Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/3896
Karar No: 2008/5853

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/3896 Esas 2008/5853 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, paydaşı olduğu taşınmazda bulunan bağımsız bölüme davalının haksız olarak el attığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur. Mahkeme, dava konusu taşınmazda kat mülkiyeti ve irtifakı kurulu bulunmadığı için davanın kabulü ile elatmanın önlenmesine karar vermiştir. Ancak, Mahkeme'nin yetersiz araştırmaya dayalı olarak verdiği karar davalı tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay tarafından bozulmuştur. Yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda taşınmazda harici bir taksim veya fiili kullanım biçiminin olup olmadığı belirlenmeli, paydaşların kullanımına terk edilen yerler saptanmalı, payına karşılık kullanabileceği bir yerin bulunmadığı durumda payına yönelik elatmanın önlenmesine karar verilmelidir. Mahkeme kararının bozulması kararında bahsedilen kanun maddeleri: Medeni Kanunun 2. maddesi, 706. maddesi, Borçlar Kanunun 213. maddesi, Tapu Kanununun 26. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2008/3896 E.  ,  2008/5853 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : EYÜP 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 05/12/2007
    NUMARASI : 2002/209-2007/388

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, satın almak suretiyle paydaşı bulunduğu 4 parsel sayılı taşınmazda bulunan bağımsız bölüme davalının haksız olarak elattığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, taşınmazı H.E.’nin mirasçısı sıfatıyla kullandığını belirterek davanın reddini savunuştur.
    Mahkemece, kat mülkiyeti ve irtifakı kurulu bulunmayan dava konusu taşınmazda davacının maliki olduğu bağımsız bölüme davalının haksız olarak elattığı gerekçesiyle davanın kabulü ile elatmanın önlenmesine karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
                                                                                                  -KARAR-
    Dava paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden toplanan delillerden, dava konusu taşınmazın getirtilen kayıt örneklerinden paylı ( müşterek) mülkiyet hükümlerine tabi olduğu ve daha önceden dava konusu konutta oturan davalının da davanın devamı sırasında muayyen bir pay alarak paydaş haline geldiği,böylece davanın paydaşın paydaş aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi davasına dönüştüğü görülmektedir.
    Bilindiği üzere,paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Nevarki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " akte vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilke ve olgular dikkate alınarak yapılacak araştırma ve inceleme sonucu taşınmazda harici bir taksim veya fiili kullanım biçiminin olup olmadığının saptanması, davacının payına karşılık taşınmazda kullanabileceği bir yerin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, şayet payına karşılık kullanabileceği bir yerin bulunmaması halinde payına yönelik elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken yetersiz araştırmaya dayalı olarak yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile kararın açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. md.gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,8.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi