3. Hukuk Dairesi 2021/7138 E. , 2021/10994 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SİLİVRİ SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tahliye davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı şirket ile 01/09/2016 başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, kira sözleşmesine göre aylık kira bedellerinin ait olduğu ayın 15. gününde ve her ay peşin olarak ödenmesi gerektiğini, davalının 2017 yılı Eylül ayı kira bedelini vaktinde ödememesi üzerine ihtarname gönderdiğini, davalının eksik ödeme yaptığını, yine Ekim ayı kira bedelinin de muaccel olmasına rağmen ödenmediğini, Eylül ayı kira bedelinin ödenmeyen bakiyesi ile Ekim ayı kira bedelinin tahsili için icra takibi başlattığını, takip konusu borca haksız olarak itiraz eden davalının bilahare çek vererek 2017 yılı Eylül ayı kira parası bakiyesini ve 2017 yılı Ekim ayı kira parasını ödediğini, davalının 01/09/2017 tarihinde başlayan dönemde, bir kira yılı içinde kira bedelini ödemediği için kendisine yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunulmasına sebep olduğunu, bu durumun kanunda kiracıdan kaynaklanan fesih sebebi olarak kabul edildiğini iddia ederek; taraflar arasındaki 01/09/2016 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin feshin, davalının kiralanandan tahliyesine ve kiralananın boş olarak teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacı tarafça sunulan kira sözleşmesini imzalayanın ... olduğunu, şirketin bu kişi ile ilgisi olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; 01/09/2016 tarihli kira sözleşmesinde kira bedellerinin “banka hesabına nakit” olarak ödeneceğinin belirlendiği, bu şekilde belirlenen ödeme tarihine göre 2017 Ekim ayının kira bedelinin 01/11/2017 tarihinde muaccel olacağı, sözleşmede kira bedelinin peşin ödeneceği yönünde hüküm bulunmadığı, takip tarihinde Ekim ayı kirasının henüz muaccel olmadığı, temerrüt olgusunun kabul edilebileceği kesinleşmiş bir takibin bulunmadığı ve temerrüt nedeniyle tahliye şartlarının oluşmadığı, haklı iki ihtar şartının da gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; iki haklı ihtar nedeniyle tahliye davasının, bir yıldan uzun süreli kira sözleşmelerinde ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde açılması gerektiği, ihtarların yapıldığı kira yılının 01/09/2017-01/09/2018 dönemi olup, davanın 30/09/2018 tarihinde açıldığı, incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 352 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre; kiracı, bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmelerinde bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira bedelini ödemediği için kendisine yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunulmasına sebep olmuşsa kiraya veren, kira süresinin ve bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde, dava yoluyla kira sözleşmesini sona erdirebilir.
Davaya konu 01/09/2016 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli, aylık 30.000 TL bedelli kira sözleşmesini davalı şirket adına sözleşme tarihinde şirketi temsile yetkisi olan şirket ortağı imzalamıştır. Sözleşmenin hususi şartlar bölümünün 4. maddesinde, kira bedelinin ayın 15. gününde peşin ödeneceği düzenlenmiş olup, serbest iradeyle kararlaştırılan bu hüküm tarafları bağlayıcıdır.
Buna göre ilk derece kira sözleşmesinde kira bedelinin ait olduğu ayın 15. gününde banka hesabına peşin ödeneceğine dair hüküm bulunduğu gözetilerek, TBK"nın 352 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca tahliye koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekirken, sözleşme hükmü dikkate alınmadan yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. İlk derece mahkemesi kararının, yukarda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanu"nun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 08/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.