20. Hukuk Dairesi 2018/1522 E. , 2019/811 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi vekili 30/06/2014 havale tarihli dava dilekçesinde, ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan ve tapu kütüğünde 373 ada ..., 2, 3 ve 6 sayılı parsellerde bulunan taşınmazların davalılar adına tapuya kayıtlı olduğunu, dava konusu taşınmazların kesinleşmiş ... sınırı kapsamında kaldığını, bu nedenle kesinleşmiş ... sınırı içinde bulunan kısımların ... sayılan yerlerden olduğunu belirterek taşınmazların kesinleşmiş ... sınırı içinde bulunan kısımların tapusunun iptaline, davalıların taşınmazlara müdahalelerinin önlenmesine, ... vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının davasının kabulü ile; bilirkişi kurulunun 18/10/2016 tarihli ve 25/12/2016 tarihli rapor ve ek raporunda ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 373 ada ... parselde (A) harfi ile gösterilen ....504,06 m2, 373 ada 2 parselde (A) harfi ile gösterilen 170,58 m2, (B) harfi ile gösterilen 469,42 m2, 373 ada 3 parselin tekabül eden 3.018,16 m2, 373 ada 6 parselde (A) harfi ile gösterilen 8.259,64 m2"lik kısmının davalılar adına tapu kaydının iptali ile ... vasfı ile ... adına kayıt ve tesciline, davacı vekilinin meni müdahale talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından vekalet ücreti ve elatmanın önlenmesine ilişkin olarak, davalılar vekili tarafından ise esasa yönelik istinaf edilmekle, ... Bölge Adliye Mahkemesince, HMK"nın 345 ve 352. maddeleri gereğince, davacı tarafın süresinde olmayan istinaf dilekçesinin reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; dava konusu taşınmazların 1953 yılında yapılan arazi kadastrosunda, senetsiz olarak tarla, bağ ve zeytinlik vasfıyla davalıların murisi ... adına tespit edildiği, dava konusu taşınmazlar yönünden, 63 nolu ... Kadastro Komisyonunca 1996 yılında yapılıp 1998 yılında ilan edilen tahdidin ikinci kadastro niteliğinde olup hükümsüz sayılması gerektiği belirtilerek yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK"nın 353/...-b.3 maddesi gereğince kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen ... kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil ve müdahalenin men"i istemine ilişkindir.
Yörede 1953 yılında yapılmış arazi kadastrosu ve 04.11.1996 tarihinde başlanan ve 10.07.1998 tarihinde ilân edilerek kesinleşen ... kadastrosu ve 2/B çalışmaları bulunmaktadır.
Dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin 1953 yılında yapılarak kesinleştiği, daha sonra 1996 yılında başlayıp 1998 yılında sonuçlandırılan ... kadastrosu ve 2/B çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazların bir kısmının, ... tahdit sınırı içinde kaldığı, Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi gereğince 2010 yılında yapılan yenileme çalışmalarında 136 parselin 373 ada 6 parsel, 137 parselin 373 ada ... parsel, 138 parselin 373 ada 2 parsel, 139 parselin ise 373 ada 3 parsel olarak tespit görmüştür.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; ... kadastrosu ve genel arazi kadastrosu işlemleri, tabi oldukları kanun, hukuki konuları ve doğurdukları sonuç itibariyle birbirinden farklı olduğundan, genel kadastrodan sonra yapılan ... kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 22/.... maddesi anlamında 2. kadastro olarak kabul edilemez. 3402 sayılı Kanunun 22. maddenin beşinci fıkrasında “Tahditleri yapılarak kesinleşmiş ve tescil edilmiş ormanlara ait kayıt ve belgeler tapu kütüğüne olduğu gibi aktarılır” hükmü bulunmaktadır. 