21. Hukuk Dairesi 2014/24232 E. , 2015/20514 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
Davacı, eşinden ölüm aylığı almakta iken davalı Kurumun hatalı işlemi üzerine babasından yetim aylığı bağlandığını, kurumca fark edilmesi üzerine maaşının kesildiğini yersiz ödemenin tahsiline ilişkin Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin tüm, davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, ölen eşinden dul aylığı almakta iken davalı Kurumca hata ile ölen babasından da yetim aylığı bağlandığını, durumun davalı Kurumca farkedilmesi üzerine yetim aylığının kesildiğini, ancak davalı Kurumca yersiz ödenen aylıkların iadesinin istenildiğini, söz konusu Kurum işleminin hatalı olduğunu ileri sürerek yersiz ödemenin tahsiline ilişkin davalı Kurum işleminin iptalini istemiştir.
Mahkemece, davacıya yapılan yersiz ödemenin davalı Kurumun hatalı işleminden kaynaklandığı anlaşıldığından 5510 Sayılı Yasanın 96. Maddesinin 1. Fıkrasının b bendi gereğince davacıdan tahsilinin gerektiği, davacıya yapılan son 5 yıllık yersiz ödemenin miktarının 15.229.76-TL olduğu, davacıdan talep edilen faiz hakkında ise, 5510 Sayılı Yasanın 96. Maddesinin 1. Fıkrasının b bendine göre faiz ilgiliye tebliğ tarihinden itibaren 24 ay geçtikten sonra işletileceğinden ve bu süre dolmadan 07/04/2006 tarihinde icra takibi başlatıldığından davalı Kurum"un davacıdan faiz talep hakkı bulunmadığından işlemiş faiz ve asıl alacağın 5 yıllık sürenin dışında kalan kısmı bakımından davacının sorumluluğunun bulunmadığı belirtilerek davanın kısmen kabulüyle; davacının davalı kuruma 2.495,03-TL asıl alacak ve 14.431,03-TL işlemiş faiz hakkındaki davanın kabulüyle;.... T.C. Kimlik Nolu Davac...nın bu miktarlar kadar davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, 15.229,76-TL asıl alacak hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya 05/01/1973 tarihinde ölen ve 506 sayılı Yasaya tabi sigortalı olan eşinden 01/04/1973 tarihinde dul aylığı bağlandığı, davacının babasının 02/03/1981 tarihinde ölümü üzerine 07/04/1989 tahsis talep dilekçesi üzerine yetim aylığı bağlandığı, ancak durumun farkedilmesi üzerine bağlanan yetim aylığının iptal edilerek 21/12/1994-17/12/20015 tarihleri arasında fuzulen ödenen yetim aylıklarının faiziyle birlikte davacıdan tahsilinin istendiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayalı Yasanın 68/VI. maddesi gereğince davacının babasından yetim, eşinden dul aylığına hak kazanması halinde iki aylığı bir arada almasının yasal olarak mümkün bulunmadığı, bunlardan yüksek olanın bağlanacağı açıktır.
Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, -sebepsiz zenginleşmenin sigortalının kasıtlı kusurlu davranışından veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır.
Belirtilen nedenlerle; 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gerekmektedir.
5510 sayılı Kanunun 96. maddesinde “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır. Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır.” denilmekle kurumca yersiz ödemelerin geri alınmasına ilişkin esas ve usuller belirlenmiştir.
Somut olayda, davacının 07/04/1989 tarihli başvuru dilekçesinde eşinden dolayı dul aylığı aldığını açık şekilde ifade ettiği göz önünde bulundurulduğunda davacıya yetim aylığı bağlanması işleminin Kumurun hatalı işleminden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, yukarıda bahsi geçen 5510 sayılı Yasanın 96/1-b maddesi gereğince davacının son 5 yıl içerisinde ödenen yetim aylığı miktarı olan 15.229,76 TL"yi Kuruma iade etmekle sorumlu olduğu sabit ise de davacının sorumlu olduğu faiz miktarının da aynı madde kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yapılacak iş, 5510 sayılı Yasanın 96/1-b maddesi gereğince davacının iade etmekle sorumlu olduğu anapara miktarı olan 15.229,76 TL"nin 24 ay içerisinde Kuruma ödenip ödenmediğini tespit etmek, ödenmemiş ise 24 aylık sürenin sonundan itibaren davacının sorumlu olduğu faiz miktarını belirlemek, ödenmiş ise davacının sorumlu olduğu bir faiz miktarı bulunmadığını göz önünde bulundurarak bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine