20. Hukuk Dairesi 2015/1483 E. , 2015/5360 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada .... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) ve .... 1. Asliye Ticaret Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Asliye hukuk mahkemesince (Tüketici mahkemesi sıfatıyla), uyuşmazlığın sigorta ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
Asliye ticaret mahkemesi tarafından ise, taraflar arasında sigorta sözleşmesi bulunmayıp uyuşmazlığın satış sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile tüketiciler ile satıcı ve üretici firma arasındaki mal ve hizmet alım satımından kaynaklanan anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması görevi Tüketici Mahkemelerine verilmiştir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 1. maddesinde Kanunun amacı; “...ekonominin gereklerine ve kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir” şeklinde belirtilmiştir. Aynı Kanunun 3/e bendinde “Tüketici; bir mal veya hizmeti özel amaçlarla satın alarak nihai olarak kullanan veya tüketen gerçek veya tüzelkişi” olarak tanımlanmıştır.
Tüm anlatımlardan 4077 sayılı Kanun ile bir mal ve hizmeti özel amaçlarla satın alarak onu günlük yaşamda tüketen kişinin (Tüketicinin) korunması amaçlanmıştır. Tüketici 4077 sayılı Kanundan yararlanmak için başvurduğunda uyuşmazlık, tüketici mahkemesinde çözümlenecektir.
Somut olayda; davacı, davalıdan televizyon satın aldığını, ürün satın alınırken satış temsilcisine, küçük çocuğunun olması nedeniyle televizyonun hasar görmesi konusunda endişeli olduğunu bildirdiğini, satış temsilcisinin ise ürünün kırılmasına ya da hasar görmesine karşı kaskolanabileceğini söylemesi üzerine 48,68.- TL kasko bedelinin TV sigorta hizmet paketi kapsamında davacı tarafından ödendiğini, ancak fatura ile birlikte davacıya kasko poliçesinden suret verilmediğini, televizyonun satın alınmasından kısa bir süre sonra, davacının çocuğunun eylemi sebebiyle televizyonda arıza meydana geldiğini, sorunu davalı firmanın satış temsilcisine aktardığını, kendisine kasko şirketine bildirmesi durumunda arızanın giderilebileciğinin bildirildiğini, davacı televizyonu kasko şirketine gönderdiğini, ancak kasko şirketinin 18 yaş altı hasar nedeniyle tamir talebini reddettiğini, satış temsilcisi tarafından 18 yaş altı kişilerin vereceği hasarlar sebebiyle kaskonun söz konusu olmayacağı bildirilmiş olsa idi davacının ürünü satın almayacağını, kasko poliçesi de davacıya verilmediğinden hangi durumların kaskolu olduğunu bilmediğini bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla aldatıcı ve hileli satış nedeniyle 2.849,00.- TL"nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır
Bu durumda; taraflar arasında sigorta sözleşmesi bulunmayıp, davacı tarafın, davalının aldatıcı ve hileli satış yaptığı iddiası ile ödemiş olduğu bedelin iadesini talep ettiği anlaşıldığından, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince .... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 05.06.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.