Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/4744
Karar No: 2008/6150

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/4744 Esas 2008/6150 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, 3 parsel sayılı taşınmazda kendisine ait bölüme davalının toprak almak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya yanıt vermemiştir. Mahkeme çekişmeli taşınmazda davacıya ait özel bölüme davalının muhtesat yapmak suretiyle elattığının keşfen saptandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, Yargıtay İçtihatları ve bilimsel görüşler doğrultusunda paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi veya fiili kullanma biçimi olup olmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanmalıdır. Davacı, tasdiksiz taksim krokisine dayanmıştır ve mahkemece anılan krokiye değer verilmek suretiyle davanın kabulü cihetine gidilmiştir. Ancak daha önce aynı yer mahkemesinde aynı nedenle açılan dava sonucunda kurulan hükümde aynı parselden bahsedilerek paydaşlar arasında bir taksim olgusunun varlığı benimsenerek davalının değil, aksine davacının kendisine düşenden fazla yer kullandığı gerekçesiyle davanın reddedildiği görülmüştür. Mahkeme, eksik soruşturma ile yetinil
1. Hukuk Dairesi         2008/4744 E.  ,  2008/6150 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BEYKOZ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 20/03/2008
    NUMARASI : 2006/209-2008/77

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden paydaşı olduğu 3 parsel sayılı taşınmazda kendisine ait bölüme davalının toprak almak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davaya yanıt vermemiştir.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazda davacıya ait özel bölüme davalının muhtesat yapmak suretiyle elattığının keşfen saptandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                                                              -KARAR-
    Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu, taraflarla birlikte dava dışı kişilerin taşınmazda paydaş bulundukları anlaşılmaktadır.
    Davacı, paydaşlar arasında yapılan harici taksim ile kullanımı kendisine bırakılan yere davalının elattığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Öyleyse taraflar arasındaki çekişmenin TMK nun 688 ve devam eden hükümleri gözetilmek suretiyle çözüme kavuşturulacağı açıktır.Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Nevarki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " akte vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Somut olaya gelince; çekişme konusu taşınmazın birçok paydaşının bulunduğu kayden sabittir.Geçerli bir harici taksim sözleşmesinin varlığının kabul edilebilmesi için tüm paydaşların katılımıyla yapılan ve tastik edilen harici taksim olgusunun varlığının bulunması koşul olup,davacı, paydaşların tümünün iştiraki ile yapılan ve imzalanan harici taksim krokisi ibraz etmemiş, tasdiksiz taksim krokisine dayanmış, mahkemece anılan krokiye değer verilmek suretiyle davanın kabulü cihetine gidilmiştir.
    Oysa, taraflar arasında daha önce aynı yer mahkemesinde aynı nedenle açılıp görülen dava sonunda kurulan 27.9.1996 tarih 1995/96 Esas – 1996/467 Karar sayılı derecattan geçerek kesinleşen hükümde aynı parselden bahsedilerek paydaşlar arasında bir taksim olgusunun varlığı benimsenerek davalının değil, aksine davacının kendisine düşenden fazla yer kullandığı gerekçesiyle davanın reddedildiği görülme Her ne kadar, tüm paydaşların katılımıyla gerçekleştirilmeyen imzasız ibraz edilen taksim haritasına itibar edilmesine hukuken olanak yok ise de yukarıda belirtilen dava dosyasında taksim olgusunun kabul edildiği gözetildiğinde bu olgunun davanın taraflarını bağlayacağı kuşkusuzdur.
    Ne var ki, mahkemece daha önce görülen ve kesinleşen dava sırasında düzenlenen bilirkişi raporu yerine uygulanmamış, kapsamı tayin edilmek suretiyle eldeki dava konusu edilen yer olup olmadığı tespit edilmemiş ve bu dosya değerlendirilmemiştir.
    Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler ve olgular gözetilmek suretiyle bir araştırma yapılması ve ondan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,14.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi