20. Hukuk Dairesi 2015/2364 E. , 2015/4877 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 106 ada 22 parsel sayılı 5930,08 m2 yüzölçümündeki taşınmaz malik hanesi davalı olduğundan bahisle boş bırakılarak kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Davacı ... , ... ilçesi, ... köyü, ... mevkiinde 106 ada 29, 3, 4, 6, 7, 8, 9, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 21, 22, 24, 25, 26 ve 27 nolu parsellerin bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosu sırasında, belirtilen parsellerin kısmen veya tamamen orman sınırı içinde kalması gerekirken, orman sınırı dışında bırakıldığını belirterek orman niteliği ile adına tesciline karar verilmesi istemiyle kadastro müdürlüğüne husumet yönelterek dava açmış, bu dava mahkemenin 2005/30 Esas sayılı sırasına kaydedilmiştir.
Kadastro Müdürlüğünün 21.12.2005 gün ve 1936 sayılı yazı cevabında, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi uyarınca ... köyünde orman kadastro çalışmalarının yapılarak kısmî ilân edildiği, kadastro çalışmalarının halen devam ettiği, sınırlandırma işlemleri bitirilmediğinden tutanakların gönderilmediğinin bildirilmesi üzerine, mahkemece kadastro mahkemesinde davanın görülebilmesi için kadastro davalarının tespit malikine husumet yöneltilmek suretiyle açılması gerektiği, çekişmeli taşınmazlar hakkında dava koşulu gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 27.11.2006 tarih ve 2006/16171 - 16396 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; “Mahkemece; dava, arazi kadastrosuna itiraz olarak nitelendirilerek çekişmeli yer hakkında tespit tutanağı düzenlenmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmişse de, 30 günlük kısmî ilân süresi içinde ... ya da orman alanları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında kadastro mahkemesinde, yapılan kadastro işleminin özelliği ve açılacak davanın niteliği gereği, husumetin veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzel kişiliği ya da taşınmazda hak sahibi olduğu varsayılan gerçek veya tüzel kişilere karşı açılabileceğini kabul etmek gerekir. Yargılamanın devamı sırasında yapılan keşifte davaya konu taşınmazda hak sahibi olanların belirlenmesi ya da malik hanesi açık bırakılarak düzenlenecek tesbit tutanaklarının mahkemeye gönderilmesi halinde dava dosyası ile birleştirilip 3402 sayılı Kanunun 27, 28 ve 29. maddeleri hükümlerine göre işlem yapıldıktan sonra tesbit tutanaklarında isimleri geçen, ya da keşif sırasında belirlenecek olan hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler davaya katılıp kendilerine duruşma günü tebliğ edilerek husumet yaygınlaştırılıp davada taraf oluşturulduktan sonra taraf delilleri
ve 3402 sayılı Kanunun 30. maddesi gereğince mahkemece lüzum görülen diğer deliller de toplanarak dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tescil edilmesi, dava dilekçesinde gösterilen gerçek ya da tüzel kişinin hak sahibi olmaması halinde davanın husumet yönünden red edilmemesi gerekir. Bu ilkeler gözönünde bulundurularak davanın esasının incelenmesi gerekirken henüz tesbit tutanağı düzenlenmediği, bu nedenle dava koşulu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sırasında dava açılan parsellerden 106 ada 22 parsel sayılı taşınmaza yönelik dava tefrik edilerek yeni esasa kaydı yapıldıktan sonra davacının davasının reddine, dava konusu taşınmazın 1/4 paylarla,...,...,...,ve ... adlarına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman ve arazi kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan ve dava tarihi itibariyle kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, somut uyuşmazlıkta; çekişmeli taşınmazın malik hanesi açık olup, mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca gerçek hak sahibi re"sen belirlenecek, davada taraf olmayanlar adına dahi tescile karar verilebilecektir. Bu nedenle, ve köy tüzel kişiliğinin davada taraf olmaları gerekirken, taraf olmadıkları anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmazın eylemli durumuna ilişkin olarak yapılan keşifteki mahkeme gözleminde, taşınmaz üzerinde kuşburnu, ahlat, bodur, karamuk çalısı cinsi ağaçlar bulunduğu, orman bilirkişi raporunda taşınmaz üzerinde 8-10 yaşlı dağınık halde meşe, kuşburnu, alıç, tek yıllık otsu bitkiler bulunduğu, 15 - 20 yıldır ekilmediği ve ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın 15 - 20 yıldır ekilip biçilmediği, üzerinde meşe, kuşburnu, alıç ve ardıç ağaçları ile tek - çok yıllık otsu bitkiler olduğu açıklanmıştır. Ayrıca, keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler, taşınmazın yaklaşık 20 yıldır kullanılmadığını bildirilmiştir. Taşınmaz üzerindeki bitki örtüsüne ilişkin gözlem ve açıklamalardan taşınmazın zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenlerle; ve köy tüzel kişiliğinin davalı olarak davaya dahil edilerek delillerinin toplanması, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi de gözetilerek, taşınmazın belirlenecek niteliğine ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/05/2015 günü oy birliği ile karar verildi.