20. Hukuk Dairesi 2014/9891 E. , 2015/4853 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., 16.11.2009 tarihli dilekçesiyle genel kadastroda ham toprak niteliğiyle adına tesbiti kesinleşen ... köyü 189 ada 2 sayılı 199 m² taşınmazın aynı köy 189 ada 1 sayılı parsel ile bir bütün olarak Haziran 1989 gün 5 sıra numaralı tapu kaydı ile kendi zilyetliklerinde olduğu, tapu kaydının ...nin taraf olduğu ve aleyhine kesin hüküm niteliğinde bulunan mahkeme kararı ile oluştuğu iddiasıyla tapu kaydının iptali ve adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, 189 ada 2 sayılı parselin tapu kaydının iptaline ve davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10/09/2013 gün ve 10354-13929 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacının dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; davacı, çekişmeli 189 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak Haziran 1989 tarih ve 5 sıra sayılı tapu kaydına dayanmıştır. Dayanak tapu kaydı, Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.05.1977 gün ve 1976/106 - 66 sayılı kararıyla 2616 m² yüzölçümü ile oluşmuş olup, karar eki olarak kroki bulunmaktadır. 3402 sayılı Kanunun 20/A. maddesi uyarınca tapu kayıtları ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur. Hal böyle olunca, davacının dayandığı tapu kaydının oluşumuna esas krokisine itibar etmek gerekecektir. Mahkemece yapılan keşif sonucu alınan ve hükme esas oluşturan fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 24.01.2011 havale günlü rapor ve eki krokiden dayanak tapu kaydının tesciline esas krokinin, raporda (A) harfiyle gösterilen 1319,29 m², (B) harfiyle gösterilen 393,47 m², (C) harfiyle gösterilen 979,99 m² ve (D) harfiyle gösterilen 56,74 m² alanı kapsadığı, bunlardan (A) harfli bölümünün dava dışı 189 ada 1 parsel içinde davacı adına aynı tapu kaydıyla tesbit ve tescil gördüğü, (B) ve (C) harfli bölümlerinin ise; dava dışı oldukları, dava konusu taşınmaz içinde kalan (D) harfli bölümünün ise; tescil krokisi kapsamında kaldığı, (E) harfiyle gösterilen 142,38 m² bölümün ise; tescil krokisi kapsamında kalmadığı rapor edilmiştir.
O halde, dava konusu 189 ada 2 parsel içinde kalan (D) ve (E) harfli bölümlerine ilişkin olarak dayanak tapu kaydının oluşumuna esas Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.05.1977 gün ve 1976/106-66 sayılı karar eki olan tescil krokisinin kapsamında kalan (D) harfli bölümüne ilişkin olarak davanın kabulü, tescil krokisi kapsamı dışında kalan (E) harfli bölümüne ilişkin davanın ise, reddine karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek davanın tümden kabulü usûl ve kanuna aykırıdır." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, 189 ada 2 parselin 24/01/2011 tarihli krokide (D) harfiyle gösterilen 56,74 m² bölümünün adına kayıtlı tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, (E) harfli bölümüne ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak 3402 sayılı Kanunun 12. maddesi uyarınca 10 yıllık süre içinde açılan tapu iptal ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ile 1988 ilâ 1990 yıllarında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B uygulaması vardır.
Hisarönü köyünde genel arazi kadastrosu kısmen 1970 yılında yapılıp kesinleşmiş, 2008 yılında ise ek kadastro yapılıp 30.12.2008 - 28.1.2009 tarihleri arasında ilân edilmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 28/05/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.