3402 sayılı Kanunun yürürlüğü tarihinden önce genel kadastrosu yapılan yerlerde, tahditleri yapılmayan ormanlarda ve yine bu kanunun yürürlüğünden sonra aynı Kanunun .../3. maddesi hükmüne göre yapılan çalışma sonucu tescili yapılan ormanlarda ne gibi işlem yapılacağı konusunda Kadastro Kanununda hüküm bulunmadığından, bu tür ormanlar hakkında özel Kanun olan 6831 sayılı ... Kanununun uygulanması gerekir. Anılan Kanunun 22.05.1987 tarih ve 3373 sayılı Kanun ile değişik 7. maddesinde “Devlet ormanlarının, hükmü şahsiyete haiz amme müesseselerine ait ormanların, hususi ormanların, ... kadastrosu ve ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti, ... kadastro komisyonları tarafından yapılır” hükmü bulunmakta olup, kanun maddesinde daha önce arazi kadastrosu yapılan ve yapılmayan taşınmaz ayrımının yapılmadığı görülmektedir. 6831 sayılı Kanunun bazı maddelerini değiştiren 3373 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra bu kanun hükümlerine göre çıkarılan ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6831 sayılı ... Kanununa göre ... kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesi uygulaması hakkındaki Yönetmeliğin kapsamı başlıklı 2. ... Kadastro Komisyonlarının görevi başlıklı 8. maddelerinde hangi taşınmazların ... kadastrosunun yapılacağının gösterildiği, Tapu ve Kadastro Dairelerinden İstenecek Bilgi ve Belgeler başlıklı 18. maddesinde “... kadastrosu yapılacak yerlerin daha önce tapulaması yapılmış ise, kadastro pafta örnekleri ile tapu kayıt örneklerinin tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden getirileceği”, Devlet Ormanları Olarak Sınırlandırılacak Yerler başlıklı 23. maddesinde tapulu - tapusuz ya da daha önce arazi kadastrosu yapılan yer ayrımı yapılmaksızın 6831 sayılı Kanunda tanımı yapılan yerlerin ve 4785 sayılı Kanun gereğince devletleştirilmiş veya devletleştirmeye tabi ormanlar ile Devlet ormanı olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme ilamı bulunan yerlerin ... kadastrosunun yapılacağı ve aynı Yönetmeliğin ... Olarak Sınırlandırılan Tapulu Yerlerin ... İşletme Müdürlüğüne Bildirilmesi başlıklı 29. maddesinde “... Kadastro Komisyonlarının, ... olarak sınırlandırılan tapulu yerleri, harita, liste ve tutanaklarını ... İşletme Müdürlüklerine göndereceği ve müdürlük tarafından kesinleşmiş ... sınırları içinde kalan hukuken geçersiz hale gelmiş tapuların kısmen veya tamamen iptali için gerekli işlemlerin yapılacağı” ve 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile ve yine 05.11.2003 tarih ve 4999 sayılı Kanun ile değiştirilen 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi ile daha önce ... kadastrosu yapılan ancak herhangi bir nedenle ... sınırı dışında bırakılan ormanların dahi ... kadastrosunun yapılabileceği" öngörülmüştür. Böylece daha önce ... kadastrosu yapılan yerlerde dahi ... kadastrosu yapılmasının ikinci kadastro olmayacağı kanun ile de hüküm altına alınmıştır.15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve 02.09.1986 tarihli Yönetmeliği Yürürlükten Kaldıran ... Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 2, 10, 21, 26, 27 ve 32. madde hükümleri de birlikte değerlendiğinde, daha önce genel arazi kadastrosu yapılan yerlerde, sonradan ... kadastrosunun yapılmasının kanuni olduğu, dayanılan kanun kuralları ve hukuki sonuçları farklı olduğundan ... ve arazi kadastrosunun birbirine karşı ikinci kadastro olmayacağı sonucuna ulaşılmaktadır. 3116 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.06.1937 ve 6831 sayılı ... Kanununun yürürlüğe girdiği 08.09.1956 tarihinden bu yana ... Genel Müdürlüğünün uygulamaları da bu doğrultudadır.
Hal böyle olunca; somut olayda çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp 10/07/1998 tarihinde ilan edilen ... kadastrosu ve 2/B madde uygulamasının 1953 yılında yapılan genel arazi kadastrosuna karşı ikinci kadastro kabul edilemeyeceğinden işin esasına girilerek yöntemine uygun şekilde istinaf incelemesi yapılması gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK"nın 371. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/02/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.