Esas No: 2015/4409
Karar No: 2015/5169
Karar Tarihi: 02.06.2015
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/4409 Esas 2015/5169 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan 10.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 23.12.2014 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalılar vekiller Av. ... ve Av. .... geldi, diğer taraftan ..... vekili Av. ... ile ..... Yönetimi vekili Av. ....geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K A R A R
Davacı ..... tarafından 19.10.1984 hâkim havale tarihli dilekçe ile 98250 m² yüzölçümüyle 522 tahrir sayılı vergi kaydı dayanak alınarak 1/4"er hissesi Recep ve ....., 2/4 hissesi ... adına tasbit edilen 481 parsel sayılı taşınmazın vergi kayıt miktar fazlası olan 78010 m² bölümünün .....ye ait olduğu iddiasıyla Çatalca 2. Kadastro Mahkemesinin 1984/486 Esasında dava açmıştır.
Yargılamanın devamı sırasında 16.10.1988 sırasında davalılardan .... vefat etmekle davaya mirasçıları ..., ..., .... (....) ve .... (....) tarafından devam olunmuş ve mirasçılar kendilerini Av. ... aracılığıyla temsil ettirmişler, diğer davalılardan ...."e usulüne uygun davetiye tebliğ edildiği gibi 19.04.1989 tarihli duruşmaya katılmış, adresi bulunamayan davalı ..."na ise ilânen tebligat yapılmış ve yargılama sonunda 09.06.1989 tarihli kısa kararda davacı hazinenin davasının reddi ile taşınmazın orman tahdit içinde kaldığından orman niteliğiyle tesciline karar verildiği halde 09.06.1989 gün ve 1984/486-545 sayılı gerekçeli kararda ise .....nin açtığı davanın kabulüne ve taşınmazın orman niteliğiyle tesciline yönelik hüküm, davalı .... mirasçıları vekili, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından 22.09.1994 gün ve 1994/6809-10684 sayılı ilâm ile onanmış, davalı .... mirasçıları vekili tarafından istenilen karar düzeltme istemi, Dairece kabul edilerek 06.07.1995 gün ve 1995/4710-9361 sayılı karar ile “...orman tahdidinin dava aşamasında yapıldığından, kesinleşmesinden sözedilemeyeceği ve davanın varlığının aynı zamanda tahdide itiraz davasına dönüşeceğinden, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca ..... Yönetiminin davaya katılması suretiyle husumetin tamamlanması...” gereğine değinilerek bozulmuştur. Bozma kararı da davalı ...."e 18.12.1995 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Mahkemece, bozma sonrası yeniden yapılan yargılama sırasında ibraz olunan mirasçılık belgesinden davalı ...."in 19.08.1994 tarihinde vefat ettiği, ..., ... (...), ... ve ... (...)"i mirasçı olarak bıraktığı anlaşılmış, bunlardan ... (....) ile ..."in kendilerini Av. .... ile temsil ettirmiştir. ..... vekili tarafından ..... Yönetimine husumet yaygınlaştırılmış ve ..... Yönetimi tarafından davaya asli müdahil sıfatı ile katılınmıştır. Mahkemece 03.03.1996 tarihli duruşmada verilen 3 numaralı ara karar ile .... mirasçılarının davaya dahil edilmesine karar verilmiş ise de, davacı ..... tarafından husumet mirasçılara yaygınlaştırılmamış, ancak 09.09.1996 tarihli duruşma gününü bildirir davetiye gönderilmiş, 09.09.1996 tarihli duruşmada da mirasçılardan ..., ... ve ..... hazır bulunmuşlar, mirasçı ..... duruşmada hazır bulunmadığı gibi, davacı ..... veya asli müdahil ..... Yönetimi tarafından kendisine husumet yaygınlaştırılmamıştır.
.... mirasçılarından ... ve ... vekili Av. ...."ın bu kişiler yönünden vekillikten çekildiği ve çekilme dilekçesinin tebliğ edildiği 10.10.1997 ve 14.11.1997 tarihli duruşma zabıtları içerikleri ile 22.10.1997 tarihinde bizzat kendilerine tebliğ edilen tebligat parçalarından anlaşılmıştır.
Mahkemece, 22.10.2000 gün ve 1995/63-19 sayı ile davacı .....nin davasının reddine, asli müdahil ..... Yönetiminin davasının kabulüne ve dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kaldığından orman niteliğiyle tesciline ilişkin verilen karar, ..... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, gerek gerekçeli karar gerekse de temyiz dilekçeleri davalı ..... mirasçıları ....., ...., ... ve ..... ..... ...nin 28 Şubat 2002 tarihli nüshası ile ilânen tebliğ olmuş, gerekçeli karar başlığında gösterilen ...... mirasçıları ... ve ..."e hükmün tebliğ edildiği dosya içeriğinden anlaşılamadığı gibi diğer mirasçılar .... ve ..... karar başlığında dahi gösterilmemiş ve kendilerine gerekçeli karar tebliği yapılmamıştır.
Mahkeme kararı ..... ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.06.2002 gün ve 2002/3395-5507 sayılı kararı ile “Kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, eski tarihli belgelere göre orman sayılan yerlerden olup olmadığının araştırılması gerektiği...” denilerek bozulmuş, bozma ilâmı davalı ... vekili ve ..... vekili tarafından elden tebliğ alınmış, diğer davalılara ise tebliğ edildiğine dair tebligat parçası veya ilanen tebliğ edilen gazete nüshası dosya arasında bulunmadığından tebliğ edilip edilmediği anlaşılamamış, bozma kararına karşı asli müdahil ..... Yönetimi vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş, buna ilişkin dilekçe davalı ..... mirasçıları ....."e .....nin 26 Mart 2003 tarihli nüshası ile ilânen tebliğ olmuştur.
Dairece 16.06.2003 gün ve 2003/3414-5082 sayılı karar ile, asli müdahil ..... Yönetimi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilerek, “..... yönünden, yerel mahkemenin 09.06.1989 gün ve 1984/426-545 sayılı hükmünün temyiz edilmediğinden kendisi yönünden kesinleştiği, orman olgusunun kabul edildiğinden, ..... savının dinlenmesine yer kalmadığı, gerçek kişilerin mülkiyet ifade eden (tapu kaydı) belge olmayıp kimsenin zilyet bulunmadığı, tarım arazisi olmadığı, eylemli orman olduğu, tahdidin doğruluğunun kanıtlandığı” gereğine değinilerek 06.06.2002 gün ve 2002/3395-5507 sayılı bozma kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiş ve 16.06.2003 tarihinde kesinleştiği şerh verilmiştir.
Davalılar vekili, 23.01.2013 hâkim havale tarihli dilekçe ile; .... Kadastro Mahkemesinin 1995/63 E. - 2000/19 K. sayılı kararının Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından 06.06.2002 gün ve 2002/3395 - 5507 sayılı karar ile bozulduğu, ancak bozma kararının vekil edenlerine tebliğ edilmediği, bozma ilâmı aslının dosyada bulunmadığı, bozma kararının ..... Yönetimine tebliğ edildiğine dair tebligat parçasının da bulunmadığı, ..... Yönetiminin karar düzeltme isteminin de vekil edenlerine tebliğ edilmediği, sonra verilen hükmün de temyizi sonucu aynı Daire tarafından 16.06.2003 gün 2003/3414-5082 sayılı karar ile onandığı, bu onama ilamının da vekil edenlerine tebliğ edilmediği halde, hükmün kesinleştirilerek çekişmeli 481 nolu parselin orman niteliğiyle tescilinin yapıldığı, kesinleştirilme nedeniyle vekil edenlerinin savunma haklarının ortadan kaldırıldığından HMK"nın 374, 375/a, b, c, ç hükümleri uyarınca önceki hükmün iptali ile yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi istenmiştir.
Mahkemece, HMK"nın 374. maddesi koşullarının bulunmadığından yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmiş, hüküm yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunan davalılar vekilince duruşma istemli temyiz edilmiştir.
