20. Hukuk Dairesi 2015/6079 E. , 2015/4875 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar dava dilekçesinde özetle; ... köyü ile ... köyü halkının yaylak olarak kullandığı ... ile ... mevkii ile ... olarak bilinen yerdeki sınırlarını bildirdikleri dört parça taşınmazın cedlerinden intikalen miras yolu ile kendilerine geldiğini ve nizasız olarak bugüne kadar zilyet ettiklerini ileri sürerek, üç parça taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılmasını, tutanaklarda davalı ..."un adının geçtiği ancak bu kişinin hiçbir ilgisinin olmadığı ... nolu OS noktası ile ... ve ... arasında kalan yerde kendilerinin zilyet olduklarının tespitine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece davacı ... ve arkadaşlarının davalı ..."e yönelik davalarının feragat nedeniyle reddine, davacı ... ve arkadaşlarının ... yönelik davasının kısmen kabulüne, fen bilirkişi ..."un 25/11/2013 hakim havale tarihli raporuna ekli krokisinde (A) harfi ile gösterdiği 20434,42 m2 yer ile (B) harfi ile gösterdiği 87813,61 m2"lik yere ilişkin ... nolu ...nun sınırlandırıma işleminin iptaline, bu yerlerin orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz temyiz edilmiştir.
Dava, orman sınırlamasına itiraza ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 08.06.2005 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece davacı ... ve arkadaşlarının ... yönelik davasının kısmen kabulüne karar verilmişse de; verilen karar kanun ve usûle aykırıdır. Şöyle ki; 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde, “Hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler” tarafından orman sınırlamasına itiraz davası açılabileceği belirtilmiştir. Kanundaki “Hak sahipliği” kavramı yerleşmiş Yargıtay uygulaması ile, tapulu taşınmazlarda tapu sahipliği, tapusuz yerlerde ise 3402 sayılı Kanunun 17. maddesinde öngörülen 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği bulunan gerçek ve tüzel kişiler olarak kabul edilmiştir. Başka bir ifade ile, bir taşınmaz üzerinde lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşulları gerçekleşmiş olan kişiler tarafından sınırlamaya itiraz davalarının açılabileceğidir. Bu durumda, mahkemece tahdit dışına çıkarılmasına karar verilen kısımlar için orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği halde, zilyetlikle kazanma koşullarının araştırılmadan bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen alanların tahdit dışına çıkarılmasına karar verilerek hataya düşülmüştür.
Mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen ziraat bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmının % 21 eğimli, orman ağacı olmayan, içinde bir kaç adet tarım dışı ağacın olduğu, keşif tarihi itibari ile tarımsal faaliyet yapılmadığı, çok eski yıllarda tarımsal faaliyet yürütülmeye başlandığı, ancak bu tarımsal faaliyetin süreklilik arzetmediği, (B) harfli kısmın ise % 23 eğimli, keşif tarihi itibari ile tarımsal faaliyetin bulunmadığı, 2-3 yıl önce tamamına yakın kısmının teraslanark imar ve ihya edildiği, çok eski yıllarda tarımsal faaliyet yürütüldüğü, ancak tarımsal faaliyetin süreklilik arzetmediğini belirtmiş olduğuna göre, mahkemece her ne kadar dava konusu taşınmazlar evveliyatı ve eylemli durumu itibari ile orman değil ise de; davacılar yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazan koşulların oluşmadığı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulü ile (A) ve (B) kısımlarının tahdit dışına çıkarılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/05/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.