Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/9610
Karar No: 2017/11678
Karar Tarihi: 11.09.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/9610 Esas 2017/11678 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/9610 E.  ,  2017/11678 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davacılardan ... ile ilgili davanın reddine; davacı ... ile ilgili davanın ksımen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar, 30.08.2011 tarihinde evde olmadıkları sırada davalı kurum elemanlarının site girişinde çalışma yapmalarından yaklaşık 35-40 dk. sonra davacılara ait evde yangın çıktığını, yangının davalı kurumun kusurlu hizmet ifası nedeniyle gerçekleştiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 11.699,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
    Davalı, kendi elemanlarının sadece trafo yağının eksik olduğunu tespit ederek yağ ilavesi yaptıklarını, saat 14:05’de enerji verildiğini,saat 14:30 civarında yangın ihbarı ile gidildiğinde elektrik enerjisinin kesildiğini ve tekrar saat 16:10’da enerji akışının sağlandığını, arızalı şalterin bakım ve onarımının bina yönetimine ait olduğunu, yangının meydana gelmesinde kendilerine izafe edilecek bir kusur bulunmadığını savunarak,davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; maddi tazminat isteminin kabulüne; manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne yönelik verilen kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi neticesinde Dairemizin 23.06.2014 tarih ve 2014/2360 Esas, 2014/10018 Karar sayılı ilamı ile "...somut olayda, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği, ancak davacılar arasında mecburi değil ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu, ihtiyari dava arkadaşlığı durumunda ise her bir davacının taleplerinin ayrı ayrı dava dilekçesinde belirtilmesi gerektiği, mahkemece bu husus gözetilmeden ve her bir davacı için talep edilen tazminat miktarı davacı tarafa açıklattırılmadan davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu ve bundan ayrı olarak da, somut olayda davacıların şahsi haklarının saldırıya uğradığı ve zedelendiği ispat edilmediğinden manevi tazminat isteminin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu...’’ gerekçeleri ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama neticesinde ise;davacı ... ile ilgili davanın reddine; davacı ... ile ilgili davanın ise kısmen kabulü ile 3.000,00 TL manevi tazminat ile 11.699,00 TL maddi tazminatın 30.08.2011 tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davaya konu edilen uyuşmazlık;davalı kurumun kusurlu hizmet ifası nedeniyle oluşan yangın sonucunda davacıların uğradığı iddia edilen maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, bozma sonrası mahkemece yapılacak işlemleri düzenleyen 429/2. maddesinde, “...Mahkeme, temyiz edenden 434.ncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, Yargıtay"ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir.” hükmü öngörülmüştür.
    09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama "usulü kazanılmış hak" olarak adlandırılır. Bu hukuki kurum mahkemeye; hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve istenilenler kapsamında işlem yapmak ve hüküm kurmak zorunluluğunu getirir.
    Somut olayda; mahkemece bozma ilamı sonrasında bozma ilamına uyulup uyulmayacağı hususunda değerlendirme yapılması için taraflara duruşma gününü bildirir usulüne uygun tebligatların yapıldığı,mahkemece 12.03.2015 tarihli celsede Yargıtay bozma ilamının okunması sonrasında "maddi tazminat yönünden bozmaya uyulmasına" şeklinde ara karar tesis edildiği, bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama sürecinde manevi tazminat yönünden bozmaya uyma ya da direnme şeklinde herhangi bir ara karar oluşturulmadığı, 17.06.2015 tarihli kararın hüküm fıkrası incelendiğinde ise, davacılardan ... yönünden 3.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır. Yine mahkemenin 17.06.2015 tarihli gerekçeli kararı incelendiğinde de gerekçe kısmında "...Mahkememizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir..." ifadelerinin kullanıldığı,bu şekli ile mahkemenin manevi tazminat talebi yönünden bozma ilamına uyup uymadığı, kısmi direnme kararı verip vermediği tespit edilememiş olup, bu husus usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
    Hal böyle olunca mahkemece;yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle, bozma ilamına konu edilen manevi tazminat yönünden taraf beyanlarından sonra bozmaya uyulup uyulmamasına ilişkin bir karar verdikten sonra gereğini yapması, bu talep yönünden bozmaya uyma ya da kısmi direnme kararı verilmesi suretiyle hüküm tesisi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi