Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/5732
Karar No: 2008/7212

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/5732 Esas 2008/7212 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar, paydaş oldukları taşınmazdaki evin davalı tarafından kullanıldığını iddia ederek elatmanın önlenmesini ve ecrimisil istemişlerdir. Mahkeme, elatmanın önlenmesi isteği yönünden davanın kabulüne, ecrimisil isteği yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak dosya incelendiğinde tüm paydaşları kapsar biçimde fiili bir kullanımın gerçekleşmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulması kararlaştırılmıştır. Kanun maddeleri olarak, paydaşların elatmanın önlenmesi davası açabilecekleri ancak payın kullanımına ilişkin çekişme varsa taksim veya şuyun satışı yoluyla çözümlenmesi gerektiği, tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim yapılamayacağı ve fiili kullanımın varlığında tapuda resmi taksimin yapılması veya imar uygulamasına kadar korunması gerektiği vurgulanmıştır.
1. Hukuk Dairesi         2008/5732 E.  ,  2008/7212 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : RİZE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
    TARİHİ : 13/03/2008
    NUMARASI : 2006/510-2008/98

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, 40 parsel sayılı taşınmazda davalı ile birlikte paydaş oldukları, taşınmazdaki evin davalı tarafından kullanıldığını ileri sürerek, paya vaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın iddası sabit görülerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                                                                        -KARAR-
    Dava, çaplı taşınmazda paydaşlar arasında elatmanın önlemesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteği yönünden davanın kabulüne, ecrimisil isteği yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların kargir ev ve çay bahçesi niteliğindeki 40 parsel sayılı taşınmazda davalı ile birlikte, paylı mülkiyet üzere malik oldukları, taşınmazdaki evin davalı tarafından, çay bahçesi olan kısmının ise taraflarca kullanıldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne varki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " akte vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Somut olaya gelince; dosya kapsamıyla belirlenen olgular, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, taşınmazda tüm paydaşları kapsar biçimde fiili bir kullanımın, gerçekleştiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
    Öte yandan, taşınmazda davacıların kullandığı bölüm mevcut olduğuna göre, intifadan men olgusunun da gerçekleştiği söylenemez.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalının, temyiz itirazları bu nedenle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 9.6.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi