Esas No: 2021/182
Karar No: 2022/4005
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/182 Esas 2022/4005 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/182 E. , 2022/4005 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 03.12.2018 tarih ve 2017/382 E. - 2018/440 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 09.10.2020 tarih ve 2019/467 E. - 2020/855 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin “11” rakamını esas unsur olarak içeren “n11” ve “n11.com” ibareli seri markalarının tanınmış olduğunu, bu markalar ile davalı şahsın “N15 boutique” ibaresini içeren başvurusu arasında 556 s. KHK md. 8/1-b anlamında görsel, işitsel ve kavramsal bakımından iltibas ihtimalinin bulunduğunu, davalı başvurusunun müvekkilinin yeni bir seri markası olarak algılanacağını, müvekkilinin “n11” markasını e-ticaret, reklam, danışmanlık alanlarında kullandığını, markanın kullanımla yüksek ayırtedicilik kazandığını ileri sürerek YİDK kararının iptali ile tescil edilmiş olması halinde 2016/36266 başvuru sayılı ve “N15 boutique” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı şahıs vekili, taraf markaları arasındaki tek müşterek unsurun “N” harfi olduğunu, davacı markalarındaki “N” harfinin tek başına davacı markalarının esas unsuru olmadığını, 11 rakamının ve “uğur böceği” şeklinin belirgin unsurlar olduğunu, sayı içeren markaların ayırtediciliklerinin ve koruma kapsamlarının düşük olduğunu, taraf markalarındaki rakamların ve kullanılan renklerin farklı olduğunu, davalı markasının şekil unsuru içermediğini ve markanın içerdiği “Boutique” kelimesinin markaların tamamen farklılaşmasını sağladığını, davacının seri markalarının 11 ibaresi etrafından türetilmesi sebebiyle seri marka iddiasının dinlenemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalının "N15 boutique+şekil" ibareli marka başvurusu ile davacının "N11" esas ibareli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi'nce; "N15 boutique+şekil" ibareli davalı ... başvurusu kapsamında 35 ve 40. sınıftaki mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak davacı markalarının ise "N 11" esas ibareli bulunduğu ve 09, 16, 35, 36, 38, 39, 41, 42. sınıflardaki mal ve hizmetleri kapsadığı, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere, davalı başvurusundaki 35. sınıfa konu hizmetlerin, davacının marka tescillerinin kapsamında bulunan mal ve hizmetlerle ayniyet taşıyan/aynı hizmet niteliğinde olduğu, taraf markaları arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak N harfinin ön plana çıkartılması ve sonrasındaki 15 rakamı nedeniyle davacının "N 11" markasının devamı veya bir serisi olabileceği şeklinde görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, davalı şirketin “N 15” asli unsurlu markasının davacının “N 11” esas unsurlu markalarıyla 35. sınıfa konu hizmetler bakımından 556 s. KHK md.8/1-b çerçevesinde iltibas yaratacak düzeyde benzer olduğu, davacının itiraz aşamasında tanınmışlık itirazına ilişkin belgeleri sunmadığı için YİDK'nın kararının 556 s. KHK md.8/4 hükmü bakımından yerinde ve doğru olduğu, ancak dava konusu markanın, davacının marka tescillerinin kapsamında olmayan 40. sınıfa konu hizmetlerden “Deri ve kürk işleme hizmetleri. Kumaş işleme hizmetleri, yün işleme hizmetleri. Terzilik hizmetleri, nakış işleme hizmetleri” bakımından 556 s. KHK md.8/4 hükmüne dayalı hükümsüzlük şartlarının mevcut olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile, TPMK YİDK 2017 - M- 4052 sayılı kararın 35. sınıftaki benzer hizmetler yönünden iptaline, davalı markasının 35.ve 40. sınıftaki benzer emtialar yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPMK vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı TPMK vekilinin tüm, davalı ... vekilinin ise aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, davalının marka başvurusuna davacının yaptığı itirazın reddine dair YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü talebine ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı, davasında 6769 S. SMK'nın 8/5 maddesi uyarınca markasının tanınmışlığı vakıasına da dayanmıştır. Dairemizin emsal nitelikteki 13.11.2018 gün 2017/1410 Esas- 2018/7017 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere tanınmış markalar sahiplerine, markanın tanınmışlık düzeyi ve sonraki markanın tanınmış markaya benzerlik düzeyi itibariyle markanın tescil kapsamındaki aynı ve benzer tür mal ve hizmetlerin yanı sıra, 556 sayılı KHK 8/4. (SMK 6/5) maddesinde yazılı risklerden en az birisinin varlığı halinde farklı tür mal ve hizmetler yönünden de koruma sağlar. Böyle bir korumanın varlığı için her şeyden önce, tanınmış marka ile sonraki başvuru konusu markaya konu işaretler arasında nispi bir benzerlik bulunması gerekmektedir. Benzerlik şartının sağlanması için, markaları kullanan firmalar arasında idari veya ekonomik bir bağ olduğu konusunda ilişkilendirilme, diğer bir anlatımla markalar arasında karıştırılma ihtimalini doğuracak düzeyde bir benzerlik bulunması şart olmayıp, sonraki markanın tanınmış markayı çağrıştıracak düzeyde benzer olması yeterlidir. Ayrıca tanınmış markaya benzerlik yanında sonraki tarihli başvuru konusu işaretin tescilinin tanınmış markanın itibarına veya ayırt edicilik karakterine zarar vermesi ya da tanınmışlıktan haksız yarar sağlaması tanınmışlıktan haksız yarar sağlama ihtimalinin kural olarak aynı sektördeki mal ve hizmetler yönünden gerçekleşeceğinin kabulü gerekir. 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesinde belirtilen risklerden herhangi birinin doğduğu kanaatine varılırsa, tescil için başvuru yapılan marka başvurusunun reddine, tescil edilmiş ise hükümsüzlüğüne karar verilmelidir.
Somut olayda davacı yana ait “N11” ibareli markaların “internet satış hizmetleri” yönünden tanınmış marka olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davacı markalarının tanınmış olduğu sektör açısından başvuru kapsamındaki 35. sınıfta yer alan hizmetler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi isabetli ise de, davalının başvuru markası kapsamında yer alan 40. sınıftaki “Deri ve kürk işleme hizmetleri. Kumaş işleme hizmetleri, yün işleme hizmetleri. Terzilik hizmetleri, nakış işleme hizmetleri” için davacının tanınmış olduğu sektör ile davalı markası kapsamındaki mal ve hizmetlerin farklı olduğu ve markaların ayniyet derecesinde de benzer olmadığı ve keza bu sınıf hizmetler yönünden TPMK YİDK kararının iptali istemi reddedildiği halde, hüküm 1 Nolu bendiyle çelişki oluşturacak şekilde 40. sınıf aynı hizmetler yönünden hükümsüzlük davasının kabulü doğru değildir. O halde Mahkemece 40. sınıf hizmetler yönünden davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı TPMK vekilinin tüm, davalı ... vekilinin ise sair temyiz istemlerinin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı ...'a iadesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı TPMK'dan alınmasına, 25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.