Yargıtay incelemesi için gönderilen dosya, HMK"nın 374. maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkin ise de, gerek yargılamanın yenilenmesi için başvurulan ..... Kadastro Mahkemesinin 22.12.2000 gün ve 1995/63-19 sayılı hükmün, gerek Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.06.2002 gün ve 2002/3395 - 5507 sayılı bozma kararının, gerekse de aynı Dairenin 16.06.2003 gün ve 2003/3414 - 5082 sayılı karar düzeltme isteminin kabulü ile bozma kararının kaldırılması ve hükmün onanması kararının davalı ..... mirasçıları ...... ve ...."ya ilânen tebliğ edildiği, ilanen tebligat yapılan tarafların kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri ve vekillerine yapılan bir tebligat bulunmadığı gibi vekilin ölmüş olması veya avukatlık mesleğinden ayrılmış olması halinde ilgili vekâletnamelerde adreslerinin bulunduğu, diğer davalılar ...... mirasçılarından ..... ... ve ..."in adreslerini hazır bulundukları 09.09.1996 tarihli duruşmada bildirdikleri ve .... ve .... vekilinin çekilmesine ilişkin tebligatın da usulünce bu kişilere bizzat tebliğ edildiğinden, adı geçen davalıların dosya arasında adreslerinin bulunduğu, bu adreslere tebligat gönderilmediği veya gönderilmiş ve tebliğ edilememiş ise resmî kurumlardan adres araştırılmasına gidilmediği, tebligatların nasıl yapılacağının 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Tüzüğünde belirlendiği, Tebligat Kanununun 10. maddesine göre, tebligatın muhatabın bilinen en son adresinde yapılacağı, kendisine usulüne uygun olarak tebligat yapılamayan; ikametgahı, işyeri ve adresi de bulunamayan kimsenin adresinin aynı Kanun"un 28. maddesine göre meçhul sayılacağı, ancak, adresin meçhul sayılabilmesi için sadece muhataba tebligat yapılamamasının yeterli olmadığı, bu durumun tebligat memuru tarafından mahalle muhtarına şerh verdirmek suretiyle tespit edilmesi ve ayrıca tebligatı çıkartan merciin muhatabın adresini resmî ve hususi dairelerden gerekli gördüklerinden sorması ve zabıta marifetiyle de araştırma yapmasının gerektiği, eldeki dosyada mahkemece bu yönde araştırma yapılmadan gerekçeli karar ve Yargıtay ilâmları ile kanun yolu başvuru dilekçelerinin ilânen tebligatı yoluna başvurulduğu gibi, Tebligat Kanununun 29. maddesine göre tebliğ olunacak evrak ve ilan suretinin mahkeme divanhanesinde asılmamış olmasının da yapılan ilânen tebligatı geçersiz kıldığı anlaşıldığından, davacıların isteminin yargılamanın yenilenmesi değil, .... Kadastro Mahkemesinin 22.12.2000 gün 1995/63 - 19 sayılı hükmüne yönelik temyiz istemi olarak kabul edilmesi gerektiğinden, yerel mahkemenin 10.10.2013 gün ve 2013/170 - 67 sayılı yargılamanın yenilenmesi isteminin reddi kararının bozularak kaldırılmasına karar verildi.
Davalıların temyiz talebi yönünden, davanın esasının incelenmesi sonucunda;
Mahkemece, .....nin davasının reddine ve ..... Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmiş ise de, yargılamanın devamı ve uyuşmazlığın esası hakkında karar verilebilmesi için, taraf teşkilinin sağlanması gerekir. Husumet dava şartı olup istek olmasa bile re"sen nazara alınır. Davalılardan ......"in 19.08.1994 tarihinde vefat ettiğinden, mirasçıları ... ve ....."e usulünce husumet yaygınlaştırılması, savunma ve delillerinin saptanması gerektiği halde, bu eksiklik giderilmeden hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
..... Kadastro Mahkemesinde açılan tesbite itiraz davasının dava tarihi 19.10.1984 olup, yapılan yargılama sırasında başlayan ve 26.05.1987 tarihinde ilân edilen orman tahdidi bulunmaktadır. Devam etmekte olan bu dava nedeniyle orman tahdidinin kesinleştiğinden sözedilemez. Dairemizce 06.07.1995 tarihli bozma ilâmında da belirtildiği gibi dava hem kadastro tesbitine itiraz hem de orman tahdidine itiraz niteliğini kazanmıştır.
..... sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuştur. İadenin koşulları aynı Kanunda gösterilmiştir.
Mahkemece, davalı ...... mirasçılarına husumet yaygınlaştırılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... (..... .....) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli); orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; maddi hataya dayalı Dairenin 16.06.2003 gün ve 2003/3414 - 5082 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, davalı gerçek kişiler vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna aykırı olan yerel mahkemenin 22.10.2000 gün ve 1995/63 - 19 sayılı hükmünün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine, temyiz duruşması nedeniyle 1.100.-TL vekâlet ücretinin asli müdahil ..... Yönetiminden alınarak davalılara verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 388/4. (HMK m. 297/ç) ve HUMK"nın 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 02/06/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.