3. Hukuk Dairesi 2021/6901 E. , 2021/11075 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ...Ş. aralarındaki menfi tespit davasına dair Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19/01/2021 tarihli ve 2018/200 E. 2021/37 K. sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 31/05/2021 tarihli ve 2021/3334 E. 2021/5718 K. sayılı karara karşı, taraf vekillerince kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı şirketin tarımsal sulama elektrik abonesi olduğunu, 31/12/2010 tarihi öncesine ait elektrik borçlarının 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması amacıyla davalı şirkete başvuruda bulunduğunu, ancak talebinin kabul edilmediğini, 31/12/2010 tarihi öncesine ait toplam asıl borç miktarının 80.024,67 TL, ferilerinin ise 100.417 TL olduğunu, kaçak elektrik kullandığından bahisle tahakkuk ettirilen ve asıl borç miktarına dahil edilen toplam 30.731,80 TL’den sorumluluğuna gidilemeyeceğini, kaçak elektrik kullanmadığını ileri sürerek; 49.292,87 TL borç aslının taksitlendirilmesini, 100.417 TL tutarındaki ferilerinin silinmesini talep etmiştir.
Davalı; dağıtım lisansına sahip özel bir şirket olduğunu, 6111 sayılı Kanunla yapılan düzenlemenin özel şirketler yönünden emredici nitelik taşımadığını, kaldı ki davacı tarafından bu kapsamda kendisine yapılmış herhangi bir başvurunun da bulunmadığını, kaçak elektrik kullanımına istinaden tahakkuk ettirilen fatura bedellerinin yapılandırılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının 4403867 nolu aboneliğine dair 33.015,47 TL ile 4401385 nolu aboneliğine dair 19.094,93 TL fatura bedelleri toplamı olan 52.110,40 TL borcunun 6111 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde davalı şirket tarafından yapılandırılmasına dair verilen hüküm, tarafların temyizi üzerine; Dairece verilen 06/12/2017 tarihli ve 2016/4767 E. 2017/17153 K. sayılı kararla;
“...Somut olayda, davacı dava dilekçesiyle, 49.292,87 TL"nin taksitlendirilmesi, cezalar ve faizler toplamı olan 100.417,00 TL"sinin silinmesi ve ayrıca üç adet ceza toplamı 30.731,80 TL"nin de silinmesini talep etmiş olmasına karşın, bu bedeller üzerinden yatırması gereken karar ve ilam harcını yatırmamış olduğu halde mahkemece harç eksiği tamamlatılmaksızın yargılamaya devamla hüküm kurulmuş olması, doğru görülmemiştir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 56.347,05 TL borcun 6111 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde yapılandırılmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen hüküm, tarafların temyizi üzerine; Dairece verilen 31/05/2021 tarihli ve 2021/3334 E. 2021/5718 K. sayılı karar ile onanmış; onama kararına karşı, taraf vekillerince kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Karar düzeltme istemi üzerine yeniden yapılan incelemede;
1) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi uyarınca; hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
Aynı Kanun"un 297. maddesinde ise; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre; hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerektiği gibi, şarta bağlı biçimde karar tesis edilmesi de mümkün değildir.
Somut olayda; dava, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere menfi tespit istemiyle açılmış olup, menfi tespit davasının niteliği gereği kabul durumunda verilecek kararın olumsuz olması, eş söyleyişle borçlu olunmayan miktarın tespiti yönünde, taleple bağlı kalınarak HMK’nın 297. maddesine göre infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde bir karar verilmesi gerekir. Buna rağmen mahkemece; davacının 131.148,80 TL fatura bedeli yönünden borçlu olmadığının tespitine yönelik talebi karşısında, “56.347,05 TL borcun 6111 sayılı yasanın hükümleri gereği yapılandırılmasına...” şeklinde, faturalardan hangilerinin yapılandırılmış olduğu belirtilmeksizin, borçlu olunmayan miktar açıkça tespit edilmeksizin, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Ne var ki, mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu defa yapılan yeniden inceleme sonucu anlaşıldığından, taraf vekillerinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteklerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2) Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin diğer karar düzeltme isteklerinin bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle HUMK"nın 440. maddesi gereğince taraf vekillerinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairece verilen 31/05/2021 tarihli ve 2021/3334 E. 2021/5718 K. sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, hükmün açıklanan gerekçe ile taraflar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle taraf vekillerinin diğer karar düzeltme isteklerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyenlere iadesine, 09/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.