20. Hukuk Dairesi 2015/7020 E. , 2015/4865 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar kayyımı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 23.10.2009 tarihli dilekçesiyle ..., ... 2176 parsel sayılı, 8120 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalılar miras bırakanı adına kayıtlı olduğunu ve kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı gibi, orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek tapu kaydının iptali ile adına tescili ve elatmanın önlenmesi istemiyle dava açmış, mahkemece davanın kabulüne ve (B) harfi ile işaretli 7915 m² bölümünün orman niteliğiyle adına tapuya tesciline, bu bölüme vaki elatmanın önlenmesine karar verilmiş, davacı ve davalılar kayyımı vekilleri tarafından temyiz edilen hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09.05.2012 gün ve 1262 E. - 6884 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “1) Davalı tarafın, çekişmeli taşınmazın (B) bölümüne yönelik temyiz itirazları bakımından;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından bu bölüme yönelik hükmün onanması gerekmiştir.
2) ...nin reddedilen bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece kesinleşen orman kadastro haritası uygulamasına dayalı araştırma ve inceleme sonucu çekişmeli taşınmazın kısmen orman kadastro sınırları içinde, kısmen dışında kaldığı belirlenerek yazılı şekilde karar verilmişse; uzman bilirkişi raporundan taşınmazın eğiminin % 12"nin üzerinde ve tamamen orman ağacı kaplı olması nedeniyle eylemli orman niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Kural olarak, tahdidin kesinleştiği yerlerde, bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümlenir ise de; bu sınırlandırmada 4785 sayılı Kanun hükümlerinin nazara alınmış olması halinde sağlıklı çözüme ulaşılır. Zira, 3116 sayılı Kanun sadece Devlet ormanlarını belirlemiş olup, bu kanuna göre, 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu oluşup kesinleşen tahdit haritaları, orman olarak sınırlandırılan alanların bu niteliğini kesinleştirmekle birlikte orman sınırları dışında kalan taşınmazların orman niteliğini ve hukukî durumunu saptamakta yetersiz kalır. Bu şekildeki taşınmazların orman olup olmadığının 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.
O halde mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte uygulanmak suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumu belirlenmeli, Ziraat uzmanına taşınmazın bitki örtüsü, toprak yapısı, üzerindeki ağaçların sayısı, yaşı, taşınmazdaki dağılımı, kapalılık oranını gösteren bilimsel verilere dayalı rapor hazırlattırılmalı, bundan sonra oluşacak sonuca göre hangi bölümlerinin devlet ormanı niteliğinde olduğu belirlenmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, “davanın kısmen kabulüne, 2176 parsel sayılı taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle adına tesciline, üzerindeki şerhlerin silinmesine, elatmanın önlenmesi isteminin reddine” karar verilmiş, hüküm davalılar kayyımı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1944 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1945 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan makiye ayırma, 1965 yılında arazi kadastrosu, 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve 22.02.1991 tarihinde ilân edilen daha önce sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile işaretli 204 m² bölümünün kesinleşen orman sınırı dışında, ancak eylemli orman olduğu, (B) harfi ile işaretli bölümünün ise tahdit içinde kaldığı gerekçesiyle tamamının orman niteliğiyle adına tesciline karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Şöyle ki; taşınmazdaki ağaçların niteliği, yaşı, sayısı, dağılımı konusunda ziraat uzmanına inceleme yaptırılmamış, yöreye ait en eski tarihli resmî belgelerdeki konumu da belirlenmemiş, 1958 yılı memleket haritası incelenmiş, dairenin geri çevirme kararlarına rağmen bu haritanın yapımına esas alınan hava fotoğrafları incelenmemiş, 1968 ve 1994 yılı hava fotoğrafları ek raporlara eklenmiş, daha eski tarihli hava fotoğrafı bulunmadığı bildirilmiştir. Oysa, bilirkişilerce daha önceki keşiflerde 1958 yılı memleket haritasına göre inceleme yapıldığına göre, bu haritanın yapımına esas alınan 1958"den daha önceki tarihlere ait bir hava fotoğrafının bulunması gerekir.
O halde; mahkemece, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile üç orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile yöreye ait 1958 yılı memleket haritasının yapımına esas alınan en eski tarihli (varsa 1945 öncesi) hava fotoğrafları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar steroskop aletiyle üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, ziraat uzmanına taşınmazın bitki örtüsü, toprak yapısı, üzerindeki ağaçların sayısı, yaşı, taşınmazdaki dağılımı ve kapalılık oranını gösteren bilimsel verilere dayalı rapor hazırlattırılmalı, bundan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar kayyımı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/05/2015 günü oy birliği ile karar verildi.