3. Hukuk Dairesi 2017/9653 E. , 2017/12063 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; borçlu davalının müvekkili şirketin elektrik abonesi olup, ödenmeyen elektrik borcunun tahsili amacıyla, davalı hakkında icra takibi yapıldığını, vaki itiraz nedeniyle takibin durdurulduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı borçlunun icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı; müvekkilinin 1981 yılından beri ..."de yaşadığını, abonelik sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmadığını, imza incelemesi yapılabileceğini, davalının davacı kuruma 19950 nolu abonelikten dolayı borcu bulunmadığı için icra takibine yapılan itirazın haksız olmadığını, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davacı tarafa abonelik sözleşmesi aslını dosyaya ibraz için kesin süre verilmesine rağmen davacı tarafça abonelik sözleşmesi aslı ibraz edilememiş olduğu ve davacının davasının sübut bulmadığı, davalının kötü niyet tazminatı talebinin ise davacının kötü niyetli olarak takip yaptığının davalı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28/05/2014 tarihli ve 2014/1212 Esas, 2014/8405 Karar sayılı ilamı ile hükmün " ... davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile ... davalı tarafından verildiği ileri sürülen aboneliğin iptaline ilişkin 25.04.2003 tarih ve 5626 sayılı dilekçedeki imzanın davalıya ait olup olmadığının tesbiti amacıyla, davalı isticvap edilmek suretiyle bu husus açıklığa kavuşturularak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyan mahkemece; isticvap ile 25.04.2003 tarih ve 5626 sayılı dilekçe için beyanı alınan davalının sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK."nun 211. maddesinde “(1) Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir:a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Davalının 01.10.2015 tarihli celsede 25.04.2003 tarih ve 5626 sayılı dilekçe altındaki imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiği ve mahkemenin imza incelemesi yapmadığı anlaşılmakla, söz konusu dilekçede bulunan imzanın davalıya ait olup olmadığının kesin olarak tespit edilebilmesi için mahkemece 6100 sayılı HMK"nun 169.vd. maddelerinde düzenlenen isticvap hükümlerine göre tekrar isticvap edilerek imza örnekleri alınarak, toplanmış diğer imza örnekleriyle birlikte imzanın davalıya ait olup olmadığının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi gerekir.
Bu durumda, mahkemece yukarıda açıklanan yasal düzenleme uyarınca 25.04.2003 tarih ve 5626 sayılı dilekçedeki imzanın davalıya ait olup olmadığı hususunda araştırma ve inceleme yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken noksan araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.