3. Hukuk Dairesi 2016/2154 E. , 2017/11835 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı diş hekimi tarafından yapılan muayene neticesinde, on adet dişe tedavi uygulanması, üç adet köprü yapılması ve dişlerin parlatılması konusunda 2.000,00 TL ye anlaştıklarını, bedeli ödediğini, başlangıçta diş çekimi ve dişlerin kesilmesi işleminin yapıldığını, iyileşmesi beklenilmeden işlemlere devam edildiğini, kanamaların durmadığını, yapılan geçici dişlerin kısa sürede düştüğünü, protezlerin çok büyük olduğunu, tam olarak oturmadığını, bu hususu dile getirmesine rağmen davalının dikkate almadığını, yemek yiyemez duruma geldiğini, doğru yapılmayan dişlerin düzeltilmesi talebinin davalı tarafından olumsuz karşılandığını, hakarete varan sözler söylediğini belirterek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla ödenen 2.000,00 TL ile 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının iddialarının doğru olmadığını, muayene neticesinde davacının tedaviyi ve ücretini kabul ettiğini, tedavinin baştan sona başarıyla tamamlandığını, davacının geçici dişleri takıldıktan sonra oynama hissi nedeniyle kendisini aradığını, şehir dışında olması nedeniyle kendi bilgisi ve iradesi dışında davacının bir diş teknisyenine dişlerini kalıcı olarak yaptırdığını, kendisine kusur yüklenemeyeceğini, iddiaların ispatlanamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasındaki vekalet ilişkisi nedeniyle davalı diş hekimim en küçük ihmalinden dolayı davalıya karşı sorumlu olduğu, tedavi ücretini iade ve yeniden yapılmak zorunda kalınan masrafları ödemesi gerektiği, davalının eyleminin haksız fiil teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 4.020,00 TL maddi ve 3.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair ve davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/4. maddesi gereğince; manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.
Somut olayda; davanın 4.020,00 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminat yönünden kabul edildiği, davacı yararına ise 1.500,00 TL tek vekalet ücretine hükmedildiği görülmektedir.
O halde mahkemece; yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına manevi tazminat yönünden ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davacı vekilinin sair, davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 7. bendinden sonra gelmek üzere “ Manevi tazminat yönünden davacı yararına AAÜT uyarınca belirlenen 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle, hükmün davacı yararına düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.