Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/3716
Karar No: 2008/5330
Karar Tarihi: 30.04.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/3716 Esas 2008/5330 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2008/3716 E.  ,  2008/5330 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BABAESKİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 20/11/2007
    NUMARASI : 2006/376-2007/353

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kendisinin 1927, eşinin 1928 doğumlu olup bakıma muhtaç olmaları nedeniyle 10 parça taşınmazını ölünceye kadar bakıp gözetme koşuluyla davalıya devrettiğini,  temlikten sonra bir süre kendisiyle ilgilenen davalının artık eşine ve kendisine bakmadığını, kendini ve eşini aşağılama içerir  sözlerle kırdığını ileri sürüp, dava konusu  taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.
    Davalı, taşınmazların kendisine ölünceye kadar bakıp gözetme koşuluyla verilmediğini, davacının taşınmazları Borçlar Kanununun 242. maddesi uyarınca bağışladığını, bağışlanan malın geri alma koşullarının oluşmadığını, davacıya acıyarak devir tarihinden sonra 1,5 yıl boyunca davacıyı ve eşini bakıp gözettiğini, dava açılmadan 1 ay önce davacının yakınlarının etkisinde kalarak kendisini eve sokmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının Borçlar Kanununun 244. maddesinde düzenlenen bağıştan rücu şartlarının oluştuğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşmalı temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, tebligat giderleri karşılanmadığından duruşma isteği reddedilerek, gereği görüşülüp, düşünüldü. 
                                                                                                    -KARAR-
    Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının Borçlar Kanununun 244. maddesinde de düzenlenen bağıştan rücu şartlarının oluştuğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    İddianın ileri sürülüş biçimi ve dosya içeriğine göre; davacı 10 parça taşınmazın kendisinin ve eşinin yaşlılıkları nedeniyle bakıma ihtiyaçları bulunduğundan bakım karşılığı davalıya verildiğini, ancak resmi akdin bağış biçiminde düzenlendiğini ileri sürmüştür.
    Bilindiği gibi, olayları bildirmek taraflara hukuki nitelemeyi yapmak ve olaya uygun yasa maddesini uygulamak hakime aittir. Dava dilekçesi bu açıdan değerlendirildiğinde davada hile hukuksal sebebine dayanıldığı açıktır. Nitekim davalı da  taşınmazların bakım karşılığı verildiği düşüncesiyle bir süre davacıya bakmıştır. Bu olgu da temliki işlemin gerçekte bakım sözleşmesi kastı ile yapıldığını ortaya koymaktadır.
    Bilindiği gibi; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak, veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. Borçlar Kanununun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme  yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan, hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluylada kullanılabilir.      
    Somut olaya gelince; yukarıdaki ilkeler, dinlenen tanık beyanları ve dosyaya yansıyan diğer bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde davacının hileye düşürülmek suretiyle  temliki işlemin gerçekleştirildiği sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde ve hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş  olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi