Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10667
Karar No: 2015/4860
Karar Tarihi: 28.05.2015

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/10667 Esas 2015/4860 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/10667 E.  ,  2015/4860 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları vekili ile katılanlar ve ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... Köyü, 101 ada 13 parsel sayılı 10196,88 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğiyle, ... oğlu ..."nün zilyetliğindeyken, 27.11.1959 tarihinde satıldığından söz edilerek ... adına tesbit edilmiştir. ... ve arkadaşları; taşınmazın ortak muris ..."den intikal ettiği, ..."ye satışının söz konusu olmadığı iddiasıyla tesbitin iptali ve ortak muris ... mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmışlar; davacı ... , taşınmazın yüksek eğimli taşlık ve çalılık nitelikli, orman sayılan yerlerden olduğu, ise devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katılmışlardır.
    Mahkemece diğer davaların reddine, ve ...nin davasının kabulüne, çekişmeli 101 ada 13 sayılı parselin tesbitinin iptaline ve orman niteliğiyle adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... ile davacılar ... ve dava arkadaşları tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28.11.2012 gün ve 3048 - 13471 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; "Kural olarak; orman kadastrosunun kesinleştiği yerlerde, bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş orman kadastro harita ve tutanaklarının uygulanmasıyla çözümlenir ise de, o yerde 4785 sayılı Kanun hükümleri de uygulanarak, köy ya da belde sınırlarının tümünü kapsayan (seri bazda olmayan) orman kadastrosunun yapılması halinde sağlıklı çözüme ulaşılır. Çünkü, 3116 sayılı Kanun sadece devlet ormanlarının kadastrosunun yapılmasını öngörmüştür. Bu nedenle; 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu kesinleşen orman kadastro harita ve tutanaklarının uygulanması ile orman sınırı dışında kalan taşınmazların orman niteliğini ve hukukî durumu saptanamayacağından, çekişmeli taşınmazların orman olup olmadığı, 6831 sayılı Kanunun 4999 ve 6292 sayılı kanunlar ile değişik 7. maddesi hükmü gözetilerek, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar ile 6831 sayılı Kanunun 1. maddesine göre çözümlenmelidir.
    6831 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince orman tahdidi, idari sınırlar dikkate alınmadan orman serisine göre yapılırken, 1744 sayılı Kanun ile değişik 8. maddesinin üçüncü fıkrasıyla, orman kadastrosunun belde ve köy sınırları esas alınmak suretiyle bu sınırlar dahilinde kalan bütün ormanları kapsayacak biçimde yapılması esası kabul edilmiş, aynı maddede 2896, 3302 ve 3373 sayılı kanunlarla değişiklik yapılmışsa da bu fıkra değiştirilmemiş, Orman Kadastro Yönetmeliklerinde de benzer düzenlemelere yer verilmiştir.

    Kesinleşmiş orman kadastrosuna ilişkin tutanak ve haritalar ile eski ve yeni tarihli resmî belgelerin uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli parselin, 1967 yılında yapılan orman tahdidinde 1934 ilâ 1941 numaralı orman sınır noktalarından oluşan orman sınır hattı ile orman sınırları dışında bırakıldığı, çekişmeli parselin bu sınır hattına bitişik olduğu, sonraki çalışmalarda durumunun değişmediği, 1959 ve 1996 yıllarına ait memleket haritalarında açık alan; amenjmanda ziraat alanı olarak nitelendirildiği, 1992 yılı hava fotoğraflarında kuzeyinin makilik, güneyinin açık alan olduğu, (B) ile gösterilen bölümünün % 40 eğimli taşlık ve kayalık niteliğinde zilyetlikle edinilecek yerlerden olmadığı, (A) bölümünün ise eğimi % 30 iken, 9 adet teras ile eğiminin giderildiği, tarla olarak kullanıldığı belirlenmiştir.
    Yapılan araştırma, inceleme ve bilirkişi raporlarıyla kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı anlaşılan çekişmeli parselin, orman sayılan yerlerden olduğu söylenemez. 6831 sayılı Kanunun 6831 sayılı Kanunun, 4999 ve 6292 sayılı kanunlar ile değişik 7 ilâ 11. maddeleri gereğince, orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman kadastrosu sınırları dışında bırakılmış ormanların sınırlandırılması olanaklıysa da, çekişmeli parselin 1959 ve 1996 yılı memleket haritalarında açık alan olarak nitelendirildiği, 1992 hava fotoğrafında orman olarak görülmediği belirlendiğine göre, orman kadastrosu sırasında orman sayılan yerlerden olduğu kabul edilemeyeceği için, yeniden orman olarak sınırlandırılmasına yasal imkan yoktur. Bu nedenle parselin orman niteliğiyle tescili doğru değildir.
    Ziraat uzmanı bilirkişi ve jeolog bilirkişi raporlarında da, çekişmeli parselin (B) harfi ile gösterilen bölümünün taşlık ve kayalık niteliğinde, zilyetlikle edinilecek yerlerden olmadığı, (A) harfi ile gösterilen bölümünün tarla nitelikli kadim tarım alanı olduğu bildirilmiş, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından da, çekişmeli parselin davacı ve davalı gerçek kişilerin babası ..."den intikal ettiği ve onun ölümüyle de mirasçıları tarafından malik sıfatıyla kesintisiz ve çekişmesiz zilyet edildiği haber verildiğine göre, (A) harfi ile gösterilen bölüm için gerçek kişiler yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmelidir.
    Diğer taraftan, çekişmeli parsellerin muris ... tarafından kullanılırken ondan mirasçılarına kaldığı yönünde taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, ... mirasının yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığına ilişkindir. Yerel mahkeme tarafından ... terekesini oluşturan mirası belirlenmemiş, tüm mirasının, mirasçılarının eksiksiz katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığı, bu paylaşıma tüm mirasçıların uyup uymadığı, paylaşımın daha sonra bozulup bozulmadığı yönünde yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
    O halde, mahkemece davacı gerçek kişilerin iddialarına göre, ..."nün terekesini oluşturan, bu kişiye aitken mirasçılarından birisi ya da bir kaçı tarafından üçüncü kişilere satılan taşınır ve taşınmazların tümü tesbit edilmeli, tesbit edilen parsellerin tesbit tutanakları ile dayanağı olan tapu ve vergi kayıtları ile komşularının tesbit tutanakları ve var ise dayanağı olan kayıtları getirtilmeli, dava konusu olanlar var ise, bu davaların birlikte görülmesinde yarar bulunduğundan, aralarında irtibat bulunan davalar birleştirilmeli, hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunan parsellere ilişkin dava dosyaları delil olarak getirtilip bu dosya içine konulmalı, ortak murisin tüm malları ve değerleri yöntemince saptanmalı, yeniden yapılacak keşifte, ortak murisin ölümünden sonra mirasın yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığı, hangi mirasçının payına ne düştüğü belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile tesbit tutanaklarında tutanak tanığı olarak gösterilenlerin beyanları çeliştiğinde bu çelişkiler yöntemince giderilmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir." denilerek; davacılar ... ve arkadaşları ile davalı ..."nün 101 ada 13 sayılı parselin (B) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ...nin (A) harfi ile gösterilen 5175 m2 bölüme ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ...nin (B) harfi ile gösterilen, davacı ve davalı gerçek kişilerin ise (A) harfi ile gösterilen bölüme ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, ... ve arkadaşları ile ...nin davalarının reddi, müdahil davacı ...nin davasının kısmen kabulü ile,
    101 ada 13 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 5175,81 m2 bölümünün tespit gibi davalı ... adına tapuya tesciline,

    (B) harfi ile gösterilen 5020,73 m2 bölüme yönelik tespitin iptali ile taşınmazın taşlık vasfı ile adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve arkadaşları ile ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 1966 yılında yapılıp 11.10.1968 tarihinde ilân edilerek, 11.01.1969 tarihinde kesinleşmiştir. Yörede 1981 yılında, daha önce sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu ve 6831 sayılı Kanunun, 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması yapılıp, ekip çalışmaları 13.05.1982 tarihinde ilân edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983, itirazlı yerlerde ise komisyonun itirazların incelenmesine ilişkin çalışmalarının 30.07.1982 tarihinde ilân edilmesinden sonra 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiş, aynı yerde 1991 yılında 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması yapılmış ve dava tarihinden önce kesinleşmiştir.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu, (B) harfi ile gösterilen bölümünün taşlık niteliğinde ve zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığı, (A) harfi ile gösterilen bölümünde zilyetlik koşullarının gerçekleştiği, ... mirasçıları arasında terekesi taksim edilmemekle birlikte çekişmeli taşınmazın 27/11/1959 tarihli senetle davalıya satıldığı belirlenerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, hükme yöneltilen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının ...ne ile ... ve arkadaşlarına ayrı ayrı yükletilmesine, ...den harç alınmasına yer olmadığına 28/05/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi