3. Hukuk Dairesi 2016/2050 E. , 2017/11691 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 1050 no.lu elektrik aboneliğinde kullandığı sayacının yetkili kurum elemanlarınca yapılan kontrolü esnasında bozuk olduğunun söylendiğini, sonrasında bozuk olan sayacı kuruma teslim ettiğini ve yerine yeni sayaç alarak taktırdığını, önceki sayacın bozuk olduğunu söyleyen kurum elemanlarının kendisine herhangi bir bilgi vermeden sayaç için 3.700 TL borç tahakkuk ettirdiklerini ancak bu borç için kendisine hiçbir belge ve ihbar göndermeyen kurum yetkililerinin 2014 yılı Mayıs ayında hem elektriği kesip hem de faiziyle birlikte borcun toplam 6.000 TL"ye yakın olduğunu söylediklerini, ancak kendisinin bu kadar elektrik sarfiyatının mümkün olmadığını, bu abonelige gelen elektrik hattının 2000 metre mesafeden geldiğini ve voltaj düşüklüğü nedeniyle hiç bir aletin çalışmadığını, yalnızca aydınlatma kullanabildiğini, 2010 yılından bu yana elektrik sarfiyatının sadece 17 TL olduğunu ileri sürerek, bozuk olan sayaç nedeniyle davalı kurumlar tarafından haksız ve yersiz olarak tahakkuk ettirilen borcun iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı ..., davayı kabul etmediklerini, davada taraf ehliyetlerinin bulunmadığını, elektrik dağıtım işini 01/01/2011 tarihinden itibaren 30 yıl süreyle işletmek üzere ... Genel Müdürlüğünden devraldıklarını, davacının 2010 yılı eylül ayında tahakkuk eden elektrik faturasına itirazda bulunduğunu, şirketin sözleşme tarihinden önceki faturalarda sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu faturanın hatalı olduğu, davacının bu faturadan dolayı sorumluluğu bulunmadığı, her ne kadar davalı ... tarafından husumet itirazında bulunulmuş ise de, faturanın halen bu şirket tarafından tahsil ediliyor, dağıtım ve faturalandırma işinin bu şirket tarafından yapılıyor olması, şirket devredilse de devreden vedevralan şirketin birlikte sorumluluklarının devam etmesi, kaldı ki faturanın iptaline ilişkin taleplerin dahi her iki şirket tarafından birlikte yürütülmesi nazara alınarak bu savunmalarına itibar edilemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının 2010 yılının 9. ayına ait fatura nedeniyle davalılara 5.508,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalılarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Dava konusu uyuşmazlık; elektrik fatura borcundan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı taraf, davalı kurum görevlileri tarafından arızalı olduğu bildirilerek sökülen sayaç ile ilgili olarak, kendisine herhangi bir bilgi ve belge verilmeksizin tahakkuk ettirilen 2010/9. dönem fatura borcundan sorumlu olmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Ne varki dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, dava konusu 2010/9. dönem faturası ile bu faturanın ayrıntısını gösterir tahakkuk evrakları ve yine bu faturanın hangi nedene dayalı olarak düzenlendiğinin anlaşılmasını sağlayacak sayaç söküm, sayaç kontrol raporu gibi evrakların dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında görüşüne başvurulan bilirkişi tarafından düzenenlenen 24.12.2014 tarihli raporda da dava konusu sayacın müşterinin kusur dışında herhangi bir nedenle doğru tüketim kaydetmediği ve bu sebeple davacı adına düzenlenmiş 3.084,10 TL asıl alacak tutarlı faturanın hatalı düzenlenmiş bir tahakkuk olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiş olmakla birlikte, söz konusu raporda borcun dayanağını oluşturan hiç bir bilgi ve belge hakkında inceleme araştırma yapılmadığı görülmektedir. Bu haliyle bilirkişi raporu hükme esas alınabilecek nitelikte değildir.
Buna göre; dava konusu 2010/9. dönem fatura bedellerin nasıl belirlendiğine ve hangi sebepten kaynaklandığına dair yukarıda açıklanan tüm bilgi ve belgelerin dosyaya sunulması sağlanarak, bilirkişiden öncelikle dava konusu tahakkukun nedeni bilgi ve belgelerle açıklanarak davacının dava konusu fatura borcundan sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise davalı kurumun davacıdan isteyebileceği fatura bedeli hakkında, tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde ayrıntılı ve açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 11.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.