20. Hukuk Dairesi 2015/5932 E. , 2015/5126 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi tüm taraflarca istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..... Yönetimi; davalılar adlarına tapuda kayıtlı ... taşınmazın dava dilekçesine ekli ada röleve krokisinde (A) harfiyle işaretlenen kesiminin kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığını belirterek, tapu kaydının tahdit içinde kalan bölüm yönünden iptal edilip orman niteliği ile ....... adına tapuya tescili, beyanlar hanesindeki tüm şerhlerin ve kısıtlamaların silinmesi, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece; çekişmeli 587 sayılı (3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca 105 ada 42 numarasını alan) parselin fen bilirkişi .... (...) tarafından düzenlenen 25.03.2013 tarihli krokili raporda (A), (B1) ve (B2) ile işaretlenen sırasıyla 3.872,52 m², 1.685,35 m² ve 352,53 m² yüzölçümlü kesimlerinin tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile ....... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davanın tüm taraflarınca temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi, yıkım ile beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesi isteklerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 766 sayılı Kanun hükümlerine 1970 yılında yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosu, 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 10.08.2006 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; Dairenin geri çevirme kararı üzerine tapu müdürlüğünden gönderilen belgelerden çekişmeli 587 sayılı parselin 2013 yılında 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında 105 ada 42 parsel numarasını aldığı, 03.04.2014 tarihinde 105 ada 42 parsel numarasıyla 11.059,35 m² yüzölçümlü olarak tarla cinsi ile ... ve ortakları adlarına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, infazda tereddüt oluşturacak şekilde sayfası kapatılan 587 sayılı parsel hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddesi uyarınca, evvelce kadastrosu ve tapulaması yapılmış yerlerde yeniden kadastro çalışması yapılamaz. Ancak, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi amacıyla aynı maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca, yeniden çalışma yapılabilir ve bu çalışma ikinci kadastro sayılmaz. "İkinci kez kadastro yapılamaz" hükmünün istisnası olarak düzenlenen 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca; yapılan tesbitte, teknik sebeplerle yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun şekilde göstermediği tesbit edilen paftalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek tapu kayıtlarının düzeltilmesi sağlanır. Ancak, mülkiyet ve mülkiyetle ilgili haklar ile parselasyon, arazi toplulaştırması, ıslah, imar, sulama alanlarında arsa ve arazi düzenlemesi ve köy yerleşim haritaları yenileme çalışması bu kapsam dışındadır. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastro çalışmaları, 5304 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek- 1/1. maddesi uyarınca, aynı Kanunun 11. maddesine göre ilân edilir ve ilân süresi içerisinde dava açılmayan taşınmaz malların kayıtlarında gerekli düzeltme yapılır.
Hal böyle olunca, çekişmeli parselin yenilemeden önceki ilk tesisinden itibaren, miktar, cins ve malik değişikliklerini, ifraz ve tevhitleri gösteren tapu kayıtları, tutanak ve haritaları ile 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulamadan (yenilemeden) sonraki çapı haritası ve tutanağı bulundukları yerlerden getirtilerek, ..... ve ... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek orman, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişiler vasıtasıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte kesinleşmiş tahdit haritası, tapulama paftası ve yenileme(uygulama) paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına, tesis kadastro paftasına ve yenileme(uygulama) paftasına göre konumu aynı kroki üzerinde değişik renklerle duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösterir irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, yenileme çalışmasının 3402 sayılı Kanunun 22/2. madde (a) bendiyle, Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin 26.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı saptanmalı, oluşacak sonuca göre 105 ada 42 sayılı parsel yönünden bir karar verilmelidir.
Kabule göre de ..... Yönetimi 587 (yeni 105 ada 42) parsel sayılı taşınmazın dava dilekçesine ekli ada röleve krokisinde taralı olarak işaretlenen kesimlerinin kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığı iddiasıyla dava açtığı, mahkemece yapılan inceleme ve uygulama sonucu dava edilen kesimin kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığı belirlenerek orman niteliği ile ....... adına tapuya tesciline karar verildiği halde hüküm yerinde maddi yanılgı ile davanın kısmen kabulüne yönünde hüküm kurulup, 19.01.2011 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddeleri gözardı edilerek 262,74.-TL karar ve ilâm harcının ..... Yönetiminden alınmasına karar verilmesi yine ..... Yönetimi, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı istimlak ve irtifak hakkı şerhlerinin de silinmesini istediği ve ormanların korunmasına ilişkin Anayasanın 169 ve 6831 sayılı Kanunun 93. maddeleri karşısında, ormanlar üzerinde herhangi bir şerh konulamayacağı halde, mahkemece, beyanlar hanesindeki TEK lehine konulan kamulaştırma ve enerji nakil hattı geçirme hakkı şerhlerinin silinmesine karar verilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ve davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/06/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.