3. Hukuk Dairesi 2017/2164 E. , 2017/11726 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davacılardan ... ile davalı arasında imzalanan 14/12/2012 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile dava konusu taşınmazın kuaför olarak işletilmek üzere kiralandığını, davalının davacılardan ..."den, geçen yılki kira bedeline ilişkin olarak 14/12/2012 vade tarihli senet aldığını, davacı ..."ün hamile olması nedeniyle çalışamayacağını, işyerini kapatmak zorunda olduğunu davalıya bildirdiklerini, davalının önce kabul ettiğini daha sonra ise dönem sonuna kadar kira bedellerini talep ettiğini, davacının senedin iadesini istemesine rağmen davalının senedin vade tarihinde oynama yaparak vade tarihi 14.12.2012 iken, 14.12.2013 tarihi olarak tahrifat yaptığını ve bedelini tahsil etmeye çalıştığını, davacının kiralananı tahliye ettiğini ve anahtarın notere teslim edildiğinin ihtarla bildirildiğini, belirterek senedin tahrif edildiğinin ve bedelsiz kaldığının tespiti ile karşı tarafa her hangi bir borcun bulunmadığının tespitine ve senedin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; kiralananın beş yıl süre için kiraladığını, borca karşılık verilen senedin süresinde ödemediğini, senette her hangi bir tahrifat olmadığını, ödeme gününün de 14/02/2013 olduğunu, davacı tarafın 2012 yılı kira bedelini ödediğini, ancak dava konusu senedin 2013 yılı kira bedeline ilişkin olduğunu, davacı tarafın herhangi bir ödemede bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın reddine yönelik olarak verilen karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 12.11.2014 tarih ve 2014/11256- 2014/12305 E/K sayılı ilamı ile, "Davacılardan ... ile davalı arasında imzalanan 14/12/2012 başlangıç tarihli beş yıl süreli kira sözleşmesiyle dava konusu taşınmazın kuaför olarak işletilmek üzere kiralandığı ve kira bedeli karşılığında senet verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı taraf ilk yıl kira bedeline ilişkin olarak 14/12/2012 vade tarihli senet verildiğini ve bu senedin ödendiği halde vade tarihinin davalı tarafından tahrif edilerek 14.12.2013 olarak değiştirildiğini ve yeniden tahsil edilmek istendiğini iddia etmiş, davalı ise senette tahrifat olmadığını, senedin 14.02.2013 vade tarihli olduğunu, davacının 2012 yılı kira bedelini ödediğini ancak 2013 yılı kira bedelini ödemediğini, taşınmazı haber vermeden sözleşme süresi dolmadan tahliye
ettiğini bildirmiştir. Davacı 12/2/2013 tarihli ... 5. Noterliğinin 2802 Y nolu düzenleme şeklinde anahtar teslim tutanağı ile dava konusu taşınmazın anahtarını noterliğe teslim etmiş, davalıya anahtar teslim tutanağı 19/02/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu durumda mahkemece, taşınmazın 19/02/2013 tarihinde tahliye edildiği davacıların senedin vade tarihinden tahliye tarihine kadarki beş günlük kira bedelinden sorumlu olduğu, senet bedelinden beş günlük kira bedeli düşüldükten sonra kalan tutar yönünden davacıların borcu bulunmadığının kabulü gerekir.
Diğer taraftan davalının savunmasında ileri sürdüğü taşınmazın tahliye edildikten sonra uzun süre boş kalması nedeniyle davalının uğramış olduğu makul süreye yönelik kira kaybı da değerlendirilerek menfi tespit isteminin incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; Davanın kısmen kabulü ile; Davacıların davalıya 3.800 TL borçlu olduğu gerekçesi ile, fazla ödenen 10.132,50 TL"nin davalıdan tahsiline, Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; sözkonusu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir .
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Uyuşmazlık davalı tarafından yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası olarak açılmış; ilerleyen yargılama sürecinde sözkonusu takibe yönelik davacı tarafça yapılan ödemeler nedeniyle İİK"nun 72/7. maddesi gereğince istirdat davası niteliğine dönüşmüştür.
Yargılama sırasında menfi tespite konu 11.000 TL bedelli bono nedeniyle, davalı tarafından ... 5. İcra Müdürlüğü"nün 2014/384 Esas sayılı dosyası ile davacılar aleyhine icra takibi başlatılmış ve davacılar tarafından 11.000 TL bonoya ilişkin faiz, icra masrafları ve vekalet ücreti toplamı olan 13.935,50 TL ödeme yapılmıştır. Mahkemece, davacıların aylık 1.200 TL kira bedeli üzerinden 3 ay 5 günlük kira bedeli 3.800 TL borçlu olduğu gerekçesi ile 13.935,50 TL -3.800 TL = 10.135,50 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davacıların borçlu olduğu kabul edilen 3.800 TL"ye tekabül eden icra masrafları, harç ve faiz miktarı da nazara alınıp, bu miktarların da eklenmesi suretiyle davacıların borçlu olduğu miktarın tespit edilerek kalan kısmın davacılara iadesine karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.