20. Hukuk Dairesi 2014/10683 E. , 2015/4828 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri, ... köyü, ... mevkiinde bulunan 2 parça taşınmazın 4753 sayılı Kanun uyarınca 1951 yılında davacıların murisine tapu ve haritalı olarak tahsis edildiğini, her iki taşınmazın davacıların murisi ... tarafından ölümüne kadar aralıksız çekişmesiz ekilip biçildiğini, ölümünden sonra mirasçıları olan davacılara kaldığını, ancak kadastro çalışmaları sırasında bu mevkiye hiç girilmeden tespit harici bırakıldığını belirterek taşınmazların tapuya tescilini talep etmiştir. Yargılama sırasında davacı ... kendi ve diğer mirasçılar adına davayı ..."e temlik etmiş ve temlik alan ... davaya dahil edilmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile 08.07.2008 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3280 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 1580 m2"lik bölümlerin kök muris .... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ve ... tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 04/06/2009 tarih ve 2009/7302 - 9294 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Dosya içeriğinden, yargılamanın devamı sırasında, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede orman sınırlandırılmasına başlanıldığı ve taşınmazın orman sınırları içine alındığının anlaşıldığı, davanın varlığının tahdidin kesinleşmesini önleyeceği, bu durumda; davanın sınırlandırmaya itiraz niteliğine dönüştüğünün kabulünün gerekeceği, 6831 sayılı Orman Kanunun değişik 11. madde hükmü gözetilerek, uyuşmazlığın çözümünde kadastro mahkemesinin görevli olduğu, görevin kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilmesi gerektiği, mahkemece yapılacak işin; davanın tescil bölümünü elde tutarak orman kadastrosuna itiraz bölümü yönünden kadastro mahkemesinin görevli olduğundan söz edilerek görevsizlik kararı vermek ve dava konusu taşınmazın orman niteliğinin saptanması bakımından kadastro mahkemesinin vereceği kesinleşen kararını beklemek, ondan sonra tescil istemi yönünden doğacak sonuca göre bir karar vermek olduğu”na değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; davanın kabulü ile dava konusu ... ilçesi .... köyü ... mevkii Aralık 1951 tarih 104 nolu tapu kaydı kapsamında kalan ve bilirkişi .... tarafından düzenlenen 08.07.2008 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 3280 m2"lik alan [Kadastro Mahkemesinin 2010/65 E. - 2011/14 K. sayılı ilâmında (A) ile gösterilen bölüm] ile Aralık 1951 tarih 105 nolu tapu kaydı kapsamında kalan ve bilirkişi ... tarafından düzenlenen 08.07.2008 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 1580 m2"lik alanın (Kadastro Mahkemesinin 2010/65 E. - 2011/14 K. sayılı ilâmında (B) harfi ile gösterilen bölüm) kök muris ..."nın mirasçıları adına miras payları oranında son parsel numarası verilmek suretiyle tapuya tesciline kara verilmiş, hüküm davalılar ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 14.02.2007 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması ile 1983 yılında kesinleşen arazi kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3280 m²"lik kısmın ve (B) harfi ile gösterilen 1580 m²"lik kısmın orman sayılmayan yerlerden olduğu gibi dayanak tapu kayıtları kapsamında kaldığı ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, hükme esas alınan ve fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 08/07/2008 tarihli raporda, Aralık 1951 tarih 105 sıra numaralı tapu kaydının kapsadığı alan (B) harfiyle gösterildiği halde, hüküm fıkrasında "Aralık 1951 tarih 105 nolu tapu kaydı kapsamında kalan ve bilirkişi ... tarafından düzenlenen 08.07.2008 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 1580 m2"lik alanın" denilmesi isabetsiz ise de, maddi hatadan kaynaklandığı anlaşılan bu yanlışlığın düzeltilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün 3. paragrafında yazan "A harfi ile" ibaresinin kaldırılarak, yerine, "B harfi ile" ibaresi yazılmasına ve hükmün, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/05/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.