21. Hukuk Dairesi 2015/17982 E. , 2015/20436 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin iptaliyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, 6183 sayılı Kanun"un 58. maddesi gereğince 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davaya konu ödeme emirlerinin 6183 sayılı Kanun"un 55/2. maddesinde sayılan zorunlu unsurları taşıyıp taşımadığının anlaşılamadığı, dosyadaki ödeme emri nüshalarının arka yüzlerinin bulunmadığı, ödeme emrinde hangi süre içerisinde nereye itiraz olunacağına ilişkin bir ibarenin yazılı olmadığı anlaşılmaktadır.
Ödeme emrinin hukuka uygun sayılabilmesi için, 6183 sayılı Ka-nunun 55. maddesinde belirtilen usule göre düzenlenmiş olması gerekir. Başka bir ifade ile usulüne uygun bir ödeme emri bazı zorunlu bilgileri içermelidir. Bu bilgilerin neler olması gerektiği 55. maddede "Ödeme emrinde borcun asıl ve ferilerinin mahiyet ve miktarları, nereye ödeneceği, müddetinde ödemediği veya mal bildiriminde bulunmadığı takdirde borcun cebren tahsil ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı, gerçeğe aykırı bildirimde bulunduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağı kayıtlı bulunur. Ayrıca, borçlunun 114 üncü maddedeki vazifeleri ve bu vazifeleri yerine getirmediği takdirde hakkında tatbik edilecek olan ceza bu ödeme emrinde kendisine bildirilir. " şeklinde sayılmıştır..
Kanunda belirlenen şekline uygun olarak düzenlenmesi gereken ödeme emri ile kamu borçlularından, borçlarını yedi gün içinde ödemeleri veya aynı süre içerisinde mal bildiriminde bulunmaları istenir. Bu süre içinde borcun ödenmemesi halinde başvurulacak yaptırım. Kamu İcra Hukuku"na özgü olan; haciz, teminatın paraya çevrilmesi ya da iflas gibi cebren takip işlemleridir. Dolayısıyla, ödeme emrinin gönderilmesi, borçluya borcunu ödemesi gerektiğini hatırlatan basit bir uyarı yazısı olmaktan çok borçla ve ödemeyle ilgili bütün ayrıntıları içeren ve kamu borçlusu açısından son derece önemli hukukî sonuçlara yol açabilen bir idari işlemdir.
Ödeme emri düzenlenirken borçlunun adı, adresi, sıfatı, borcun asıl ve fer"ilerinin mahiyet ve miktarı tam olarak yazılmalıdır. Ayrıca borcun asıl ve fer"ileri ile bunların nitelikleri, nereye ödeneceği, süresinde ödenmediği takdirde borcun zorla tahsil edileceği ve mal bildiriminde bulununcaya kadar hapis ile cezalandırılacağı hususlarına yer verilmelidir.
Ödeme emrinde bulunması gereken zorunlu unsurlardan bir diğeri ise, borcun nereye ödeneceği, süresinde ödemediği veya mal bildiriminde bulunmadığı takdirde borcun cebren tahsil ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı, gerçeğe aykırı bildirimde bulunduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağının yazılı olmasıdır (m.55). Borçlunun süresinde ödemede bulunmadığı takdirde kendisine yaptırım uygulanacak olması karşısında, Anayasanın "Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması" başlıklı 40. maddesine göre; Devlet, "işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek" zorundadır (m. 40/2). Belirtilen hususları içermeyen ödeme emri usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir ödeme emri niteliğini haiz olmadığından geçerli kabul edilmeyecektir.
Somut olayda, dosya içerisindeki ödeme emirleri nüshalarının yukarıda açıklanan şekil şartlarını taşımadığı ve usulüne uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş, davaya konu ödeme emirlerinin gerektiği takdirde asıllarının da davalı Kurum"dan getirtilerek belirtilen şekli şartları taşıyıp taşımadığını araştırmak, ödeme emirlerinin şekli şartları taşımadığının anlaşılması halinde davanın süresinde açıldığının kabul edilerek, yargılamaya devamla işin esasına girerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
17.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.