaydının eski hale iadesi isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın Halime (Atiye) oğlu M....mirasçıları tarafından açılması gerektiği, davacı hazinenin dava açma hakkının olmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü

                                                   -KARAR-
Dava yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden toplanan delillerden, özellikle hazine davasında sicilin tesisine esas alınan veraset ilamında gösterilen kişinin kayda yansıyan hak sahibi olmadığını ileri sürmüş, yapılan işlemin evrakı müsbitesine uygun olmadığını açıklamak suretiyle yolsuz tescil nedenine dayalı iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Bilindiği gibi, gerçek hak sahibini yansıtmayan belgelere göre işlem yapılması ve sicil oluşturulması hazinenin sorumluluğunu gerektireceği kuşkusuzdur.
Öte yandan, TMK’nun 1007. md. ne göre Tapu Sicilinin tutulmasından dolayı bütün zararlardan devletin sorumlu olacağı asıldır..Ayrıca, 15.8.1949 gün 13/8 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre eski ve yeni bütün Tapu Sicillerinin tutulmasından hazinenin sorumlu olacağı öngörülmüştür.Bu sorumluluğun kusursuz sorumluluk olduğu da tartışmasızdır.
Bu durumda, yukarıda açıklanan gerekçelere göre hazinenin dava açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir.Hal böyle olunca, işin esasına girilerek taraf delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacı hazinenin temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile Hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. md.gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 6.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.