23. Hukuk Dairesi 2017/2440 E. , 2020/2106 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ..."nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmelerinden kaynaklanan edimlerini yerine getirmiş ve SGK ilişiksiz belgelerini ibraz etmiş olmasına rağmen, davalı idarenin toplam 114.000,00 TL tutarlı iki adet teminat mektubunu haksız olarak nakde çevirdiğini ileri sürerek, anılan meblağın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hizmet kapsamında çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatlarının ödendiğine dair ibranamelerin ibraz edilmemesi üzerine, sözleşme uyarınca teminat mektuplarının nakde çevrildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, 94.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun nakdi karşılığının, davacı alt işverenin işçilerinin ücret ve kıdem tazminatı alacaklarına tahsis edildiği, davacının buna ilişkin talebinin yerinde olmadığı, 20.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun nakdi karşılığı da işçi alacaklarına tahsis edilmiş ise de davacının bu kısım yönünden bir sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 20.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 02.06.2017 tarih ve 517 E., 557 K. sayılı ilamıyla, işçi alacaklarına tahsis edilen 94.000,00 TL bedelli teminat mektubunun nakde çevrilmesinde yasaya ve sözleşmeye aykırı bir yön bulunmadığı, 20.000,00 TL bedelli teminat mektubunun 01.06.2013 tarihli ulusal marker taşıma sözleşmesine dayalı olarak ve taşıma sırasında doğması muhtemel zarar ve ziyanı karşılamak amacıyla verildiği, işçi alacakları ile ilgisi bulunmayan söz konusu teminat mektubunun amacı dışında nakde çevrildiğinin anlaşıldığı, davacının bu teminat mektubuna ilişkin .../...
talebinin yerinde olduğu, bu itibarla ilk derece mahkemesi kararının esas yönünden hukuka uygun olduğu, davalı tarafın yargılama harç ve giderlerine ilişkin istinaf isteminin yerinde görüldüğü gerekçesiyle, tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiş, davalı tarafın yargılama harç ve giderlerine ilişkin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı bu yönden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmiştir.
Bu karara karşı süresinde, davacı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı tarafça, hizmet alım sözleşmesi kapsamında nakde çevrilen teminat mektuplarının bedellerinin tahsili talep edilmiş olup, mahkemece toplam bedeli 114.000,00 TL olan iki adet teminat mektubundan, 94.000,00 TL bedelli teminat mektubunun iadesine ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Bu teminat mektubu karşılığı olan tutarın, davalı asıl işveren tarafından, dava dışı işçilere ödendiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamında yapılan incelemede, kendilerine ödeme yapılan dava dışı işçilerin 01.01.2009 tarihinden 01.04.2015 tarihine kadar çeşitli tarih ve dönemlerde çalıştıkları, davacı şirketin ise 01.06.2012 tarihinden itibaren davalı şirkette özel güvenlik hizmeti verdiği, dolayısıyla davacı şirketin ancak kendi dönemiyle sınırlı olarak işçilerin kıdem tazminatlarından sorumlu olacağı açıktır. Bilirkişi raporunda, davacı şirketin kendi dönemine göre sorumlu olacağı kıdem tazminatı tutarı açık bir biçimde tespit edilmemiş ise de hesap edilen toplam kıdem tazminatı tutarı ( 182.780,91 TL) ve 2015 Yılı Mart ayı ücretleri toplamı (52.767,80 TL) dikkate alındığında, 94.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun her halükarda davacının sorumlu olduğu tutar içerisinde kaldığı sabittir.
Bu açıklamalara, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı yararına takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücreti davacıdan alınarak davalıya verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.06.2020 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.