Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/4201
Karar No: 2008/5960
Karar Tarihi: 12.05.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/4201 Esas 2008/5960 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, paydaş olduğu tapulu taşınmaza davalıların izinsiz camii inşaatı yaparak haksız el attıklarını ileri sürerek elatmanın önlenmesini istemiştir. Davalılar, taşınmazda miras bırakanlarının da paydaşı olduğunu ve uzun yıllardır tasarruf ettiklerini savunmuştur. Mahkeme, davacının iddiasının sabit olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Dosya incelendiğinde, tarafların kök miras bırakanlarının çekişmeli yere uygulanan tapu kaydında paydaş olduğu, davacının payına karşılık kullanmadığı bir yer olmadığı tespit edilmiştir. Yargıtay Yüksek Kurulu'nun 428. maddesi gereğince, davacının temyiz itirazları kabul edilmiş ve karar bozulmuştur. Bu davada, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaşın, payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebileceği ancak fiili kullanım biçiminin varlığı durumunda elatmanın önlenmesi davası açılamayacağı belirtilmiştir. Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanununun 213, Tapu Kanununun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ancak, paydaşlar arasında taksim sözleşmesi veya fiili kullanma biçimi varsa, tapuda resmi taksim yapılana
1. Hukuk Dairesi         2008/4201 E.  ,  2008/5960 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ESPİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 19/09/2007
    NUMARASI : 2006/189-2007/191

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, miras bırakanlarının paydaş olduğu 1942/71 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kalan taşınmaza davalıların izinsiz camii inşaatına başlayarak haksız el attıklarını ileri sürerek elatmanın önlenmesini istemiştir.
    Davalılar; çekişmeli taşınmazda miras bırakanlarınında paydaş olduğunu, harici ve rızai taksim sonucu uzun yıllardır kendilerinin tasarruflarında bulunduğunu bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacı iddiası sabit görülmeyerek davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. 
                                                                            -KARAR-
    Dava, tapulu taşınmazda paydaşlar arasında  elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden tarafların kök miras bırakanlarının çekişmeli yere uygulanan 1942/71 sıra nolu tapu kaydında paydaş oldukları, anılan hususun tarafların kabulünde olduğu, dava konusu taşınmazı davalıların tasarruf ettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. 
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanununun 2l3, Tapu Kanununun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Nevarki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "akte vefa" kuralının yanında Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.  O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, Medeni Kanunun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.   Somut olaya gelince; çekişmeli taşınmazda paydaşlar arasında fiili kullanım biçiminin oluşmadığı, davacıların bu taşınmazda az yada çok tasarruf ettikleri bir yer bulunmadığı mahallinde yapılan keşif, bilirkişi raporları ve mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile sabittir.
    Davalılar, miras bırakanlarının, başka taşınmazlarla birlikte harici ve rızai taksim yaptıklarını savunmuşlar, mahalli bilirkişi ve tanıklar bu yönde beyanda bulunmuşlarsada, davacının rızai taksimle başka taşınmazı tasarrufunda bulundurması yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde fiili kullanım biçiminin oluştuğu anlamına gelmez.
    Hal böyle olunca, davacının paya vaki elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.05.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
                 



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi