22. Hukuk Dairesi 2016/4080 E. , 2016/7912 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesnie karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin... Fabrikasında çalışmakta iken ...üyesi olduğunu, müvekkilinin sendika üyeliğinin 26.10.2010 tarihinde kabul edilerek 02.11.2010 tarihinde davalı işverene bildirimde bulunulduğunu, davalı işverenin 04.11.2010 tarihli yazısı ile, bildirilen isimlerde kayıtlı işçileri bulunmadığı gerekçesiyle üyelik formlarını iade ettiğini, davacının hizmet alımına yönelik ihale yoluyla alt işveren firma işçisi görünmekle beraber, fiilen asıl iş yapmakta olduğundan, alt işverenlik ilişkisinin geçersiz olduğunu ve üyenin baştan itibaren asıl işveren olan .... işçisi olduğunu, bu yasal çerçevede Kasım 2010 ile Aralık 2011 dönemi toplu iş sözleşmesi"nden kaynaklanan alacakların tahsili için ...2. İş Mahkemesi"nin 2013/879 esas sayılı dosyasında (bozma sonrası esas numarası) dava açıldığını, dava sonucunda verilen 31.03.2014 tarihli kararın Yargıtay 22. Hukuk Dairesi kararı ile onanarak kesinleştiğini, bu kesinleşen kararın davacı üyenin baştan itibaren ..."in işçisi olduğu, alt işverenlik ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğu kesin bir şekilde hükme bağlandığını, bu karar sonrasında, davalı işverenin toplu iş sözleşmesi"nden kaynaklı yasal hakları ödememesi üzerine 16.12.2011 tarihinden itibaren doğan alacakların tahsili için yeni bir dava açıldığını, davanın açılması sonrasında, davalı ... tarafından... Fabrikası 24.02.2015 tarihli yazı ile bildirimde bulunularak 1996 yılından bu yana devam eden ihale edilen "... Muhtelif Talaşlı İmalat İşlerinin (20 kişi ile) yaptırılması" işinin devam ettirilmesinin uygun görülmediği, yani bu ihaleye çıkılmaması talimatının verildiğinin öğrenildiğini, anılan ... kararı sonucu aralarında davacı üyenin de bulunduğu ondört sendika üyesinin işten çıkarılmasının gündeme geldiğini, kesinleşen yargı kararı gereği ... işçisi olarak çalıştırılmaları gereken işçilerin, hizmet alımının yenilenmemesi bahanesiyle işten çıkarılacak olması karşısında 12.03.2015 tarihli yazı ile ..."e başvuru yapıldığını, başvuru dilekçesinde anılan kararın uygulanması ile işten çıkarılacak sendika üyelerinin haklarının ihlal edilmiş olacağı, işlemin kadrolu bir sendika işçisinin işten çıkarılması ile aynı hukuki etki ve sonuçları doğuracağı bildirilerek, hukuka aykırı bir işlem tesis edilmemesinin istendiğini, bu sürece rağmen 01.04.2015 tarihi itibariyle davacı işçi ile birlikte toplam yirmi işçinin iş akitlerinin feshedildiğini, feshin sendikal örgütlenmeyi engellemek dışında bir amacının olmadığının sabit olduğunu, bu sebeple bir yıllık ücreti tutarından az olmamak üzere sendikal tazminat talep ettiklerini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili teşekkülün işçisi olmadığını, davacının teşekküle bağlı ...Makine Fabrikası alt işvereni yanında ve bu firmanın işçisi olarak çalıştığını, davacının tüm işe giriş bildirgelerini veren, sigorta primlerini ve ücretlerini ve diğer sosyal haklarını ödeyen davacı işçiye emir ve talimat verenin hep bu firmalar olduğunu ve davacının en son işvereninin de alt işveren firma olduğunu, bu nedenle davanın husumet yönünden reddini talep ettiklerini, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin sendika üyesi olmasından değil, diğer kadrolu işçilerle aynı işi yaptığı ve mevcut ihale şirketleri ile davalı arasındaki anlaşmaların muvazaalı olduğu, davacının yaptığı işin asıl iş olması sebebiyle alt işverene verilemeyeceği yönündeki davacı ve arkadaşlarının açtığı davaların davalı aleyhine sonuçlanmasından sonra fesih edildiği, bu sebeple iş sözleşmenin feshinin geçerli sebebe dayanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve işçinin işe iadesine, sendikal tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı işverence feshin geçerli sebebe dayandığı ispatlanmadığından, mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiş olması dosya içeriğine uygun olup, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 21. maddesinin birinci fıkrasında işe başlatmama tazminatının alt ve üst sınırları gösterilmiş olup; söz konusu tazminatın belirtilen sınırlar arasında işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmesi gerekir.
Dosya içeriğine göre söz konusu tazminatın davacının beş aylık ücreti tutarı olarak belirlenmesine karar verilmesi hatalıdır. Fesih sebebine ve davacının emekliliğe hak kazandığının anlaşılmasına göre davacının dört aylık ücreti tutarı olarak belirlenmesi dosya içeriğine uygun düşecektir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE, davacının davalı işyerindeki İŞİNE İADESİNE,
3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin dört aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 29,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.800,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 141,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak oybirliğiyle, 15.03.2016 tarihinde karar verildi.