Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/1, 62, 50/1-a, 52/2-4, 53/6, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
Sanık hakkında taksirle öldürme suçundan .... 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 22.06.2010 tarihli hüküm ile TCK"nın 85/1, 51/1-3, 53/1, 63. maddeleri gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin mahkumiyet hükmünün sanık müdafii ile katılanlar vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 04.04.2013 günlü ilamı ile “sanık hakkında takdiri indirim nedenlerinin uygulanmama gerekçesinin yeterli olmadığı, TCK"nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluğunun taksirli suçlarda uygulanamayacağı, kısa kararda yargılama giderlerinin gösterilmemesi” nedenleriyle bozulmasına karar verildiği bozma öncesi hükmün katılanlar vekili tarafından temyiz edilmiş olması nedeniyle 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi anlamında aleyhe bozma yasağı ve ceza bakımından kazanılmış hakdan söz edilemeyecek ise de; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında sanığın leh ya da aleyhinde herhangi bir değişiklik bulunmadığı gibi ilk hükümde hapis cezası ertelenen sanık hakkında bozma sonrası erteleme hükümlerinin uygulanmamasını gerektirecek yeni bir husus bulunmadığı kimlik tespitinde "evli, 4 çocuklu olup aylık gelirinin 350 TL" olduğunu söyleyen sanığın hapis cezasının para cezasına çevrilmesi yolunda bir talebi de bulunmadığı halde, somut gerekçeleri de gösterilmemek suretiyle hapis cezasının ertelenmesi yerine adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.