3. Hukuk Dairesi 2021/4900 E. , 2021/11083 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen muarazanın men"i davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl davada davacı; davalı Adana SGK İl Müdürlüğünün 25/01/2013 tarih ve 295089 sayılı yazısı ile Eczane Protokolünün 5.3.10. maddesi gereğince yazılı uyarı ve 224.648,82 TL cezai şart ve borç tahakkuku işlemlerinin yapıldığının bildirildiğinin, dava konusu işlemlerinin hukuka aykırı, somut dayanakları olmayan işlemler olduğunu belirterek, işlemin iptaline karar verilmesini talep etmiş; birleşen dava da ise; sahte küpür iddiasının devamı niteliğinde yapılan araştırma sonucu uyarı yapılmaksızın Eczane Protokolünün 5.3.10 maddesi gereği 16/04/2014 tarih ve 2067758 sayılı yazı ile uyarı ve reçete bedellerinin 10 katı tutarında toplamda 285.832,39 TL cezai işlem uygulandığını ileri sürerek; bu işlemin iptali ile muarazanın giderilerek sözleşmenin aynı koşullarda devam edilmesini talep etmiştir.
Davalı, uygulanan cezai şartın sözleşme ve mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; satmış olduğu ilaçları fatura karşılığı ecza depolarından alan ve sahte küpürleri derin bir inceleme olmaksızın tespiti mümkün olmayan, sahte reçeteler konusunda davacıya yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı, sahte ilaç küpürü ve reçete kullanımının eczanenin kusurundan kaynaklanmamış olması karşısında sahte küpür ve reçetenin kuruma fatura edilmesinden davacının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle; asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesince verilen 21/03/2018 tarihli ve 2015/34244 E. 2018/3399 K. sayılı kararla; "...Davacının da aralarında bulunduğu çok sayıda sanık hakkında ceza davası henüz kesinleşmediğine göre ceza dosyasının kesinleşmesi beklenmeden karar verilmesi eksik incelemeye dayalıdır. O halde mahkemece, davacı hakkında açılan ceza dava dosyasının kesinleşmesi beklenerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir...." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının satmış olduğu ilaçları fatura karşılığında ecza depolarından almış olduğu ve sahte küpürleri derin bir inceleme
olmaksızın çıplak gözle tespitinin mümkün bulunmadığı; sahte reçeteler konusunda davacıya yüklenecek bir kusurun bulunmadığı, sahte küpür ve reçetenin davalı kuruma fatura edilmesinden davacının sorumlu tutulamayacağı, davacının yazılı uyarı ve uygulanan cezai şartın iptal edilmesi talebinde haklı olduğu gerekçesiyle; asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir
2) Uyuşmazlık, davalı kurum tarafından uygulanan cezai işlemin, taraflarca imzalanan protokole aykırı olduğu gerekçesiyle iptali ve muarazanın meni istemine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı kurum tarafından sahte ilaç küpürleri ve reçeteler üzerinde yapılan inceleme neticesinde, eczane protokolünün 5.3.10. ve 4.3.6. maddeleri gereğince yazılı uyarı, 19.947,23 reçete bedeli, 199.472,30 TL on katı ceza ve 5.229,29 TL yasal faize yönelik işlem tesis edildiği; yine ek tespitler ile 25.128,92 TL reçete bedeli, 9.414,27 TL faiz, on katı cezai şart bedeli olan 251.289,20 TL’nin davacıdan tahsiline karar verilmesine dair davalı işlemi üzerine eldeki asıl ve birleşen davanın açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanan Eczane Protokolünün 5.3.10. maddesi; "Eczacı ya da eczane çalışanlarınca Kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak Kuruma sahte ilaç fiyat kupürü/sahte karekod, sahte reçete veya sahte rapor fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 (yirmi) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) yıl süreyle sözleşme yapılmaz. Ancak, söz konusu sahte ilaç fiyat kupürü/sahte karekod, sahte reçete veya sahte raporun eczacı ya da eczane çalışanları dışında üçüncü kişilerin dahli ile Kuruma fatura edildiğinin yapılacak araştırma ve/veya inceleme sonucunda tespit edilmesi halinde bu madde hükmü uygulanmaz.";
Aynı protokolün 4.3.6.maddesi “Protokolün (5.3) numaralı maddesindeki fiilerin tespit edildiği reçetede fiili ilgilendiren reçete veya ilaç bedeli ödenmez (5.3.3, 5.3.6 ve 5.3.14 maddeleri hariç). Kurumca yapılan yersiz ödemeler varsa, ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiz ile birlikte eczacının Kurumda tahakkuk etmiş alacağından mahsup edilir. Eczacının alacağının yersiz ödeme tutarını karşılamaması veya alacağının olmaması halinde genel hükümlere göre tahsil edilir.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda; davacı eczacının, sahte reçete ve küpürleri davalı kuruma fatura etmesinde kusurunun olmadığı, dosya kapsamı ile sabittir. Esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir. Ancak, davacının reçete bedelini sorumlu olmayan davalı kurumdan tahsil etmesi mümkün değildir. Zira, üçüncü kişilerin suç teşkil eden eylem ve fiillerinden davalı kurum sorumlu tutulamaz. Davacı, reçete bedelini (ve faizini) ancak sahtecilik yapan kişilerden isteyebilir.
Buna göre, mahkemece; protokolün 4.3.6. maddesi uyarınca tesis edilen reçete bedelinin tahsiline dair işlem yönünden davanın reddine, protokolün 5.3.10 maddesi uyarınca tesis edilen cezai şart bedeli ve uyarıya dair işlem yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428 nci maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık almak üzere, 09/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.