Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/157
Karar No: 2008/3694
Karar Tarihi: 24.03.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/157 Esas 2008/3694 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar, miras bırakanın mal kaçırmak amacıyla bir taşınmazdaki payını satış yoluyla davalıya temlik ettiğini ve başka bir taşınmazı da davalının adına tescil ettirdiğini ileri sürerek muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Mahkeme, miras bırakanın evlilik dışı ilişkiyi sağlamak için çekişme konusu taşınmazları davalıya temlik ettiği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Ancak, miras bırakanın diğer taşınmazdaki payını da muvazaalı olarak davalıya temlik ettiği kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararda Borçlar Kanunu'nun 65, Medeni Kanun'un 706 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerine değinilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2008/157 E.  ,  2008/3694 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANTALYA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 19/09/2007
    NUMARASI : 2003/298-2007/334

    Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanın mal kaçırmak amacıyla  43 parsel sayılı taşınmazdaki 230/1459 payını satış yoluyla davalıya temlik ettiğini ve 15 nolu bağımsız bölümü bedelini ödeyerek satın alıp davalı adına tescil ettirdiğini ileri sürüp muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, dava konusu taşınmazları miras bırakanın 2.eşi sıfatı ile edindiğini, murisin bedelini ödeyerek satın aldığı taşınmazı adına tescil ettirmesi durumunda muvazaa iddiasının dinlenemeyeceğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, miras bırakanın evlilik dışı ilişkiyi sağlamak için çekişme konusu taşınmazları davalıya temlik ettiği, Borçlar Yasasının 65. maddesi gereğince haksız ve ahlaka aykırı bir amacın elde edilmesi için verilen şeyin geri alınamayacağından işlemin muvazaalı olmasının sonuca etkili olmayacağı, murisin ve davacıların dava konusu taşınmazları isteyemeyecekleri, davacıların iddialarını ispat edemedikleri gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacılar ve karşı temyiz eden davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
     Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakanın 15 nolu bağımsız bölümün bedelini ödemek suretiyle sicil  kaydının davalı üzerine intikalini sağlaması işleminin elden bağış niteliğinde  olup (gizli bağış) bu taşınmazın temlikiyle ilgili olarak 01.04.1974 tarih 1/2 Sayılı İçtihatı Birleştirme Kararının uygulama yerinin bulunmadığı gözetilerek bu bağımsız bölüm için açılan davanın reddine karar verilmiş olması sonucu itibariyle ve bu gerekçeyle doğrudur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Ancak; miras bırakanın maliki olduğu 43 parsel sayılı taşınmazdaki 230/1459 payını 25.09.1995  tarihli akitle birlikte yaşadığı davalı Hatice"ye satış yoluyla temlik ettiği görülmektedir.
    Davacılar, 43 parsel sayılı taşınmazdaki pay temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, eldeki davayı açmışlardır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda,  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1-4-1974 tarih 1/2 Sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. 
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşınmaktadır.
    Öte yandan miras bırakanın sağlığında mal varlığının tamamını veya bir kısmını, miraçıları arasında hoş görü ile karşılanabilecek makul ölçüler içerisinde paylaştırmışsa mirasçısından mal kaçırma iradesinden söz etme olanağı yoktur. O halde, miras bırakanın denkleştirme yapıp yapmadığı üzerinde durulması, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden, taşınır taşınmaz  ve hakların araştırılması, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mercilerinden getirtilmesi, her bir mirasçıya geçirilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınarak paylaştırmanın mı? yoksa mal kaçırma amacın mı? üstün tutulduğunun aydınlığa kavuşturulması zorunludur.
    Somut olaya gelince; miras bırakanın davalı H.ile çok uzun zamandan beri birlikte yaşadığı, taşınmazdaki payını bu birliktelik devam ederken bedelsiz olarak devrettiği, kaldı ki, miras bırakanın mal satmaya ihtiyacının olmadığı, davalının alım gücü bulunmadığı gibi satış bedelinin de ödendiğinin kanıtlanamadığı, ayrıca taşınmazın akitteki değeri ile gerçek bedeli arasında açık fark bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir.
    O halde, somut bu bulgular ve olgular yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde miras bırakanın temlikteki gerçek amacının mirasçıdan mal kaçırmak olduğu kabul edilmelidir.
    Hal böyle olunca; 43 parsel sayılı taşınmazdaki devredilen pay yönünden davanın kabul edilmesi gerekirken yanılgılı ve olaya uygun düşmeyen gerekçeyle davanın tümden reddi doğru değildir. Davacıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine,  24.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi